19’uncu yüzyılda Pasteur ve Robert Koch bakteri ve mikroplarla enfeksiyonlar arasındaki ilişkiyi keşfettiğinde, bilim dünyası hastalıkları yenmek için bakterileri hedef alması gerektiğini ilk kez anlamış ve bu tıp tarihine geçen bir devrim olmuştu.
İşte buna benzer bir devrimin ayak sesleri şimdi kanserle ilgili gelmeye başladı.
Son yıllarda John Hopkins, Pittsburg gibi önemli üniversiteler tarafından kanserli tümörler üzerinde yapılan araştırmalarda tümörün yapısında yüzde 0.2 oranında da olsa kök hücrelere rastlanması bilim adamlarını şaşırtmıştı. Şimdi bu buluş, kansere karşı 37 yıldır verilen mücadelenin anahtarı olarak yorumlanıyor.
Nasıl oluşuyor?
Şimdiye dek onkoloji uzmanları kanseri hep doku hücrelerinin mutasyona uğrayıp tümöre dönüşmesi olarak tanımlıyordu. Ancak The Economist dergisinin kapağına taşıdığı kök hücre keşfi doğrultusunda kanserin artık “kontrolden çıkmış kök hücrenin yol açtığı bir durum” olduğu kabul ediliyor.
Tümörlerin yapısında kök hücre bulunması bilim dünyası için beklenmeyecek bir sonuç. Çünkü kök hücreler, sadece kök hücrelerin bölünmesiyle ortaya çıkabiliyor. Yani kanser oluşumu ilk olarak kök hücrede başlıyor. Bir kök hücrenin bölünerek çoğalması sonucu ortaya bir ‘kök hücre’, bir de ‘doku hücresi’ çıkıyor.
Eğer başta bölünen kök hücre “kontrolden çıktıysa” o zaman bu yeni doğan 2 hücre tümör oluşumu için çalışmaya başlıyor. Şimdiye kadar kanser tedavisinde bilim adamlarının elindeki en önemli silah olan kemoterapi ve radyoterapi tümördeki doku hücrelerini öldürmesine rağmen kök hücrelere zarar vermiyor. Bu nedenle kanserli tümör de yok olmuyor.
Yeni ilaçlar geliyor
Onkoloji uzmanlarının şimdiki hedefi kök hücreleri ortadan kaldıracak yeni ilaçlar geliştirerek kanseri yenmek.