Gündem

Karar yazarı Taha Akyol: Montrö’ye göre Boğazlar'dan geçemeyen ağır harp gemileri Kanal İstanbul'dan geçebilecek!

11 Nisan 2021 12:54

Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, Kanal İstanbul projesine ilişkin olarak, "Montrö’ye göre Boğazlar'dan geçemeyen ağır harp gemileri Kanal İstanbul'dan geçebilecek!" görüşünü savundu. 

Akyol yazısında, "Cumhurbaşkanı Erdoğan Kanal İstanbul açıldığında savaş gemilerinin de geçebileceğini söylemiştir. (5 Ocak) Montrö kısıtlamalarını aşan tonaj ve silah kapasitesine sahip savaş gemileri Kanal’dan geçmek isterse ne yapacağız?! İzin vermemek bir tarafı, vermek öbür tarafın Türkiye’ye baskılarını çekecektir. Cumhurbaşkanı, Kanal İstanbul’un Montrö’nün alternatifi olduğunu da söylemiştir. Sözleri şöyle: 'Türkiye İstanbul boğazındaki ağır deniz yükünü Kanal İstanbul’la hafifletirken tamamen kendi egemenliğindeki alternatife kavuşmuş olacaktır. Şu anda İstanbul Boğazı’nda egemen miyiz? Maalesef...' Demek ki, Kanal Montrö’nün alternatifi! Yani Montrö’ye göre boğazlardan geçemeyen ağır harp gemileri Kanal’dan geçebilecek! Bunları geçirmek veya geçirmemek için Türkiye ABD veya Rusya’nın baskılarına maruz kalabilecek." düşüncesini dile getirdi.

Akyol şu ifadeleri kullandı: 

"Halbuki Türkiye İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler ve Stalin, değişik tarihlerde, savaş gemilerini ve denizaltılarını Boğazdan geçirmek istediklerinde, Türkiye Montrö’yü göstermiştir. Hatta Dışişleri Bakanı Şükrü Saracoğlu, Stalin’in Dışişleri Bakanı Molotof’un bu yöndeki notasını almamış, masa üstünde bırakmış ve notayı Montrö imzacısı bütün devletlere vermesini söylemiştir. Rusya-Ukrayna krizin, Türkiye Boğazlar konusunda baskı ve tehditlere maruz kalmıyorsa bu Montrö sayesindedir. ‘Alternatif’ Kanal açmanın olası sorunlarını bir düşünün! Son araştırmalar Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’nda izlediği dış politikayı "Batı taraflısı fakat savaş dışı" olarak tanımlıyor. Bu konuda İlhan Tekeli ve Selim İlkin’in "İkinci Dünya Savaşı Türkiyesi" adlı araştırmasını önemle tavsiye ederim.

Batı taraflısı ama Batılıların savaş girmemiz yönündeki baskılarını geçiştiren, Hitler ve Stalin’i de kışkırtmamaya dikkat eden bir dış politika…

Bu Montrö sayesinde mümkün olmuştu. 2008’deki Gürcistan krizinde de Türkiye Montrö’nün kurduğu çok taraflı dengeye dayanarak krizin dışında kalmıştır.

Türkiye’nin büyük krizlerden geçerek oluşmuş geleneksel dış politikası, ittifakları, temel anlaşmaları ve diplomatik dili doğrudur. Bunları hırpalamak yanlıştır. Ortadoğu’daki yalnızlığımızda da bu yanlışı hazin bir şekilde görebiliriz. Kanal İstanbul’la Türkiye’yi böyle bir yanlışa sürüklemekten sakınmak gerekir.  Bu satırlar yazılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Ukrayna Devlet Bakanı Zelensky, Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi toplantısı için İstanbul’da bir araya gelmişti. Elbette “Ukrayna taraflısı, fakat kriz dışı” olmalıyız, bunun anahtarı da Montrö’ye dört elle sarılmaktır."