Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 'üçüncü ittifak' çıkışına açıklık getirerek, "Ben ittifakların içinde de ittifak kurulabileceğini, bu birlikteliği bozmadan başka ittifakların da olabileceğini ifade ettim." açıklamasını yaptı.
Karamollaoğlu, Habertürk TV'de Hülya Hökenek'in sorularını yanıtladı.
"İyi Parti öncelikleri farklı olan parti, biz farklıyız, Demokrat Parti farklı, DEVA, Gelecek elbette farklı. AK Parti ile uzun zaman beraber yürümüşler, bir şeyler beklemişler, sonunda 'bu iş artık gitmiyor' demişler ve ayrılmışlar." diyen Karamollaoğlu'nun ittifak konusuyla ilgili açıklamaları şöyle:
"Ben onu bir farklılık olsun diye söylemedim. Bazı benzer yaklaşımlar, iddialar var dendiği için ben de elbette üçüncü bir ittifak bu ittifakın içinde olabilir. Yoksa bu ittifak bozulacak, farklı bir yapıya kavuşacak, öyle bir lafım olmadı. 6'lı masa aslında Türkiye'de muhalefetin ciddi bir adımı sayılmalıdır. Ülkemiz maalesef iyi yönetilmiyor, yönetilemiyor. AK Parti iktidarı ülkenin bütün problemlerini çözeceğini vaad ederek geldi. Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü. Geldiği noktada problemleri çözemez duruma düşünce eski söylediklerini unuttu, yeni sayfa açmaya; baskı, zorlama, yasaklama gibi noktalara evrildi ülkenin problemlerini çözeceğine. Bizim buna evet dememiz mümkün değil. İttifakları zayıflatma çabasına girdi. Kendisinin karşısındaki ittifaklar öne çıkacak diye şartları değiştirdi. Kendi bileceği iş. Bu demokrasi ve dürüst davranışla izah edilecek konu değil. Bu noktada ittifakla problemi bozmadan dışarıda üçüncü ittifaklar oluşabilir. Çünkü baraj meselesini değiştirdi. Evet ortada baraj var ama eskisi gibi değil. Ben ittifakların içinde de ittifak kurulabileceğini, bu birlikteliği bozmadan başka ittifakların da olabileceğini ifade ettim.
"AKP kan kaybediyor"
Birazcık millet yeni birtakım konular arıyor. Üzerinde münakaşa edecekleri. Buna ihtiyaç duyuyor. Özellikle medya mensupları arayış içinde. Bu 6'lı masanın içinde zaten bir ittifak var. İYİ Parti ile Demokrat Parti, sayın Uysal oradan seçildi. Kendisi seçime müstakilen girmedi. Benzer oluşumların olabileceğine atıfta bulunmak, bu masanın bozulacağı manasına kesinlikle gelmez. 6'lı masa ülkemizin geleceği için çok ama çok önemli bir mana ifade ediyor. Şu anda AK Parti sürekli kan kaybediyor. Buna rağmen de yine bir ağırlığı var. Yüzde 30'ların altına da inse, CHP ile başabaş gidiyor neredeyse. AK Parti'den kopan yüzde 15'lik kesim var. Henüz nereye meczedeceğini belirlemedi.
İster istemez herkes zihninde bu soruyu soruyor; acaba bu yüzde 15'lik seçmeni nasıl etkileriz? Bundan daha tabii bir iş olmaz. Bu seçmen neden 'Ben AK Parti'yi desteklemeden vazgeçtim, şimdi sizi destekliyorum' demedi. Demek ki endişeleri ve beklentileri var. Yüzde 15'lik kesim çok büyük mana ifade ediyor. Yüzde 15'i cezbedecek olan siyasi parti veya ittifak buseçimde en büyük hamleyi yapacak. Sayın Cumhurbaşkanının gayretleri ile her ne kadar AK Parti eriyorsa da birkaç puanı da tutmak için ciddi çaba sarfediyor. Orada da başarısızlar diyemem. Bundan dolayı AK Parti'den kopacaklar olacak bundan sonra.
Son zamanlarda gündeme getirdikleri her konu artık AK Parti'nin kendi ayaklarının üzerinde duramayacağını gösteriyor. Seçim kanunu niye değişti? Bilmem hakimler, seçim kurulları neden değişti? Neden AK Parti'nin etkileyebileceği bir yapıya evriliyor. İttifaklardaki avantajlar bütünüyle neden ortadan kaldırıldı? Cumhur, Millet ittifakı derken bunların oluşturduğu kümelerin avantajları vardı. O avantajlar bir bakıma kalktı. Şimdi yeni kanunlar getiriyor. İhtimal veremiyorum ama bunu yaparlar mı? Dün olsaydı kesinlikle yapmazlardı. Ama bugün yapabilirler endişesini taşıyorum. Mesela TÜİK. Sen enflasyon rakamlarını hesap edip, mutlaka izin alacaksın. Hoppala bu ne yahu! Diyor ki, 'yayınlayamazsın TÜİK'ten izin alacaksın' Eğer bu doğruysa vay geldi başımıza. Oyunu verirken herkes görsün niye saklıyorsun diyebilir mi? Der. orada kendi emniyet güçleri görsün, başına geleceklerini hesap etsin diye. Bu bir faraziye. Ama TÜİK'le ilgili kanun getireceklerse, fikir, düşünce, akademik hürriyetle bağdaşması mümkün olmayan bir davranış olur. Şu anda AK Parti bir bocalamanın içinde. Patinaj yapıyor. Verdiği sözleri tutamıyor. Yasaklamakla bu problemleri çözmüş gibi yapıyor. 6'lı masa Türkiye'nin geleceğini belirleyen en önemli teşebbüstür. İçeride farklı konular da gündeme geliyor. Farklı yaklaşımlar elbette var. 6'lı masa seçime kadar devam edecek, hükümeti mutlaka değiştirecek. Buna ciddi olarak inancım var. Ufak tefek değişiklikler olmuş, onları önemsemiyorum.
