Gündem

Karadeniz'de HDP sahaya inemiyor, kırsaldaki seçmen "AKP'ye oy vermezsem yardım kesilir mi?" endişesi yaşıyor

1 Kasım'a sayılı günler kala Karadeniz'de seçmenin nabzı nasıl atıyor?

24 Ekim 2015 12:03

1 Kasım seçimi öncesinde Karadeniz'de seçmenin nabzını tutan Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, "HDP adaylarının güvenlik sorunu nedeniyle hiçbir biçimde sahaya inemediği bu bölge illerinde CHP ile MHP adayları, ilçe ilçe, köy köy bu sorunun yanıtını 'durdukları yer'e göre vermeye çabalıyor" dedi.

Çiğdem Toker, "AKP ise seçime günler kala, özellikle kırsaldaki seçmeni 'Başka partiye oy verirsem kesilir mi?' açmazına düşüren nakit desteklere yükleniyor" görüşünü dile getirdi.

Çiğdem Toker'in Cumhuriyet'in bugünkü (24 Ekim 2015) nüshasında yayımlanan haberi şöyle:

Trabzon, Rize, Giresun ve Ordu’yu içine alan ‘seçmen nabzı’ turuna, Ankara Katliamı’nın dördüncü gününde çıktım.

7 Haziran sonucunun hükümsüz kılındığı 7 Haziran’dan bu yana, (Ankara Katliamı) ile birlikte 360’ı aşkın sivil yurttaş, asker, polis yaşamını yitirmişti.

Uçak Trabzon Havalimanı için alçaldığında; bu çatışmalı sürecin, AKP iktidarını oylarıyla tahkim eden bölge konumundaki Doğu Karadeniz’deki etkisini merak ediyordum en çok. Beş ay öncesine göre ne değişmişti?

Kasvetli bir gökyüzünün karşıladığı şehir merkezinde ilk hissettiğim; tuhaf bir sessizlik hali oldu.

Evet meydan yine kalabalık. Ama havada, iki hafta sonra seçim yapılacağına dair hiçbir emare yok. Parası hiç bitmeyen, devlet olanaklarını sonuna kadar kullanan AKP’nin ampullü bayrakları, tatsız bir lakırdının ardından, ortamı zoraki değiştirmeye çalışan ilgisiz konular gibi asılı duruyor.

Meydanda çay içerken usulca yanaşıp para istemeye hazırlanan Suriyeli bir çocuğu mekân sahibi bağırarak kovalıyor. İtirazım “Bıktık abla ya. Kaldıkları oteller dilendiriyor bunları” cevabında eriyor.

 

Genç işsizliğin bedeli

 

Muhtemelen işsiz- iki gencin, hararetli jestlerle Ankara’daki canlı bombanın kendisini nasıl patlattığına dair sohbeti çalınıyor kulağıma.

Daha sonra karayoluyla geçeceğim Rize, Giresun ve Ordu’da da benzer atmosferle karşılaşıyorum: Pek çözülemeyen bir suskunluk, bıkkınlık, bir de bastırılmaya çalışılan öfke...

CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen manzarayı “Halka, ‘bizden ne istiyorsunuz’ dediğimizde ‘Sadece huzur’ cevabı” geliyor. 7 Haziran’da böyle değildi” diye biraz olsun somutlaştırıyor.

Şüphesiz bu değerlendirme, Karadeniz’deki yüksek oranlı işsizliğin, yatırımsızlığın, ihmalle kemikleşen yoksulluğun azaldığı anlamına gelmiyor.

Aksine, istihdama kalıcı bir çözüm getirmek yerine, iktidarın farklı adlar altındaki nakit devlet yardımlarını yığarak oy devşirdiği bölge; talan edilen yaylaları, doldurulan denizi, akın akın verdiği göçün, genç işsizliğin bedelini ağır biçimde ödemeyi sürdürüyor.

