Gündem

Kalekol protestosunda ölen Medeni Yıldırım’ın ağabeyi: Tetiği çekenlerden çok çektirenlerin peşindeyiz

Anne Fahriye Yıldırım: Oğlumun katilleri bir an önce bulunsun

01 Temmuz 2015 17:24

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde iki yıl önce Kayacık (Hezan) Köyü’nde kalekol yapımı protestosunda çıkan ve Medeni Yıldırım’ın ölümüyle sonuçlanan olayla ilgili soruşturma kapsamında savcılık tarafından keşif yapıldı. Medeni Yıldırım’ın ağabeyi Mehmet Yıldırım, “Keşif sırasında özellikle karakol nizamiyesinin sağ tarafındaki nöbetçi kulübesi üzerinde yoğunlaşıldı. Biz tetiği çekenlerden çok tetiği çektirenlerin ortaya çıkarılmasını istiyoruz” dedi. 

Lice’de 28 Haziran 2013’te Kayacık Jandarma Karakolu yanındaki kalekol inşaatının yapımının protestosu sırasında askerlerin ateş açması sonucu yaşamını yitiren Medeni Yıldırım ve 8 kişinin yaralanmasıyla ilgili Lice Cumhuriyet Savcılığı’nın başlattığı soruşturma devam ediyor. Soruşturma kapsamında Mayıs ayında olay yerinde keşif yapıldı. Keşfe Lice Savcısı ve iki uzman eşliğinde Medeni Yıldırım’ın öldürüldüğü Kayacık Karakolu önünde keşif yapıldı. T24’e konuşan ağabey Mehmet Yıldırım, şunları söyledi:

 

Tetiği çektirenler yargılansın

 

 “Kardeşim çözüm süreci ile birlikte yapımı hızlandırılan kalekol yapımlarına yönelik protestolar sırasında katledildi. Üzerinde ‘Savaş değil barış istiyoruz’ yazılı pankartın arkasında yürürken kurşunlandı. Açılan soruşturma ağır aksak sürse de yine de gelişmelerden umutluyuz. Ancak geçmişteki Lice katliamı, Gezi gibi davalara baktığımızda endişelerimiz de var. Savcılık keşfinde teknik ekipman kurşunun geliş hesabını yaptı. Kardeşimin hangi kulübenin görüş alanında vurulduğu tespit edilmeye çalışıldı. Büyük bir ciddiyet gördüm. Biz kurşunun karakolun üst tarafındaki gözetleme kulesinden geldiğin, düşünüyorduk ancak daha çok nizamiyenin sağ tarafından nöbetçi kulübesi üzerinde duruldu. Biz tetiğe basanın değil barışçıl bir etkinlikte tetiğe bas emrini veren komutanın ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki asker, emir gelmeden tetiğe basmaz. Medeni’nin katili bulunmakla içimiz rahatlamaz. Esasen tetiği çeken komutan kimse hesap versin. Katliama sabep olanların yargılanmasını istiyoruz.”

 

Oğlumun katili bulunsun

 

Anne Fahriye Yıldırım da, “Oğlumun katilleri bir an önce bulunsun. Umarız son can kaybımız olur. Medeni öldü, başka evlatlar ölmesin” dedi.

 

 Müfettiş raporu: Ateş açma yetkisi yok

 

Olayda sonra İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin karakoldaki askerler ve olay anına ait kamera kayıtlarını izlenmesi üzerinden hazırladığı ve 2 Ağustos 2013 tarihinde İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’na sunduğu raporda, “Olay esnasında çekim yapan 20130628-160808 numaralı görüntü kaydının 1. dakikasının 40’ıncı saniyesinde ‘Çekil oradan ateş ediyorum’ sesinin duyulduğunu, aynı görüntüdeki dakikanın 49-51 saniyelerinde bir kişinin 2 kez ‘aaah’ diyerek sesin duyulduğu” belirtiliyor. MVI_7259 kodlu görüntüde de, “Görüntülerde yoğun taş atımına ilişkin görüntü ve seslerle otomatik silahlarla ateş edildiğine ilişkin sesler duyulduğu” ifadesine yer veriliyor. MVI_7260 kodlu görüntünün 16’ncı saniyesinde, nöbet kulesi içinde uzun namlulu silaha ait namlunun görüldüğü, silah mekanizması ve namlunun hareketinden bu silahla atış yapıldığının görüldüğü” kaydediliyor. Müfettişlerin izlediği kamera görüntüleri kapsamında hazırladığı raporda, “Geride kalan 10-15 kişilik grubunda bu toplanma yerine doğru yürümekte iken, önce bu grubun en arkasında yer alan ve taş atmaya devam eden iki kişiye, daha sonra bu iki kişinin önünde yürüyen gruptakilerin, jandarma tarafından açılan ateşe maruz kaldıkları” ifadesi yer alıyor.

Raporda, yine “Saldırıyı gerçekleştirenlerin olay mahallinden ayrılması ve jandarma karakoluna yapılmakta olan yeni karakol binasına ve jandarma personeline yönelik tehdit ve tehlikenin sona erdiği ve mevzuatta ateşli silah kullanma şartlarının bulunmadığı, ateşli silah kullanma yetkisinin ortadan kalktığı halde göstericilere karşı ateşli silah kullanılmasının hukuka aykırı ve cezai sorumluluk gerektirdiği” vurgulanıyor.

 

48 silaha balistik inceleme

 

Raporda yine olayların ardından Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Müdürlüğü’nce hazırlanan tutanakta, karakol içinde ve dışında patlamamış 2 adet patlamamış el yapımı bomba, 7 adet karakol içinde olmak üzere toplamda 317 adet uzun namlulu silaha ait kovan ve 1 adet uzun namlulu silaha ait fişek, 24 adet gaz fişeği kapsülü bulunduğuna da yer veriliyor. Tutanakta, yine 48 askerin tüfeğinin incelemeye alındığı belirtiyor. Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü’nün 1 Temmuz 2013 tarihinde hazırladığı ekspertiz raporunda ise, incelemeye alınan 156 boş kovandan 150’sinin 21 ayrı G3 silaha ait olduğu, 6’sının ise hangi silahtan atıldığının tespit edilemediği, 133 kovanında 5 ayrı silahtan yapılan atışlara ait olduğu, 26 adet kovanın ise aynı silaha ait olduğunu tespiti yapıldığına yer veriliyor.

 

İki komutana soruşturma izni

 

Soruşturmayı yürüten Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında, olay esnasında karakolda bulunan 7 asker için Lice Kaymakamlığı’ndan soruşturma izni isterken, Kaymakamlık İdare Kurulu Bürosu, 27 Ağustos 2013 tarihinde verdiği kararında askerlerden Kayacık J. Ütğm Krk. K. Mustafa Öztürk ve Jandarma Özel Harekat Tim Komutanı Seyit Ahmet Yurtoğlu için “Görevi kötüye kullanmak” gerekçesi ile soruşturma izni verdi.