"Bu kesim ne istiyor, neden endişe ediyor, ne bekliyor?"
Ben ortaya basit, sade bir fikir attım. Bunun üzerinde bu kadar münakaşa olacağını bilseydim, imtina ederdim. Bunun abartılacak bir tarafı yok. Elbette eğer ittifaklar meydana gelirse bunlar biraz daha geçmiş itibariyle, taban itibariyle birbirlerine yakın olan siyasi partiler arasında meydana gelebilir. Bunun ötesinde bir kelime söylesem 50 soru çıkacak. Onlara cevap versem 51. gelecek. 6'lı ittifak devam edecek. Bugünkü sisteme yönelik bir ittifak. Birbirlerinden çok farklı politikaları olan partiler var. CHP başka bir politikası olan, öncelikleri farklı olan parti. İYİ Parti öncelikleri farklı olan parti, biz farklıyız, Demokrat Parti farklı, DEVA, Gelecek elbette farklı. AK Parti ile uzun zaman beraber yürümüşler, bir şeyler beklemişler, sonunda 'bu iş artık gitmiyor' demişler ve ayrılmışlar. Bunu yapanları kınayamam. Bu arkadaşlarımız çok büyük erdem gösterdiler. 'Artık bu iş böyle gitmez' dediler. Bunu herkes söyleyemez. Takdir edilmeleri icap eder. Fikirlerine, düşüncelerine saygı göstermek icap eder. Geçmişte AK Parti'nin içinde çok önemli pozisyonda bulunmuşlar. Bakanlık, Başbakanlık yapmışlar, hiçbirisini küçümseyemeyiz. Son merhalede 'Bu iş burada bitti, sayın Cumhurbaşkanımızla fikirlerimiz örtüşmüyor' dediler. Bundan sonra da AK Parti'den kopanlar oldu. Yüzde 15. Bunlar da karar vermediler henüz. Bu kesim ne istiyor, neden endişe ediyor, ne bekliyor? Onu da gündemimize almamız icap eder. AK Parti'nin politikalarını prensip itibariyle baştan beri dış politika başta olmak üzere tasvip etmiyorum.
Ama attıkları birtakım adımlar var ki, bu millet buna susamıştı. Ayasofya'nın açışılına gitmiyorum diye kesinlikle hafife almadım. Çok büyük adım attılar tebrik ediyorum. Başörtüsü meselesini çözdüler. Bakanlar, milletvekilleri, valiler, emniyet mensupların arasında başörtülüler var. Bunlar takdir edilecek adımlar. Biz bunları takdir etmiyoruz dememiz mümkün değil. İmam hatip okulları problem olmaktan çıktı. Ancak eylemleri ile söylemleri uyuşmamaya başladı. Bu bizim için önemli kriter. Çocuklara okulda adaleti, dürüstlüğü, vefakarlığı anlatacaksınız, ondan sonra yolsuzluklarda zirveye çıkacaksınız. Adaleti kendi inhisarına alacaksınız. Benim dediklerime uyan hakimler derseniz, ipler kopar. Bizim itirazımız bu çelişkilere.
"Problemler karşısında çözümü olan partiyiz"
Toplum da bilsin; bizim özellikle inançlı kesim, manevi değerlerine önem veren kesimin kazanımlarından 1 milim bile taviz vermeyiz, verdirtmeyiz, böyle bir ittifakın içinde bulunmayız. Bu konuda kazanımlarımızdan taviz verilmeyeceğine inanarak birlikteliği yürüttük. Şimdiye kadar bunun zıddına tek bir kelime gündeme gelmedi. Biz AK Parti'nin yanlış politikalarının karşısınayız. Şu anda bunlar zirveye çıktı. Demokrasi, adalet, fikir özgürlüğü diyorlardı. Şimdi Meclis'e bir kanun sevk etmeye kalkıyorlar. Şuyuu vukundan beterdir derler. Duyulması onun meydana gelmesinden beterdir anlamında. TÜİK'ten izin almadan görüş açıklarsan senin canına okurum. İlmi özgürlüğün var olduğu ülkede bu nasıl düşünülebilir? Onun için bizim yaklaşımız çok farklı ve olumlu istikamette. Biz toplumumuzun tamamını kucaklamaya hazırız. Saadet Partisi olarak toplumumuzun bütün problemlerini dış, iç politika, adalet, eğitim ve özellikle şu anda ekonomide karşılaştığımız problemler karşısında çözümümüz olan partiyiz. Geçmişte biz bunu uyguladık. İşsizlik denilen problem ancak yatırımlarla ortadan kalkar. Siz yatırım yapmazsanız ülke kalkınmaz. Kalkınmazsanız vatandaşa geçinebileceği ücret veremezsiniz huzur olmaz.