Ancak 7 Haziran’a kadar ilk sıraya ekonomik sorunlarını koyan Karadeniz seçmeni, namı Türkiye’yi tutmuş “milliyetçi damarına” karşın, bu kez “Neler oluyor?” sorusuna yanıt arıyor.

 

HDP sahaya inemiyor

 

HDP adaylarının güvenlik sorunu nedeniyle hiçbir biçimde sahaya inemediği bu bölge illerinde CHP ile MHP adayları, ilçe ilçe, köy köy bu sorunun yanıtını “durdukları yer”e göre vermeye çabalıyor.

AKP ise seçime günler kala, özellikle kırsaldaki seçmeni “Başka partiye oy verirsem kesilir mi?” açmazına düşüren nakit desteklere yükleniyor.

Gittiğim her ilde İş-Kur’un, 28 Ekim’de, 3’er, 4’er bin kişilik geçici işçi ilanlarına çıktığı anlatılıyor. Altı aylığına alınacak geçici işçilerin listelerinin “partiden gittiği”, alınan işçilerin bir kısmının AKP’nin seçim kampanyasında çalıştırılacağı konuşuluyor.

Yine 800 TL’lik “evde bakım” parası. Engelli yurttaşların yakınlarına ödenen bu para, bölgedeki köylerde, AKP’nin oy garantisi.

Velhasılı, 2011 seçiminin ardından “parti devleti” kimliğini sağlamlaştıran AKP, bu mührü en sert vurduğu Karadeniz’de, sağlık ve sosyal destek politikalarıyla mevcudu koruyacak gibi görünüyor. Koyu suskunluk ise bir sürpriz değişkeni olarak kenarda durabilir.

 

Devlet imkânlarıyla AKP propagandası

 

Giresun’a, Gazeteciler Derneği Başkanı Bekir Bayram ile buluşmak üzere sabah saatlerinde giriyoruz. Kent, bozulmamış dokusu ve sükûnetiyle özgün varlığını hemen hissettiriyor. UNICEF tarafından “Çocuk Dostu Şehir” seçildiğini ve TÜİK’e göre Türkiye’de yaşam süresinin en uzun il olduğunu ise ilerleyen sohbetlerde öğreniyorum. Giresun Belediyesi’ni kentin tarihinde ilk kez üst üste iki kez başkan seçilen CHP’li Kerim Aksu yönetiyor.

Bayram ile sohbet ederken bu seçimde de 1. sıra adayı olan CHP Milletvekili Bülent Yener Bektaşoğlu karşıdan görünüyor. Hızla bir çay içeceğini söyleyip masamıza konuk oluyor. Söze “Tam 7 aydır sahadayız. Oyunu en çok arttıran il olacağız” diye giriyor.

Kayıtlı işsiz sayısını soruyorum: 31. 700’müş. Daha önce 6 vekil çıkaran kent göçler sonucu bugün 4 vekile düşmüş. AKP iktidarı süresince Fiskobirlik’in bitirilişi, Adel, Seka, Sunta’nın kapatılması, Liman’ın çalışmayışını alt alta koyduğunuzda, mesele anlaşılıyor.

 

100 bin kişiye yardım

 

Sonuç: Kent nüfusunun neredeyse üçte biri (97 bin kişi ) ayni ve nakdi yardım alıyor.

Giresun, 7 Haziran’da oyları eriyerek bir milletvekili kaybeden AKP’nin “özel çalışma” yaptığı 22 ilden biri. Parti kurucusu ve Gümrük Ticaret eski Bakanı Nurettin Canikli’nin 1. sıra adaylığı bu özel dikkatin bir sonucu.

AKP vekil sayısını 3’e, CHP de ikiye çıkarma hedefinde.

Şu an yalnızca milletvekili adaylığı sıfatı bulunun Canikli, kampanyasını, makam aracı, koruma gibi devlet olanaklarını kullanarak yürütüyor.

Kullandığı VIP aracı, Valilik envanterine kayıtlı. Giresunlu olmasına karşın otelde kalması eleştiriliyor. Otel faturasını kimin ödediği merak ediliyor.

