Gündem

Kayyım atamalarının 48. gününde protestolar sürüyor: Seçilmiş belediye başkanlarını tekrar görevlerine getirmelerini istiyoruz

05 Ekim 2019 19:00

İçişleri Bakanlığı tarafından Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyım atanmasının 48. gününde protestolar sürüyor.  

Diyarbakır'daki nöbette konuşan HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, Kürt sorununun çözümünün imkan dahilinde olduğunu belirterek, “Sayın Öcalan’a bir şans verilirse bu savaş bitebilir” dedi.

Van'daki Demokrasi Nöbeti'nde konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkez Yöneticisi İsmail Boyraz 19 Ekim'de kayyım atamalarından vazgeçmelerini ve seçilmiş belediye başkanlarını tekrar görevlerine getirmelerini istiyoruz” dedi.

Mardin Kızıltepe'de düzenlenen eylemde konuşan HDP'li Pero Dündar, kendileri hakkında hazırlanan fezlekelere dikkat çekerek, "Biz siyaha beyaz demeyeceğiz" dedi.

Diyarbakır

Abluka altında bulunan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin (DBB) karşısında bulunan Lise Caddesi’nde süren nöbete, HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, HDP milletvekilleri, Almanya Sosyal Demokrat Partisi Milletvekili Kirsten Lühmann, HDP Gençlik Meclisi ve Genç Kadın Meclisi üyeleri, Barış Anneleri, Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri ve çok sayıda kişi katıldı. Nöbete, aralarında yönetmen Çayan Demirel’inde bulunduğu, İstanbul ve Ankara’dan gelen Barış ve Sinema Platformu da destek verdi.

Şarkı ve sloganlarla başlayan nöbet eyleminde gerçekleştirilen basın açıklamasında konuşan HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Zeyat Ceylan, kayyımın göreve geldiği an kadınların, gençlerin iradesine ve Kürt dilini hedef aldığını ifade ederek, “Kültürümüzü, tarihimizi yasaklayarak bizleri bizlere unutturmaya çalıyorlar. Kürt diline sahip çıkacağız. Her yerde kullanıp yaşamın dili haline getireceğiz” dedi.

Barış ve Sinema Platformu Sözcüsü Bingöl Elmas ise, sinemacıların Diyarbakır halkı ile dayanışmak için nöbet alanında olduklarını kaydederek, halkın iradesini gasp edelerin başaramayacağını belirtti.

HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan da, Kürt sorununun demokratik çözümünün imkanlar dahilinde olduğunun altını çizerek, bu sorunun akıl ve mantık çerçevesinde kurulacak diyalog yoluyla çözülebileceğini kaydetti. “Kürt sorunun demokratik çözümü mutlaka elzemdir” diyen Kurtulan, “Bunu güvenlikçi politikalarla çözmeyin. Sizden öncekilerde çok istedi. Olmadı, yapamadılar. Şimdi sizde yapamayacaksınız. Nitekim sonunuz yaklaşıyor. Artık yüzde 40+1’i kamuoyunun önüne getirdiğinize göre, bu sonucu artık sizde görüyorsunuz” diye konuştu.

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre Abdullah Öcalan’ın “Bir haftada savaşı bitirebilirim” ifadelerini hatırlatan Kurtulan, bunun mümkün olduğunu ve halkın da onu desteklediğini dile getirdi. Savaş politikalarından vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizen Kurtulan, “Barışmak diyalogla sağlanabilir. Sayın Öcalan’a bir şans verilirse bu savaş bitebilir. Ve kendisi hazır olduğunu söylüyor. Toplum da arkasında duruyor. Türkiye’nin en büyük sorunu olan Kürt Sorunu demokratik bir şekilde çözülebilir” diyerek hükümete seslendi.

Partisinin Diyarbakır il binası önünde çocuklarını talep eden annelerin eylemine dikkat çeken Kurtulan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Annelerin evlat hasretini başka yöne çekerek, partimize kanalize ederek çözüm bulamazsınız. Leyla Güven ve Gülistan Koçyiğit dağ yolunun nasıl kapanacağını söylerken, hedefe koyarak çözüm bulamazsınız. Adalet ve demokrasi ile dağ yolunu kapatabiliriz. Dağdakileri, demokrasiyi sağlayarak Türkiye’ye gelmelerini sağlayabiliriz. Bunun imkan dahilinde olduğunu biliyoruz.”

Van

Demokrasi Nöbeti Van’da 48’nci Amed ve Van Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkez yöneticilerinin katılımıyla gerçekleşti. "Direne direne kazanacağız", "Eşbaşkanlık mor çizgimizdir", "Kayyum gidecek halk gelecek" sloganlarının atıldığı nöbette kurumlar adına konuşmalar yapıldı.

