Gündem

Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı Nihat Ömeroğlu: Kamuda başörtüsü yasağı yok

Ömeroğlu: Kanunlarımızda başörtüsünü kamusal alanda yasaklayan bir hüküm yok

11 Ağustos 2013 17:17

İdare ile bireyler arasındaki uyuşmazlıkların çözümü için kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu’nun Başkanı Nihat Ömeroğlu “Kanunlarımızda başörtüsünü kamusal alanda yasaklayan bir hüküm yok” dedi.
 
Bugün gazetesiden Metin Arslan'a konuşan Ömeroğlu, kamuda başörtüsünü yasaklayan kanun hükmü bulunmadığını belirterek, “Anayasa Mahkemesi’nin gerekçesinden hareketle başörtüsüne yasal bir engel varmış gibi bazı kurumlarımız yasakladı. Kanunlarımızda başörtüsünü kamusal alanda yasaklayan bir hüküm yok” dedi.

 

22 başvuru yapıldı

 

İdare ile bireylerin arasındaki uyuşmazlıkların çözümü için kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsman), 29 Mart 2013’ten itibaren şikayetleri almaya başladı. Kurumun başkanı ve ilk Ombudsman Nihat Ömeroğlu, verdikleri kararlar ve yapılan başvurularla ilgili BUGÜN’e konuştu.

Başörtüsü konusunda kuruma yapılan 22 başvuruyu ulusal ve uluslararası mevzuat hükümlerine göre karara bağlayacaklarını belirten Ömeroğlu, kamuda başörtüsü sorunuyla ilgili başvurulara nasıl cevap verecekleri sorusuna şu yanıtı verdi:

 

'Yönetmelik kanuna aykırı'

 

“Kılık kıyafet konusunda bir yasamız var. Orada ‘Kanunlara aykırı olmamak kaydıyla kılık kıyafet serbesttir’ diyor . Hiçbir yerde kanun anlamında kılık kıyafetin nasıl olacağına dair bir açıklama yok. Hatta bu kanunun iptali için açılan davayı Anayasa Mahkemesi (AYM) reddetti.

Sadece gerekçe kısmında başörtüsünü laiklik ilkesi çerçevesinde değerlendirdi. YÖK gibi, Milli Savunma Bakanlığı, TSK gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli temel taşları olan kurumlarımız, AYM’nin bu gerekçesinden hareketle yasal bir engel varmış gibi özellikle kamusal alanlarda başörtülüleri almadılar. Yönetmelik çıkardılar.

Yönetmelik bu anlamda kanuna aykırı gibi duruyor. Dolayısıyla o uygulamalar bir yasal dayanaktan ziyade AYM’nin gerekçesi esas alınarak getirilmiş yasaklardır. Bunlar geride kaldı. Yasalarımızda bu konuda kamusal alanda yasaklayan bir hüküm yok.”

 

'Yaptırım gücümüz yok'

 

Başörtüsü konusundaki başvurularla ilgili belli bir aşamaya geldiklerini, gerekli yazışmalarını yaptıklarını belirten Ombudsman, “Kısa bir sürede bu konuda bir karar vereceğiz. Kamuda serbest bırakılmasıyla ilgili bizim bir yaptırım gücümüz yok. Yasaların belirlediği çerçevede siyasi irade tarafından ortaya konacaktır” değerlendirmesi yaptı.

Ömeroğlu, Avrupa Birliği ve Avrupa Komisyonu’nun Ombudsmanlığı çok önemsediğini ifade etti. “Kamu baş denetçisi olarak biz bireylerin idare karşısındaki haklarını savunurken, korumaya çalışırken yargı kadar etkin değiliz. Gelecekte Türk toplumunun idari kültür yapısının değişmesiyle etkimiz artacaktır” dedi.

 

'STK gibi çalışacağız'

 

Hedeflerinin bireyin haklarını devlet gücüne karşı korumak olduğunu belirten Ömeroğlu, “Ombudsmanlık bir nevi arabuluculuk kurumudur. Bireyin devletteki işlerini takip eden bir kurumuz. Sorunu en seri şekilde nasıl uzlaştırabiliriz, anlaştırarak çözebiliriz onun peşindeyiz. Klasik bir kamu görevlisi gibi davranmaya niyetimiz yok. Bir sivil toplum kuruluşu gibi çalışmaya kendimizi odakladık. Herkese açığız” diye konuştu.

 

'Yargının işini hafifleteceğiz'

 

Vatandaşın şikayeti üzerine rapor yazan bir kurum olmayacaklarının altını çizen Ömeroğlu, sorunun çözümü için gerekirse kurum yetkilisiyle şikayetçiyi bir araya getirdiklerini vurguladı. Ömeroğlu, “Uzlaşma arıyoruz. Uzlaşma çerçevesinde tazminat da önerebiliriz. Başvurucunun gizliliğine riayet ediyoruz. Kurumlarımıza tavsiye niteliğinde kararlar veriyoruz. Anlaşmayla, uzlaşmayla çözdüğümüz başvurularımız var. İleriki yıllarda yargımızın da işini hafifleteceğiz” ifadelerini kullandı.

Bireylerin başvuru yapabilmesi için menfaatlerinin ihlal edilmesi şartının arandığını belirten Ömeroğlu, ancak insan hakları, temel özgürlükler, korunmaya muhtaç sosyal gruplar, kadınlar, çocuklar ve engellilerin haklarının ihlal edildiği durumlarda menfaat şartı aramadıklarını, olayın mağduru olmayan herhangi bir kişinin şikayeti üzerine harekete geçebildiklerini vurguladı.

Sivil toplum kuruluşlarından gerekli desteği alamadıklarından dert yanan Ömeroğlu, 1 Mayıs olaylarında başına isabet eden gaz fişeğiyle yaralanan Dilan Alp’in durumunu incelediklerini ve ailesiyle görüştüklerini belirtti.

Ömeroğlu, “Annesini babasını dinledik. Uzlaştırmaya çalıştık. İncelememiz sürüyor” dedi. Başvuruları kamu denetçilerinin incelediğini belirten Ömeroğlu, sorun aşılamadığında o kurumun en yetkili ismiyle gerektiğinde bakanlarla da görüşebildiğini vurguladı.

 

'Kilise çalışanı Diyanet'ten maaş istedi'

 

Kamu denetçiliğine başlamalarının ardından temel hak ve özgürlükler, adalet, milli savunma, güvenlik, kadın ve çocuk hakları, kamu personel rejimi, eğitim öğretim hakkı ve sosyal güvenlik konularıyla ilgili şikayetler aldıklarını vurgulayan Ömeroğlu, kuruma ilginç başvuruların da geldiğini kaydetti.

Kilisede görev yapan birinin maaşının Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ödenmesini istediğini belirten Ömeroğlu, “Çalıştığım banka fazla mesai ücretimi ödemiyor’, ‘Ayasofya ibadete açılsın, ‘Elektrikte indirimli tarifeyi anlatan kamu spotundan rahatsızım’, ‘Nafakamı alamıyorum’, ‘Çocuğumu dövmediğimin ispatlanmasını istiyorum’ şeklindeki ilginç başvurular da bulunuyor” diye konuştu.