Orada bulunduğum gün Canikli’nin muhtarlarla yaptığı toplantıdaki vaadi bir Zeitung haberi tadında gündemi meşgul ediyor. Partisinin uzun dönem grup başkanvekilliği ve bakanlık yapmış Canikli, sökülen sokak lambalarının yeniden yerine takılacağı ve bundan sonra tek bir lamba bile sökülmeyeceği sözünü veriyor.

 

Mülakatla iş!

 

Giresun sokaklarında yürürken bize eşlik eden Aksu’nun basın danışmanı Mustafa Öztürk “Burayı ziyaret etmeden olmaz” diyerek 90 yaşındaki basın anıtı Yeşil Giresun gazetesine yönlendiriyor bizi. İyi ki de öyle yapıyor. O gün dede olduğunu öğrendiğimiz Ahmet Öğütçü’nün güleryüzlü karşılamasına, Rüzgârlı Sokak’tan aşina olduğumuz matbaa kokusu eşlik ediyor. Yeşil Giresun, asıl mekânı olan tarihi binadan çıkmak zorunda kalmış. Neyse ki sanat galerisi olarak kullanılıyormuş. Gazeteden çıkınca oraya uğruyoruz. Giresun Valiliği Can Akengin Sanat Galerisi olarak kullanılan yapıda harika bir sergi açık. Bülent Öztürk, eski ahşap sanatı marküteri alanında yaptığı eserlerle görsel bir şölen sunuyor.

Seçim arifesinde İş Kur’un pek çok ilde çıktığı geçici işci alımı, 4 bin işçi için Giresun’da da yapılacak. Noter huzurunda yapılması gereken alımın mülakata döndüğü belirtiliyor. İl Başkanı Sinan Kitapçı’ya göre, 7 Haziran’da AKP 3. vekili çıkarmasın diye CHP oylarının bir kısmı MHP’ye gitmiş. Giden oyları geri almak CHP’nin temel hedefi. Konuştuğum esnaf MHP’nin seçim sonrası koalisyonla ilgili tutumuna tepkili.

MHP 1. sıra adayı Orhan Erzurum, 7 Haziran’a coşkulu bir seçim havası olmasına karşın bugün bir kampanya havası bulunmadığını söylüyor. Olumsuz gelişmelerin seçime ilgiyi çok düşürdüğü kanısında. Erzurum da iktidar partisinin seçime çok yüklendiğini vurguluyor. Mülki idare amirlerinin partili gibi çalıştığını devletin bütün ciddiyetini yitirdiğini aktarıyor.

 

Dağılım değişebilir

 

Giresun’daki 4 milletvekilinin dağılımı 7 Haziran’da MHP lehine değişti. 2011’de 4 milletvekilinin 3’ü AKP’de 1’i CHP’deyken, 7 Haziran’da oylarını arttıran MHP, Dr. Orhan Erzurum’u Meclis’e gönderdi. CHP de Bülent Yener Bektaşoğlu ile bir milletvekilliğini korudu. Bu kez ise yine 2-1-1 diyenler de var. 2-2’ye şans verenler de.

AKP adayları: Nurettin Canikli, Cemal Öztürk, Sabri Öztürk, Adem Tatlı, CHP adayları: Bülent Yener Bektaşoğlu, Basri Gürsoy, İbrahim Akgün, Sevgi Utlu Güngör, MHP adayları: Orhan Erzurum, Yusuf Veziroğlu, Bora Kılıç, Yaşar İlbaş, HDP adayları: Filiz Çakır, Nalan Coşkun, Hüseyin Küçükaydın, Abdullah Erol.

 

Nakit yardım bağımlılığı

 

“Elinden kupası alınsa”, imar geçirilen yaylaları Katar’da konut satışına sunulsa bile, Trabzon’da çarşı canlı; oteller dolu.

