T24 - Bakan Beşir Atalay’ın, Barzani ile görüşmesinde İmralı’nın hükümetin çözüm planına yakın durduğunu, ancak Kandil’in anlayamadığı konuları aktardığı ileri sürüldü.
Önceki gün Kuzey Irak’a sürpriz bir ziyaret yapan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ve Bölgesel Kürt Hükümeti Başbakanı Berham Salih ile görüştü. Görüşmede, PKK’nın bölgedeki faaliyetleri masaya yatırılırken yapılması gereken ortak çalışma konusunda prensipte anlaşmaya varıldı. Atalay, görüşmelerin devam etmesi için Barzani’yi Ankara’ya davet etti.
Barzani’nin kullandığı Selahattin kasabasındaki Sere Reş (Siyah Tepe) Sarayı’nda yapılan Atalay-Barzani görüşmesi 4 saat sürdü. Milliyet’in aldığı bilgiye göre, görüşmede, PKK’nın eylemsizlik kararı ve silah bırakmasına yönelik şartları ve Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin süreç içinde alacağı rol konusunda görüşler dile getirildi.
Atalay, görüşmede, İmralı’nın çözüm noktasında hükümetin çözüme ilişkin planına yakın durduğunu, ancak Kandil’in tavrını okuyamadıklarını aktardı. Atalay, Kürt yönetimine, örgütün eylemsizlik kararını uzatmasında yardımcı olmasını isterken, Barzani de hükümetten Kürt sorununun çözümü için açılımları sürdürmesini istedi.
Ne konuştular?
İşte Atalay ve Barzani arasındaki o diyaloglar: Atalay: Sorunun çözümü noktasında İmralı ile dahil görüşmeler yapıyoruz. İmralı da çözüm noktasında bize yakın. Ama Kandil’in tavrını açık okuyamıyoruz. Öcalan çözüm için bazen topu taca atıyor, bazen topu sahada tutuyor. Topun taca atıldığı noktada sizin aktif rol almanızı istiyoruz.
Barzani: Aktif rolden kastınız? Atalay: Bölgede saygınlığınız var. Bu saygınlığınızı kullanmalı ve PKK üzerinde etkinizi hissettirmelisiniz. Sık sık medya önünde silahların bırakılması yönündeki telkinleri sürdürünüz. Kürt kamuoyu, Kürt hareketinde tek fayda olarak PKK’yı görme alışkanlığını terk edecektir. Bu da sorunların çözümü noktasında işimizi kolaşlaştıracaktır.
Barzani: Biz telkin olmanın ötesinde zaten silahların çözüm sunmadığını her fırsatta dillendiriyoruz.
Halk bunu Ak Parti’nin yaklaşan seçimler öncesinde siyasi bir adımı olarak görüyor. Türkiye’deki Kürtleri, Kürt açılımını, demokratik açılımı bir devlet politikası, sürdürülebilir bir devlet politikası olarak devam ettirecek bir proje olarak sunarsanız daha fazla güven uyandırırszınız.
Referandum gösterdi ki, Kürtlerin boykot kararı, Türkiye’deki siyasi süreçte dikkate alınması gereken bir tavırdır. PKK sorunun çözümünde Türkiye ile birlikte Suriye ve İran’ın da adımlar atması gerekiyor. Çünkü PKK sorunu, beslendiği kanallar sadece Türkiye’nin sorunu olmaktan çıkmıştır. Türkiye, Kürt sorununun çözümünde Suriye ve İran gibi ülkelere de telkinde bulunmalıdır.
Atalay: Bu konuda siyasi iktidarlardan çok farklı bir pozisyon sergiledik. Masum insanlar ölüyor. Elimizdeki veriler gösteriyor ki çözümden bahsettiğimiz her dönemde aynı manzaraları bir kez daha yaşıyoruz. Bir gün Diyarbakır’da patlıyor, masum dershane öğrencileri ölüyor, bir gün Hakkâri’de bomba patlıyor, masum köylüler ölüyor.”
TÜRK ÇOCUĞU IRAK’TAN GETİRDİ
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Irak’a yaptığı günübirlik ziyareti tamamlayarak önceki gece Ankara’ya dönerken yaralı bir çocuk da getirdi. Irak’taki özel bir hastanenin Türk başhekiminin çocuğunun orada kaza geçirdiğini belirten Atalay, yaralı çocuğu, ailesiyle birlikte getirdiklerini ve tedavisinin Hacettepe’de yapılacağını kaydetti.
‘Ateşkes zamanla sınırlanmamalı’ Atalay’ın Barzani’yu şunları dediği belirtildi: “PKK geçmişte aynı sancıları bizzat ilinizle de yaşadılar. Siz PKK’nın samimiyetine ne kadar güveniyorsanız biz de aynı pencereden bakıyoruz. Sorun iç dinamikleri ve dış dinamiklerin desteği ile uzun bir zemine kaydırılmalıdır. Bu zemin kaygan bir zemin olmamalı ve zatialinizin de belirttiği gibi Tüm Türkiye’deki insanların desteğiyle, hoşgörüsü ile çözümlenmeli.
Çözüm konusunda bir samimiyet olacaksa, ateşkes kararının süresi, zamanla ya da belli zaman dilimleriyle sınırlı kalmamalı. Herkes yakın tarihte Türkiye’deki değişimi daha iyi görüp daha iyi anlayacaktır. PKK ile mücadelede Avrupa’da başarılıyız, çünkü kendimizi Avrupalılara anlattık. Çözüm noktasında zamana ihtiyaç vardır. Bu sorun sadece hükümetin bir saatte çözebileceği bir konu değildir. Türkiye bir çadır devleti değildir. Türkiye’nin etkin kurumları nezdinde tartışılarak sağlıklı bir zemine taşınması gerekiyor.”