Mahfi Eğilmez
Bana gelen sorulara baktığımda görüyorum ki Türk toplumunun kafasını en çok karıştıran konuların başında para ve faiz geliyor. Parasını konuta yatırıp aldığı konutu kiraya vererek gelir elde etmek ile parayı bankaya yatırıp faiz elde etmek arasındaki ilişkinin aynılığını bir türlü tam olarak biçimlendiremiyor çoğu kişi. Bankada duran paranın durduğu yerde faiz ürettiğini düşünerek “paradan para kazanmak” gibi bir tanımı benimsiyor insanlar. Oysa banka ihtiyaç fazlası olduğu için tasarruf etmiş olan birinden mevduat diye aldığı parayı yatırım yapmak isteyen bir başkasına kredi olarak veriyor. Krediyi alan konut yapıyor, mevduat sahibi mevduatını çekip o konutu alıyor ve kiraya veriyor.
Paranın işlevleri ve para tutmanın nedenleri
Paranın üç temel işlevi var: (1) Malların değiş tokuşuna aracılık etmek. (2) Değer ölçüsü görevi görmek. (3) Değer saklama görevi yapmak.
Para talebi yani insanların parayı tutma isteği üç nedenle doğar: (1) Günlük ihtiyaçlarını karşılamak. (2) Geleceklerini güven altına almak. (3) Spekülasyon yapmak.
Para iki nedenle biriktirilir: (1) Geleceği güven altına almak için. (2) Spekülasyon yapmak ve eldeki para miktarını artırmak için. Her iki nedenle biriktirilen para iki şekilde saklanır: (1) Yastık altında saklanır ya da altın gibi değer artışı dışında getirisi olmayan alanlara yatırılır. (2) Mevduata, tahvile, bonoya, fonlara ya da hisse senedine konularak faiz ya da getiri elde edecek alanlara yatırılır. İlkinde anaparanın değer artışı veya azalışı dışında bir getirisi veya kaybı olmaz. İkincisinde hem anaparanın değeri değişebilir hem de bunun üzerine bir faiz, temettü vb gibi getiri elde edilir.
Tasarruf nedir, niçin yapılır?
Tasarruf (S), gelirin (Y) bir fonksiyonudur: S = f (Y). Gelir arttıkça tasarruf artar, gelir azaldıkça tasarruf azalır. Tasarruf (S), gelirin (Y) tüketilmeyen (C) kısmıdır: Y = S - C
Tasarruf iki şekilde olur: (1) Pozitif tasarruf. (2) Negatif tasarruf. Y = C ise S sıfıra eşittir. Y > C ise S pozitiftir. Y < C ise S negatiftir. Negatif tasarruf borçlanma demektir.
İnsanların tasarrufunu üç şey etkiler: (1) Gelirinin düzeyi. (2) Geleceğini güven altına alma arzusunun gücü. (3) Spekülasyon arzusu. Kişinin geliri günlük ihtiyaçlarını karşılamaya ancak yetiyorsa tasarruf yapması söz konusu değildir. Hatta geliri günlük ihtiyaçlarını bile karşılamaya yetmiyorsa o zaman negatif tasarruf yani borçlanmaya gider. Kişinin geliri günlük ihtiyaçlarını karşılamaktan daha fazlaysa o zaman tasarruf söz konusu olur. Bu aşamada birikimini iki şekilde yönlendirebilir: (1) Geleceğini güven altına alabilmek, emeklilik döneminde yaşayacağı gelir düşüşünü karşılayabilmek için tasarruflarını gelir getirecek alanlara yatırabilir (mevduat yapabilir, borsaya girebilir, gayrimenkul alabilir vb.) Bu birikimi çok zorunlu kalmadıkça kullanmaz. (2) Geliri hem günlük ihtiyaçlarını karşılamaya hem de geleceğini güven altına alacak birikimi yapmaya yetiyor ve artıyorsa o zaman spekülasyon güdüsü devreye girer ve o artan parayla gelir getirici alanlara yönelebilir.
Faiz neyi etkiler?
Faizin yüksek ya da düşük olması günlük ihtiyaçlar için ayrılacak parayı fazla etkilemez. Çünkü bu harcamalar yemek gibi, giyecek gibi ya da ev kirası gibi zorunlu harcamalardır. Bu giderlerin faizden etkilenerek kısılabilmesi ancak aşırı yüksek faiz oranları ve geçici durumlar için mümkün olabilir. O halde faiz ancak günlük ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda gelir elde eden kişilerin üzerinde geliri olanların geleceklerini güven altına almak ve spekülasyon yapmak amacıyla ayırdıkları bölümü etkiler.
Ayda 1.000 TL geliri olan bir kişiyi düşünelim. Diyelim ki bu kişi 500 TL kira veriyor ve kalan 500 TL ile de yemek, giyim, ulaşım vb zorunlu giderlerini karşılıyor. Faizin yüzde 5 ya da 25 olmasının bu kişi açısından bir önemi yoktur. Bu kişi açısından faiz ancak borçla alış veriş yapıyorsa ödeyeceği faiz oranı açısından etkilidir.