Dilenen Suriyeli çocuklar ile Körfez’den geldiği belli varlıklı Arap turistler, aynı sokakları arşınlıyor. Kentte, Arapların sadece kısa dönemli değil, küresel ısınma dolayısıyla yerleşme amaçlı da Trabzon’u tercih edeceği konuşuluyor. Ve bunun ileride yaratacağı sorunlar.

Zaten bir turizm kenti olma vasfını da taşıyan Trabzon çarşı pazarında, fiyatların Arapların alım gücüne göre şekillendiğini anlamak zor olmuyor. Etiketler, Ankara ve İstanbul’u aratmıyor.

Ancak şehir merkezinde ilk bakışta gözlenen bu canlılık, Trabzon’un kronik sorunlarını örtmeye yetmiyor. Yaylaları ağır bir rant saldırısı altında bulunan, SİT alanı, Milli Park’ı imara açılan kentte, işsizlik yüzde 6.9.

Oran, Türkiye ortalamasının altında görünse de gerçek durumu yansıtmıyor.

 

Uzun dönem iş yok

 

760 bin nüfuslu şehirde, 110 bin kişi emekli maaşı alıyor. SGK’li aktif işgücü 175 bin. Trabzon Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Suat Hacısalihoğlu “6 aylık veya 9 aylık işlerle sürdürülebilirlik sağladığına ben katılmıyorum. Rakamlara istihdam sağlanmış olarak yansıyor ama gerçek bir çözüm getirmiyor” diyor. Hacısalihoğlu’nun sözünü ettiği kısa dönemli işler “toplum yararına çalışma programı” adı altında uygulanıyor. İş güvencesi yok, 9 aylık. Kentte uzun dönemli işgücü yaratılması gerekiyor.

Ne var ki, 13 yıldır iktidarda olan AKP, kalıcı istihdam yaratacak yatırımlar yerine sosyal yardım ve destek politikalarına yüklenmiş.

7 Haziran’da milletvekili seçilen 3. sıra adayı Ayşe Sula Köseoğlu’nun açıkladığı rakamlara göre, Trabzon’da gıda eğitim, sağlık, şartlı nakit transferi ve proje desteklerini içine alan sosyal yardımlar 118 milyon TL’ye ulaşmış. Son yedi yılda “engelli evde bakım hizmeti” için ayrılan ödenek, 230,5 milyon TL.

Ekonomik ve toplumsal yaşam standartları yıldan yıla “eksilen” (içme suyunda koli basiline rastlanmış) Trabzon’da, 1 Kasım için büyük bir değişim beklenmiyor.

Santoro cinayetinden Hrant Dink suikastına dek uzanan kanlı-karanlık suçların verdiği zarara rağmen.

Seçimde muhalefetin önündeki en büyük güçlük, iktidarın uyguladığı destek programları. Yüklü tutarlar, özellikle kırsaldaki seçmen nezdinde güçlü bir bağ-bağımlılık oluşturmuş. Trabzon’da 4-1-1 sonucunun tekrarlanabileceği belirtiliyor.

 

İlk dört sıra aynı

 

559 bin 231 kayıtlı seçmene karşın 466 bin 853 kişinin oy kullandığı Trabzon 6 milletvekili çıkarıyor. 7 Haziran’da, AKP 4, CHP 1, MHP 1’er milletvekilliği aldı. AKP’nin aday listesinde belirgin bir değişim yok. İlk dört sıra yine aynı: Süleyman Soylu, Muhammet Balta, Ayşe Sula Köseoğlu, Adnan Günnar. 5 ve 6. sıralarda Salih Cora ile Ergin Aydın getirildi.

