Cumhuriyet Davası'nın 3. duruşmasında tahliye olan gazeteci Kadri Gürsel'in Silivri Cezaevinden çıktığı anlarda eşi Nazire Kalkan Gürsel'le öpüşmesi hakkında gelen tepkilere Hürriyet yazarı Kanat Atkaya cevap verdi. Atkaya, "11 ay eşine hasret kalmış, duruşmada çocuğuna sarılmasına izin verilmemiş Kadri Gürsel, sana mı soracak nerede öpeceğini eşini.İşine bak; öpüş, belki geçer" dedi.
Hürriyet'te Kanat Atkaya'nın "İşine bak; öpüş, geçer!" başlığıyla (28 Eylül 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Kadri Gürsel ve eşi Nazire Kalkan Gürsel’in hasret öpücüğünden de rahatsız olanlar çıktı ya...
“Rahatsız vatandaşların” profillerine bakıyorsun; kreşlerde, yatılı okullarda, denetlenmeyen ve desteklenen tarikat işletmesi yurtlarda çocuklar taciz edilirken rahatsız olmamış mesela...
Tüm hassasiyetini bir öpücüğe saklayan “rahatsızın”, asıl “rahatsız” olması gerektiği olaylara karşı tepkisizliğine bakınca “rahatsızlığının” teşhisini de koyabiliyorsun zaten!
Tedavisi de var, söyleyeceğim...
Önce, o öpücüğü “ikon fotoğraf karesi” ile ölümsüzleştiren AFP adına çalışan foto muhabiri Yasin Akgül’ü kutlamak gerek.
Hasret öpücüğü, gülümseyen asker vesaire, bir tablo gibi...
Sonra o öpücüğün adını koyalım...
Birikmiş öpücükler
Elbette “özgürlük öpücüğü”dür ama Almanların başka bir önerisi var.
Marcel Danesi, “Öpüşmenin Tarihi”* kitabında Alman dilinde farklı öpücükler için 30 kelime bulunduğunu belirttikten sonra “verilmemiş öpücükleri telafi etmek”anlamına gelen kelimeyi fısıldar: “Nachkuss”...
11 ay haksız yere ayrı kalmış birbirine âşık iki insanın biriktirdikleri öpücüklerden oluşan “nachkuss”unun fotoğrafıdır yani o yürek ısıtan kare...
Bu kareden rahatsız bünyelere tedavi önerisi sunacağımı söylemiştim.
Tedavi basit; bol bol öpüşecekler.
Öpüşmeyle ilgilenen bilim insanları (filematologlar) faydalarını anlata anlata bitiremiyor öpüşmenin, malumunuz...
Öpüşürken adrenalin, serotonin, dopamin, oksitosin, endorfin gibi mutlulukla ilgili hormonlar coşuyor...
Mutlu oluyoruz, iyi oluyoruz bilimsel olarak...
Her derde deva
Cildimiz güzelleşiyor, gözlerimiz parlıyor, vücuda normalden çok daha fazla oksijen giriyor ve hatta acayip kalori yakıyoruz.
Ciddiyim! “30 dakika öpüşme sırasında yakılan kalori 30 dakika yüzmeye denktir” diyor bilimsel araştırmalar...
Ve rahatsız kardeşim, stres oranını dibe çekiyor; sinirden, öfkeden, önyargılardan beslenen hoşgörüsüzlüğünden eser kalmıyor.
“Bizim kültürümüzde yok!” diye ayaklanacaksan da, bak cevabını gazeteci dostum Ali Topuz sosyal medyada çok güzel vermiş.
“Anadolu kültüründe öpüşme yoktur, Karacaoğlan Vatikanlıdır” diyerek dalgasını geçtikten sonra Karacaoğlan’dan aktarmış:
“Göremedim altınından tuncundan/Öpemedim dudağının ucundan”.
Sana mı soracak?
Bir de “Gitsinler evlerinde öpüşsünler” diyenler var...
11 ay eşine hasret kalmış, duruşmada çocuğuna sarılmasına izin verilmemiş Kadri Gürsel, sana mı soracak nerede öpeceğini eşini.
İşine bak; öpüş, belki geçer.
(*) Öpüşmenin Tarihi, Marcel Danesi, Çeviren: Özlem Karadağ, Doğan Kitap, 2013.