Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Yönetim Kurulu'na giren ilk Kürt işadamı olan Tarkan Kadooğlu, demokratikleşme paketi ile özel okullarda Kürtçe eğitimin önünün açılması hakkında "Şimdilik özel okullarda olması ciddi bir adım atıldığını gösteriyor. Ama tabii bir zenginin kendi dilinde eğitim görme hakkı olduğu kadar fakirin de var. İnşallah önümüzdeki dönemde herkesimin kendi anadilinde eğitim almalarını umut ediyoruz" dedi.
TÜSİAD'ın Cizreli Yönetim Kurulu üyesi Kadooğlu'nun Başbakan Erdoğan'ın açıkladığı demokratikleşme paketi hakkında Milliyet gazetesinden Eylem Türk'e verdiği söyleşinin bir bölümü şöyle:
Bugüne kadar paketle ilgili genelde siyasetçiler konuştu. Siz hem bölgede doğmuş ve yaşamış bir kişi hem de bir işadamı olarak demokratikleşme paketinden beklentileriniz nelerdi, beklentileriniz karşılandı mı?
Geçmişte ekonomik kriz paketleri açıklanırdı. İlk defa Türkiye’de demokratikleşme adına bir paket açılıyor ve bu çok önemli bir gelişme. Pozitif bir durum. Tabi demokratik açılımların bir anda Türkiye’nin tüm sıkıntılarına yanıt vermesini beklemek de yanlış olur. Gönül isterdi ki çok daha fazla şeyler olsun. Ama bu da bir süreçtir ve zamana yaymak gerekir. Ben olumlu görüyorum.
Bu paketten sonra üç farklı görüş ortaya kondu. İlki 12 Eylül referandum sürecinde olduğu gibi ‘yetmez ama evet’çiler. BDP kanadından gelen ‘yetmez ama oyalar’ yorumları. Ve tamamen yetersiz bulanlar. Siz bu paketi yeterli görüyor musunuz?
Yeterli mi? Yetersiz diyemem ama genişletilmesi eksiklerinin tamamlanması lazım. Bunun için de herkesin destek olması gerek. Ruhban okulunun açılması yönünde bir beklenti vardı ve bu yönde bir karar olmayışı hayal kırıklığı yarattı. Bu sadece Rumlar için değil Türkiye’deki yaşayan tüm etnik yapılar için önemli. Çünkü birisinin demokrasisinin genişlemesi, haklarının verilmesini istediğinizde bunu kendiniz için de istediğiniz anlamına geliyor ve bunun desteklemek lazım.
Alevi kesiminin de beklentisi vardı mesela. Ayrıca barış sürecinde etkili olabileceğine inandığımız bir beklenti daha vardı. Bu da KCK operasyonları kapsamında tutuklu olan siyasetçilerin serbest kalması... Paketi sadece Kürtler açısından değil tüm etnik kimliğe sahip olanlar açısından değerlendiriyorum. Demokrasi bir ırk için değil bütün insanlık içindir.
‘Referanduma gidilebilir’
Demokrasi paketinde ana dilde eğitim hakkı sadece özel okulda okuyabileceklere tanındı. Yani parası olanlara. Bu bir adaletsizlik göstergesi olarak değerlendirilebilir mi?
Kürtçe’nin devlet okullarında okutulması yönünde bir beklenti vardı. Ama bunun Anayasal bir durum olduğunu biliyoruz. Şimdilik özel okullarda olması da ciddi bir adım atıldığını gösteriyor. Ama tabi bir zenginin kendi dilinde eğitim görme hakkı olduğu kadar fakirin de var. İnşallah önümüzdeki dönemde herkesimin kendi anadilinde eğitim almalarını umut ediyoruz.
Paket paket demokrasi yerine sivil bir anayasanın yapılması daha kalıcı bir çözüm olmalı. Her ne kadar meclisteki partiler sadece 59 maddede uzlaşmış olsalar bile. Ki hala bunun meclisten geçmesi konusunda dahi bir anlaşma yok...
Özgürlüklerin Anayasa’da teminat altına alınması lazım. Türkiye’nin mayasının sivil anayasa ile perçinleşmesi lazım. Anayasa’da olmazsa tıkanıyor paketle de çözemiyorsunuz. Bu ve bundan sonraki paketlerin sivil anayasa ile taçlandırılması lazım. Ama mevcut komisyon ile yeni Anayasa konusu çözülemeyecek gibi görünüyor. Bu nedenle hükümet biran önce önlem almalı ve gerekirse referanduma gitmesi gerekir. Çünkü Türkiye’nin hakettiği özgürlüklere açık sivil bir anayasaya ihtiyacı var.
‘Köy isimleri olumlu adım’
Yıllardır özellikle Doğu ve Güneydoğu’daki köylerin isimleri halkın ve devletin diye ikiye ayrıldı. Şimdi bu köyler ve Dersim kısa bir süre sonra yüzyıllardır anıldıkları isimlere dönecekler. Sizin yaşadığınız yerde bu isimlerle ilgili bir anınız var mı?
Var tabi. Ben köy isimlerinin değiştirilmesini çok olumlu buluyorum. Mesela Cizre’de eskilerin Zuron, gençlerin de Kızılsu olarak bildiği bir köy var. Gençlik yıllarımda bir haftasonu arkadaşlarla oraya pikniğe gidecektik. Babam nereye diye sorunca Kızılsu’ya gideceğimizi söyledim. Babam da annemlerle Zuran’da piknik yapacaklarını söyledi. Saatler sonra aynı yerde karşılaşınca çok şaşırdık. Bu köyün adını babam Zuran ben ise Kızılsu olarak biliyordum. Ve tabi bu nedenle arkadaşlarla planladığımız organizasyon bir aile pikniğine dönüverdi.
‘Türkçe’yi ilkokulda öğrendim’
Anadilde eğitimin önemini kendi hayatınızı merkeze alarak anlatır mısınız?
Cizre’de ilkokulda okudum. Türkçeyi 7 yaşımda okulda öğrendim. Zorlandığımı hatırlıyorum çünkü okul dışında ne ailemde ne çevremde Türkçe konuşulmuyordu. Ezberlemek zor oluyordu. Ben de Kürtçe eğitim görmeyi isterdim. Hala Türkçe anlatırken Kürtçe düşünüyorum. Bu nedenle anadilde eğitim çok önemli.