MHP, 2011 seçimine göre oylarını epeyce arttırmasına karşın (97.064) bu artış ikinci vekilliğe yetmedi. Tam bu noktada, adı bende saklı bir kamu görevlisi, HDP’nin barajı aşıp üstüne bir de 80 milletvekili çıkarmasının Trabzon’da büyük bir şaşkınlık biraz da kızgınlık yarattığını söylüyor. İkinci vekilliği zorlayan MHP’nin Trabzon listesinin ilk üç ismi (Koray Aydın, Yavuz Aydın, Hüseyin Örs) aynen korunurken 5. sıradaki Hasan Suiçmez 4. sıraya kaydırıldı. 7 Haziran seçimlerinin 4. sırasındaki Hasan Akyüz ile 6. sıradaki Hikmet Yılmaz liste dışı kaldı. Bu isimlerin yerine ise Avukat İlyas Eroğlu ve iş kadını Gülen Demir getirildi. CHP listesi de bir değişiklik (Ali Türen Öztürk’ün yerine İlker Bakioğlu) dışında 7 Haziran ile aynı. Haluk Pekşen, Yavuz Karan, Ahmet Kaya, Murat Özçilingir, İlker Bakioğlu ve Cemil Bozbaş.

AKP Erdoğan’la oy peşinde

 

Rize’ye girerken bastıran yağmurun hızı ve bolluğuna başka yerde rastlamadım. Sadece yağmura değil ama. Seçim ortamına da...

3 milletvekilliğinin üçünü de AKP’nin aldığı Rize’nin her köşesi Tayyip Erdoğan posterleriyle dolu. Cumhurbaşkanlığı forsuyla birlikte. Üst geçişler, elektrik direkleri, binalar. Bu kadar çok lider fotoğrafını, aynı mekânda aynı anda bir tek Türkmenistan’da gördüğümü düşünüyorum. Aracın Trabzonlu şoförü “Peygamber gibi tapıyorlar” diye veryansın edip ekliyor: “Ha bi de buraya hiç memleketim de demedi. Baba ocağı diyor o kadar.”

Rize’de CHP ile MHP adayları Erdoğan’a karşı yarışıyor. Erdoğan afişlerinin seçim yasalarına aykırılığı üzerine Rize Adliyesi’ne pek çok suç duyurusu yapılmış. İşleme konulduğuna dair şüpheler var.

“Rize demek çay demek.” Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Nevzat Paliç böyle diyor. Masasının arkasında, Erdoğan’ın, 2 dönümlük çay müstahsili belgesini gösteriyor. 330 bin nüfuslu Rize’de Çay-Kur’un ruhsatlı üreticisi 127 bin. Türkiye’deki toplam üretimi de dikkate alarak “yani” diyor Paliç “1 milyon insanın ekmeği, çay.”

 

Yeni çay politikası

 

220 bin ton üretim, 270 bin ton tüketim. Aradaki 45 bin ton kaçak çay, Rize’nin en büyük sorunu. Yanı sıra çayın taban fiyatın altında satın alınması.

Tam bunu konuşurken CHP 1. sıra adayı Prof. Kemal Köymen geliyor. Ziyaret programına rastlamışız. Prof. Köymen, Rize’de 7 Haziran’da 38 bin oy alan CHP adayı Kenan Bıyık’ın yerine gösterilen isim. Bıyık’ın değiştirilmesi, Rize’de şaşkınlığa yol açmış. Prof. Köymen’in Rizeli olmasına karşın yaşamının önemli bir bölümünü, “hoca” olarak yurtdışında geçirdiği için Rize’ye uzak kaldığı konuşuluyor. Bu durumu rakipler de kullanıyor. Enerjisinin bir kısmını savunmaya ayırmak zorunda kalan Köymen, eğitim alanındaki projelere odaklanmış. Sorunları çözecek yeni bir çay politikası üzerinde çalıştığını da söyledi biz oradayken.

Daha önce 42 bin kişinin çalışttığı Çay-Kur’da iş alanlarının özelleştirilmesi sonucu işçi sayısı 9 bine kadar gerilemiş. Çay Kur bayilerinin kurduğu pazarlama şirketi Çaytaş’ın, AKP’lilerin faaliyetlerinin ödeme kasası olarak kullanıldığı konuşuluyor.

Rize’de resmi işsiz sayısı 35 bin. Ağır ihmalin sonuçları; her gün düzenli olarak çıkarılan 20 bin sıcak yemek, “evde bakım parası” gibi desteklerle giderilmeye çalışılıyor.

