Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Danıştay'ın "Andımız" kararına ilişkin olarak, "Bakıyor musunuz, Andımız gündeme geldiğinden beri siyaset ne hale geldi? 'Andımız'a göre yepyeni dağılmalar, yepyeni ittifaklar oluşmuş durumda." düşüncesini dile getirdi.
Taşgetiren, "HDP’nin şeytanlaştırılmasının Kürtler arasında nasıl bir travma meydana getirdiği yetmiyormuş gibi, yeniden 'Ne mutlu Türküm diyene' dedirtmek, ne bileyim belki Diyarbakır dağlarına yeniden 'Ne mutlu Türküm diyene' yazdırarak, tüm Diyarbakırlıları !Türklük bilinci' ile donatmak… 1994’te Leyla Zana Meclis Kürsüsünden Kürtçe yemin ettiği için yaka paça indirildiğinde, Orhan Doğan Meclis’ten alınıp boynuna basılarak polis otosuna bindirildiğinde “Bu işler Diyarbakır kahvehanelerinde nasıl okunur, hiç düşündünüz mü?” diye yazmıştım. Ve şimdi insan hakları mücadelesi ile tanınan Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu Meclisten alıp cezaevine götürmekle başlayacak olan dokunulmazlıkları kaldırma hamlesi… Yooo, düşünmeden ilerliyoruz. Amiyane ifadeyle 'Yersen' üslubunda…" görüşünü savundu.
Taşgetiren yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Bakıyor musunuz, Andımız gündeme geldiğinden beri siyaset ne hale geldi? Andımıza göre yepyeni dağılmalar, yepyeni ittifaklar oluşmuş durumda. MHP, Cumhur İttifakı’nın oy kıskacı içinde Ak Parti’yi kendine benzetti, şimdi bir de Andımızın oluşturduğu tansiyon içinde, geçmişteki her yönelişten tornistan durumuna getirirse alın size nur topu gibi bir siyasi matematik karmaşası, derim ben.
Andımızla ilgili bütün tartışma aslında Ak Parti uygulamaları ve Erdoğan’ın sözleri üzerinde dönüyor. MHP sıkıştırıyor müttefikini. Hani Cumhur İttifakı, Millet İttifakı cenahını HDP ile ilişki yüzünden sıkıştırıyor ve dağıtma hesabı yapıyor ya, şimdi roller değişmişe benziyor, muhalefette birileri -İyi Parti sözcüleri ve Muharrem İnce gibi- Andımız üzerinden iktidar ortaklarını çözmeye çalışıyor. Hoş bu tartışmanın muhalefette de farklı tavır alışlar sebebiyle fay hatları oluşturması söz konusu.
Danıştay’da bu kararı tam da bugünlerde verenler bu işin böyle stratejik bir fonksiyon icra edeceğinin bilincindeler miydi, bilmiyoruz, ama Türkiye siyasetinin ne kadar kırılgan zeminlerde seyrettiğini az-çok bilen her odak oyuna girebilir, demek şu yaşadıklarımız. Hani Cumhuriyet’in 100’üncü yılına gelirken çözemediğimiz Kürt sorunu var ya… Andımız konusu o sorunda yeni bir kaşıma niteliği taşıyor.
Siyaseten iş görür bu sorun, ama tv’lerdeki tartışmalarda sergilenen dil, fazlasıyla siyasallaşmış Kürt gençlerinin dünyasında yeni bir kimlik bilemesine su taşıyor. Ne diyeyim? Herkes akıllı olsun."
Ne olmuştu?
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, okullarda öğrenci andının okunmasını sona erdiren MEB yönetmeliğini iptal eden Danıştay 8. Dairesi'nin kararını bozdu. Bu karar sonrası okullarda artık andımız okunmayacak.