İlk konuşmayı İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkez Yöneticisi İsmail Boyraz yaptı. Seçme ve seçilme hakkının insanların en temel hakkı olduğunu vurgulayan Boyraz, halkın kendi yerel yönetimlerini idare etmesinin en meşru hak olduğunu ifade etti. Boyraz, “Avrupa yerel yönetim özerklik hakkını Türkiye kabul etmediği sürece Türkiye’de insanlar demokrasiye, yerel yönetimlere ve özgürlüklerine kavuşmayacaktır. Biz yine siyasal iktidara çağrıda bulunuyoruz. 19 Ekim'de kayyum atamalarından vazgeçmelerini ve seçilmiş belediye başkanlarını tekrar görevlerine getirmelerini istiyoruz” dedi.

Ardından konuşan Amed Emek ve Demokrasi Platformu Eş Sözcüsü Mehmet Şirin Gürbüz de hükümetin bir taraftan doğayı talan ettiğini, diğer taraftan halkları soykırıma uğrattığını ve halkın iradesini gasp ederek kayyum atadığını dile getirdi. Gürbüz, “Faşizme boyun eğmeyeceğimizin ve faşizmi yıkacağımızın sözünü veriyoruz. Birlikte daha güçlüyüz. Birlikte kazanacağız. Kayyumlar gidecek biz kalacağız” diye konuştu.

Van Emek ve Demokrasi Platformu adına konuşan Bedri Yamaç da kayyum atamalarının emeğin gaspı ve barışın yok sayılması anlamına geldiğini ifade etti. Hükümetin bu uygulamalarının savaş politikalarının onaylanmasına yol açtığını ve her şeyden önce Kürt halkının statüsünün yok sayıldığını dile getiren Yamaç, yok sayma ve irade gaspını hiçbir zaman kabul etmediklerini bundan sonraki süreçte de kabul etmeyeceklerini belirtti.

Mardin

Mardin’de devam eden eylemin bugünkü adresi Kızıltepe ilçesi olurken, eyleme HDP’lilerler yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Özgürlük Meydanı'ndaki eylemde Barış Anneleri'nin yoğunluğu dikkat çekerken, şarkılar söylenerek zılgıtlar atıldı. Kızıltepeli çocukların kitlenin etrafında toplandığı eylemde meraklı bakışları dikkat çekti. Çocukların kendi aralarında "olay olacak birazdan" şeklindeki konuşmaları da dikkat çeken detaylar arasında yer aldı.

Oturma eyleminin ardından HDP'li Pero Dündar açıklama yaptı. Dündar, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenlerin gününü kutlayarak, anadil mücadelesi verirken katledilen eğitimcileri andı. Anadilde eğitimin önemine dikkat çeken ve bunun için mücadele ettiklerini belirten Dündar, bütün anadillerde eğitim verilmesini savunduklarını ve dillerin korunması gerektiğini söyledi. Kürt çocuklarının asimile edilmesine devam edildiğini ve Kürtçe üzerinde baskıların sürdüğünü kaydeden Dündar, "Halen Kürtçe şarkı söylediği için insanlar gözaltına alınıyor. Düğünde şarkılar söylenirken legal mı illegal mi diye bakılıyor. Hoşunuza gider ya da gitmez şarkı şarkıdır. Bizim de hoşumuza gitmeyen şarkılar oluyor. İktidar şarkılarımızdan korkuyor. İktidarın tarihi budur. Kürtçe konuşan insanlar baskı altına alınıyor. Kayyumların tarihi de budur. Onlar da anadilde eğitim verilen okullarımızı kapattılar. Ama bu baskılar karşısında bizler dilimizden vazgeçecek değiliz. Anadilde eğitim mücadelemizi de sürdüreceğiz" diye konuştu.

KHK ile görevlerinden uzaklaştırılan öğretmenlere dikkat çeken Dündar, KHK'lilerin yanında olacaklarını ifade etti.

HDP'li milletvekilleri hakkında hazırlanan fezlekelere de değinen Dündar, fezlekelerin açlık grevi eylemlerine destek vermeleri, cezaevlerine mektup göndermeleri, taziyelere katılmaları gerekçeleri ile hazırlandığına dikkat çekti. Dündar, "Değil 75, binlerce fezleke de hazırlasanız demokrasi mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Biz siyaha beyaz demeyeceğiz" diye konuştu. Dündar, 19 Ekim'e kadar kayyum eylemlerinin devam edeceğini ama bitmeyeceğini söyledi.