MHP 1. sıra adayı Osman Cem Kazmaz, AKP’nin Rize’de Cumhurbaşkanı üzerinden büyük baskı yarattığını bunun da seçmende korkuya yol açtığını söylüyor. Özellikle “MHP 7 Haziran’dan sonra koalisyon kurmak istemedi” algısıyla mücadele ettiklerini ifade ediyor.

Kaybetme korkusu

 

Sedat Peker’in mitingini “utanç verici” olarak niteleyen Kazmaz, “AKP ne hale düşmüş. Escobar bile miting düzenlemedi” diyor. Peker’in miting öncesinde kente TIR’lar dolusu kurban eti ve erzak yardımı gönderdiğini ekliyor. Rize’de, sağ seçmenin MHP’ye daha yakın olmasına karşın “CHP çıkarmasın diye” AKP’ye oy verdiğini söylüyor Kazmaz.

Rize sadece çaydan ibaret değil. Ardeşen Kadın Hentbol Takımı’nın başarısı yüz güldürüyor. Kente yabancı kulüpler geliyor. Takımın başta altyapı olmak üzere daha çok moral desteğe ihtiyacı var. Rize çok dar bir arazi. 55 dönüm elverişli olmasına karşın Beden Eğitim Spor Yüksek Okulu’nun o alana yapılması başvurusu kabul görmüyor. Prof. Köymen de gittiği köylerde genel bir hoşnutsuzluğu gözlediğini ancak AKP’nin sağladığı yardımları kaybetme korkusunun da baskın olduğunu vurguluyor.

243 bin 382 kayıtlı seçmenin bulunduğu Rize’de 200 bin 352 oy kullanılmış.

Rize’de AKP’nin adayları eski milletvekili Hasan Karal, Hikmet Ayar, Osman Aşkın Bak, CHP adayları: Kemal Köymen, Çetin Keçeli, Ali Şahinler, MHP adayları Osman Cem Kazmaz, Güldane Pınar, Süheyla Selimoğlu, HDP Turgay Köse, Mustafa Yıldız Mevlüde Çelebi.

Mevsim ve 29 Ekim tatili katılımı düşürebilir

 

CHP’nin oyunu en çok artırdığı il Ordu. Uzun yıllar ‘huzur’ ile birlikte anılan kentte göç şehrin bir numaralı sorunu haline gelmiş. Mevsimlik işçiler ve açıklanan 5 günlük tatil kullanacaklar nedeniyle katılımın düşük olma ihtimali muhalefeti korkutuyor

Ordu, uzun yıllar “huzurlu” sıfatıyla anılan bir kent. Son yıllarda artan işsizlik ile hızlanan göç, şehrin bir numaralı sorunu. Sahil ile kırsal arasındaki toplumsal dokuda derin bir ayrışma mevcut. Hemen herkesin dile getirdiği bu ayrışma, siyasetin dinamiklerine yansıyor.

Tabloyu, Ordu 19 Eylül Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erdoğan Erişen, “Sahile çıktığınızda herkes CHP’lidir. Ama köylere gittiğinizde AKP’yi görürsünüz” diye özetliyor.

 

Muhafazakâr yapı

 

CHP’nin oyunu en çok arttırdığı il olan Ordu’da iki dönem belediye başkanlığı yapan CHP Milletvekili Seyit Torun da bu ayrışmaya, kırsalda yapılan yardımlar ve din eksenli muhafazakâr yapıyla dikkat çekiyor. Milletvekili sayısı 6’dan 5’e düşen Ordu’da, 7 Haziran dağılımı, 3 AKP, 2 CHP biçiminde.

Doğu Karadeniz turunun genelinde hissettiğimiz “sessiz hava” burada da geçerli. AKP’nin geniş olanaklarla donattığı bilbordlara bakılırsa, sahada sadece iktidar partisi görünüyor. Ancak Torun, bu seçimin Cumhurbaşkanı’nın iradesiyle gerçekleştiği konusunda çok kişinin hemfikir olduğu notunu düşüyor. Bu kabulün bir sonucu olarak da CHP’nin oyunu arttıracağını vurgularken ihtiyatlı: “Evet bir kırılma var. Ama çok da abartmamak lazım. Çünkü inanılmaz paralar harcıyorlar. Biz bir afiş bile astıramıyoruz” diyor.