Şimdi de ayda 7.000 TL geliri olan bir kişiyi düşünelim. Diyelim ki bu kişi ayda 1500 TL kira gideri ödüyor ve yemek, giyim g,b, zorunlu giderler için 2000 TL harcıyor, otomobiline 500 TL harcıyor, eğlence ve kültür için 1000 TL harcıyor olsun. Yine diyelim ki bu kişi kalan 2000 TL’nin 1000 TL’sini geleceğinin güvencesi olarak bir emekli fonuna yatırıyor, 1000 TL’si ile de yıllık yüzde 7,5 faizli mevduat hesabı tutuyor olsun. Faiz oranındaki değişiklikler bu kişinin 1000 TL’yi nerede ve nasıl tutacağını etkiler. Eğer bir yıl sonrası için beklenen enflasyon yüzde 8 ise bu kişinin bir yıl sonra elde edeceği faiz negatif olacaktır. Bu durumda bu kişinin o parayı mevduat olarak tutması pek akıllıca bir iş değildir. O zaman o parayı kullanmak için önünde üç seçenek olacaktır: (1) Harcamalarını artırmak ve o parayı tüketimde kullanmak. (2) 1000 TL’sini de geleceğini güven altına almakta kullanmak ve emeklilik sistemine yatırdığı parayı artırmak. (3) 1000 TL’sini faiz dışında daha iyi getiri getirecek bir alana yöneltmek.
Eğer faizler düştüğünde bu kişi spekülasyon için ayırdığı parayı emeklilik sistemine aktarmaya karar verirse tasarruflar etkilenmez sadece yer değiştirmiş olur. Kişi bu parayı tüketime harcarsa tasarruflar düşer, tüketim harcamaları artar. Kişi bu parayı mevduattan ya da tahvilden alıp örneğin gayrimenkule harcarsa o zaman da tasarruflar düşer, tüketim harcamaları artar (ekonomi açısından mevcut bir konutun satın alınması yatırım değil tüketim harcamasıdır. Yatırım harcaması olabilmesi için yeni konut inşası olmalıdır.)
Faiz düşerse pozitif tasarruflar düşer, negatif tasarruflar (yani borçlanma) artar. Pozitif tasarruflar azalır çünkü getirisi olmayan bir şeyi kimse tutmak istemez. Negatif tasarruflar yani borçlanma artar çünkü düşük faiz borçlanmayı çekici hale getirir.
Faizin pozitif bir değer taşıması sanıldığı kadar kötü bir şey değildir. Kötü olan, makul düzeyin ötesine geçmiş aşırı yüksek faizdir.
Türkiye için faiz hesabı
Mevcut veriler:
Bankaların ilan ettiği faiz: % 7,5 (her bankanın farklı faizi olmakla birlikte bu oran ortalamayı gösteriyor)
Faiz gelirinden yapılan nihai gelir vergisi stopajının oranı: % 15
Bir yıl sonrası için beklenen enflasyon yüzde 6,7 (TCMB Beklenti Anketi Kasım ayı sonuçlarına göre)
Net Nominal Faiz = (Nominal Faiz) – (Nominal Faiz x Stopaj)
Net Nominal Faiz = (0,075) – (0,075 x 0,15) = 0,064 = % 6,4
(Basit Faiz = Net Nominal Faiz = % 6,4)
Yıllık net nominal (basit) faiz oranı % 6,4 olduğuna göre buna 12’ye bölerek aylık faiz oranını bulabiliriz:
Aylık Net Nominal (basit) Faiz Oranı = (0,064 / 12 ) = 0,0053 = % 053
Bileşik Faiz = Anapara x (Dönem Faizi)^Dönem Sayısı
Bileşik Faiz Getirisinin hesaplanması
Dönemler
|
100
|
1,0053
|
Faiz
|
1. aysonu
|
100,53
|
1,0053
|
0,53
|
2.aysonu
|
101,0628
|
1,0053
|
1,06
|
3. aysonu
|
101,5984
|
1,0053
|
1,60
|
4. aysonu
|
102,1369
|
1,0053
|
2,14
|
5. aysonu
|
102,6782
|
1,0053
|
2,68
|
6. aysonu
|
103,2224
|
1,0053
|
3,22
|
7. aysonu
|
103,7695
|
1,0053
|
3,77
|
8. aysonu
|
104,3195
|
1,0053
|
4,32
|
9. aysonu
|
104,8724
|
1,0053
|
4,87
|
10. aysonu
|
105,4282
|
1,0053
|
5,43
|
11. aysonu
|
105,987
|
1,0053
|
5,99
|
12. aysonu
|
106,5487
|
1,0053
|
6,55
|
Bileşik Faiz = % 6,55
Buna göre % 6,4’lük yıllık faiz yerine 100 TL’yi aylık olarak yatırıp bileşik faizden yararlanmak isteyen kişinin eline % 6,4 değil % 6,54 faiz geçmiş olacaktır.
Reel faiz hesabı
Basit Faiz açısından reel faiz hesabı yapalım:
Reel Basit Faiz = (1 + Net Nominal Basit Faiz) / (1 + Beklenen Enflasyon) – 1
Reel Basit Faiz = (1, 064) / (1,067) – 1 = - 0,0028 = % - 0,28
Bileşik Faiz açısından reel faiz hesabı yapalım:
Reel Bileşik Faiz = (1 + Net Nominal Bileşik Faiz) / (1 + Beklenen Enflasyon) – 1
Reel Bileşik Faiz = (1,065) / (1,067) -1 = % - 0,19
Demek ki Türkiye’de bugünkü verilerle ve beklentilerle faiz negatiftir. Faizin daha da düşürülmesiyle bu negatiflik büyüyecek ve tasarruf yapmaktansa borçlanmak daha çekici bir hale gelecektir.
Mahfi Eğilmez'in bu yazısı www.mahfiegilmez.com sitesinden alınmıştır.