Kültür-Sanat

Kadınsa tahrik eder!

Namus cinayetlerinde de uygulanan Haksız Tahrik, şimdi bir serginin konusu...

22 Mart 2009 02:00

Namus cinayetlerinde de uygulanan Haksız Tahrik, şimdi bir serginin konusu...

Cumhuriyet gazetesinin Pazar ekinde Esra Açıkgöz imzasıyla yayımlanan habere göre; 'Beyaz tayt giymişti...', 'Sakız çiğniyordu...',  'İşveli şekilde adres sordu...',  'Çok sık banyo yapıyordu...'
Bunlar bir insanı, en azından bir kadını öldürmek için geçerli nedenler. Ne yazık ki erkek egemen sistemin yetiştirdiği hukukçular da bunu zaman zaman onaylıyor. Bu gerekçeleri işlenen kadın cinayetlerinde, tahrik unsuru olarak kabul edip, ceza indirimine gidebiliyor.

Bunun için kullanılan yasal dayanak ise, Türk Ceza Kanunu’nun “ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler” başlığı altında düzenlenen 5237 sayılı “haksız tahrik indirimi”. Töre, namus, ırz cinayetlerini besleyen bu madde şimdi bir sergi konusu.

Hafriyat Karaköy’deki “Haksız Tahrik” sergisiyle anlatılmak istenen basit, ama bir o kadar da gerçek: “Cinsiyet tahrik nedeni değildir”! Kuratörlüğünü Canan Şenol’un üstlendiği eylem-sergi, feminist aktivist, teorisyen ve sanatçıları bir araya getiriyor:

Atıl Kunst, Aylin Kuryel, Çağla Cömert, Canan Şenol, Didem Yazıcı, Dilara Kızıldağ, Dilek Winchester, Evrim Kavcar, Filmmor , Fulya Çetin, Gülçin Aksoy, Gülizar Önen, Güneş Terkol, Hale Tenger, Hatice Telci, Hilal Esmer, İnci Furni, Nalan Yırtmaç, Neriman Polat, Nil Yalter, Nilbar Güreş, Oda Projesi, Özlem Gök, Sezgi Abalı, Şükran Moral, Yasemin Özcan Kaya, Amargi sanat atölyesi... Haksız tahrik, sanata dönüştürüldüğünde karşımıza neler mi çıkıyor? Çok çeşitli üretimler var. Kimi çok kişisel, kimi çok politik, ama hepsinde bir kadın sorunu göze çarpıyor. Cinsiyet kavramını feminist bakış açısıyla irdeleyen sergi, izleyiciyi de düşünmeye itiyor. Bu sorgulama sergi salonuna adım atar atmaz başlıyor, sergiye girmek için vajina biçimindeki enstalasyondan geçerken...

Duvarda gördüğünüz cinayet aletleri sizi irkiltiyor; oya içindeki taş, sopa, balta, silah... Vatan, toprak, namus anlamları yüklenen kadınların resimleri, “Klitoris nedir?” sorusu etrafında kadının cinselliğine bakışı gözler önüne seren belgesel, 301. maddeye vurgu yapan bir kolyeyi gururla taşıyan mankenin gösterildiği video çalışması, iki yumurta iliştirilmiş kadın cinsel organı fotoğrafı... Kısacası, sergide kadın bedeninin araçsallaştırılması, kadına yüklenen her anlam ve anlamsızlığı gözler önüne seren farklı disiplinlerden işler var.

Peki, böyle bir sergi fikri nereden çıkmış?

Yanıtı Canan Şenol veriyor:
“Önce feminist sergi açma derdindeydim, çünkü feminist sanatçı olarak böyle bir sergi ihtiyacı duydum. Kadın sergisi dendiğinde daha hassas anlayışla yapılmış ya da kurtarılmış kadınların daha ezilmiş, az eğitim görmüş, şiddete maruz kalmış kadınları konu alarak yaptığı işlerin olduğu sergiler anlaşılıyor. Oysa biz feminist sergi diyerek hem bir politik duruşta bulunuyoruz, hem de bütün kadınlar aynı şekilde ezilmez diyoruz. Güncel sanat alanında işler üreten feminist bir sanatçı olarak belli rahatsızlıklarım vardı, dolayısıyla da elimi taşın altına koydum, bu sergiye ön ayak oldum. Kadın örgütleriyle yakın ilişki içindeydim ve onların kadın cinayeti davalarına müdahil olduklarını biliyordum. İşte Haksız Tahrik sergisi bu süreçten çıktı”.

Şenol, en son Hakan Şükür’ün alışveriş merkezinde bir kadını dövdüğü için yargılandığını, darp kabul gördüğü halde, haksız tahrik indirimi alarak cezasının paraya çevrildiğini hatırlatıyor.

“Kadın bedeni günlük yaşamda, özel ve kamusal alanda sürekli bir tahrik nedeni olarak algılanıyor. Bunu ortaya koymak, kolektif bir üretim meydana getirmek, sadece kadın sanatçılarla sınırlı kalmayıp, kadın akademisyenlerin, aktivistlerin bir araya geldiği bir ortak platform kurma derdindeydik” diyor. Bunu da başarmışlar, sergiyi yaparken farklı üretim yapan kadınlardan büyük destek görmüşler. “Dolayısıyla kolektif bir üretime dönüştü” diyor, “hem de bir ihtiyaç olduğunu, en azından kadın sanatçıların söyleyecek çok sözü olduğunu fark ettim”.

Bu bir başlangıç, devamı da gelsin istiyor Şenol. Sergiyle çok büyük laf söyleme gibi bir dertleri yok, ortak bir zemin yaratabilmek bile yeterli. Bir de cinsiyetçi bakış açısını ve toplumsal cinsiyet politikalarını sorgulatırlarsa... “Hiçbir şey tek başına yol gösteremez, bir şeyi değiştiremez, ancak tartışma açar ve buradan bir söylem gelişir. Birlikte olunduğunda bu söylem daha büyük olur, daha çok ses getirir” diyor.

Haksız Tahrik, sadece bir sergiden ibaret değil, söyleşiler, stand up ve tiyatro gösterileriyle de destekleniyor. Proje, sergide yer almamış, eski kuşaktan kadın sanatçıların, teorisyenlerin söyleşilerinin olduğu bir kitapla sonlanacak.

Sergiyi, kadınlara yapılan her türlü siyasi, kültürel ve toplumsal ayrımcılık üzerine düşünmek, bununla savaşmak için mücadele biçimleri üretmek isteyenler 31 Mart’a kadar gezebilir.