Muhalefet partilerinin sahada varlık gösterememesinin tek nedeni parasızlık değil. İnsanlar CHP afişi asar ya da astırırlarsa, işlerinin güçlerinin bozulacağından, yardımların kesileceğinden korkuyormuş.

Ordu’nun en önemli sorunu olan göç, hız kesmek bilmiyor. 7 Haziran’dan bugün geçen dört aylık sürede bile 9 bin kişinin azaldığı belirtiliyor.

Ordu, şehir halkının tanımıyla “çakma büyükşehir” olmuş. İlk ilan edilen 29 il arasında olmamasına karşın nüfus taşımasıyla 770 bine çıkarılmış.

Seçim tarihinin kasım oluşu, muhalefet partileri açısından büyük dezavantaj. Enerji nakil hatlarında çalışan ve mevsimlik işler için il dışında bulunan seçmenlerin katılımı azaltacağı belirtiliyor. Seyit Torun, sandık başına gelemeyecek seçmenlerin kendilerini arayarak bilet talebinde bulunduğunu söylüyor.

AKP bu konuda büyük otobüs organizasyonları yapmış. CHP ise ancak sponsorlarla birkaç yüz kişiyi taşımayı umuyor.

Yanı sıra, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla tatil ilan 30 Ekim’in de katılıma olumsuz etki yapacağından endişe duyuluyor.

MHP, 7 Haziran’a Ordu’da milletvekilliğini CHP’ye kaptırdı. CHP’nin 120 bin oyla iki milletvekilliği çıkardığı Ordu’da, MHP yüzde 13’e yaklaşan oy oranı ve 54 bin 821 oya karşın milletvekili çıkaramadı. Bu sonuç, 1 Kasım listesine sürpriz olarak yansıdı. 7 Haziran’da MHP’nin 1. sıra adayı olan eski milletvekili Cemal Enginyurt’un yerine Onur Şahin getirildi. 2014 yerel seçimlerinde Altınordu MHP adayı olan 28 bin oy alan Onur Şahin’in bu kez MHP’ye Ordu’dan vekillik kazandırabileceği konuşuluyor. Çalışmalarını, yol ve içme suyu sorunu yaşayan köylerde yoğunlaştırarak köylülerle bir araya gelen Onur Şahin’in AKP’nin muhafazakâr seçmeninden oy alabileceği belirtiliyor.

Tahminler 3-1-1

 

AKP adayları başta Numan Kurtulmuş olmak üzere istikrar ve ekonomik büyüme üzerinden kampanya yapıyor. Kurtulmuş, 7 Haziran’da eleştiri konusu olan şehirle az temasını bu seçimde telafi etmeye çalışıyor. Devlet imkânları ondan yana.

Sonuç olarak, mevsimlik işçilerin kent dışında olması ve 29 Ekim tatilinin getirebileceği düşük katılım ihtimali altında, Ordu’da AKP oyunu artırma, CHP mevcudu koruma, MHP de CHP’ye kaçırdığı vekilliği alabilme uğraşında. Tahminler 3-2 ya da 3-1-1 yönünde.

AKP adayları: Numan Kurtulmuş, Oktay Çanak, Metin Gündoğdu, Ergün Taşçı, Mehmet Kara.

CHP: Seyit Torun, Mustafa Adıgüzel, İsa Maral, Nuray Ataoğlu, Zekai Sana.

MHP adayları: Onur Şahin, Ahmet Fidan, Taner Arslan, Davut Şahin, Ömer Baş.

HDP adayları: Nurettin İnce, Tülay Koçak, Fatime Akalın, Fatma Yalçınkaya, Osman Güngör.

İlgili Haberler