Karar yazarı Mehmet Ocaktan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin açıklamalarını değerlendirdiği "İktidar çözüm konusunda neden bu kadar isteksiz?" başlıklı yazısında, bir yandan PKK lideri Abdullah Öcalan'la çözüm adımları atılırken, diğer yandan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ikinci "hak ihlali" kararına rağmen cezaevinde tutulmasının çelişki yarattığını ifade etti. Ocaktan, "Öcalan'a bütün kapıları açıp Demirtaş'a kapıları kapatarak nasıl bir çözüm sağlanacak doğrusu anlamak mümkün değil" dedi.
Ocaktan şöyle yazdı:
"Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da son grup toplantısında, çözüm konusunda, 'Yarım asırlık terör musibetinden ülkemizi kurtarmak amacıyla yürüttüğümüz terörsüz Türkiye sürecini büyük bir sabır ve samimiyetle devam ettiriyoruz. Meclis'te kurulan komisyonumuz maşallah önemli işlere imza atıyor' diyerek, meseleye sahip çıktıklarını açıkça söyledi.
Cumhurbaşkanının sözleri elbette önemli ama bu sürecin başarıyla sonuçlanması için öncelikle 'iç cepheyi tahkim etmek' ve toplumun bütün kesimleriyle kucaklaşmak şart.
Ama ne yazık ki memleketteki gidişat, hiç de bir kardeşlik iklimine işaret etmiyor. Bir taraftan terör örgütünün lideri Öcalan'la çözüm için birlikte adımlar atılıyor ama yıllarca sivil siyaseti savunan Selahattin Demirtaş için ikinci kez ‘hak ihlali' kararı veren AİHM'ye itiraz dilekçesi gönderilerek Demirtaş cezaevinde tutulmaya çalışılıyor.
Öcalan'a bütün kapıları açıp Demirtaş'a kapıları kapatarak nasıl bir çözüm sağlanacak doğrusu anlamak mümkün değil. MHP lideri Bahçeli'nin sürece katkılarında dolayı Demirtaş'a teşekkürlerini ilettiği halde iktidarın Bahçeli'nin çabalarını boşa çıkaracak uygulamalara yönelmesi izaha muhtaç bir durum.
Herhangi bir bilgiye sahip değilim ama MHP'nin AK Parti iktidarının AİHM hamlesinden rahatsız olduğunu anlamak için müneccim olmaya gerek yok. Adalet Bakanlığı'nın 'Terörsüz Türkiye' projesinin komisyon çalışmalarıyla tam gaz devam ettiği bir süreçte kendi başına böyle bir AİHM girişiminde bulunmasının mümkün olmadığı dikkate alındığında, gerçekten çok tatsız bir görüntünün ortaya çıktığı anlaşılacaktır.
Çözümle bağdaşması asla mümkün olmayan böyle bir girişim karşısında, doğal olarak insanların 'Aslında iktidar, bu çözüm adımlarının toplumsal sonuçlarından endişe ediyor. Bu yüzden de meseleyi zamana yaymak istiyor' benzeri bir kanaat serdetmeleri kaçınılmazdır."
Yazının tamamı için tıklayın.