-KADIN MÜSTEŞARDAN ''EĞİTİM'' VURGUSU ANKARA (A.A) - 07.03.2011 - Türkiye'nin tek, eğitim tarihinin ilk kadın müsteşarı Esengül Civelek, şiddetin ciddi bir toplumsal sorun olduğunu vurgulayarak, ''Bu sorunun ortadan kalkmasında içinde bulunduğumuz toplumsal seferberliğin devam etmesi gerekiyor'' dedi. Civelek, müsteşarlık görevine atandığında ''Türkiye'nin ilk kadın Milli Eğitim Bakanı tarafından müsteşarlığa atanan ilk kadın'' olarak haberlere konu oldu. Eski Hatay Valisi merhum İsmet Gürbüz Civelek'in eşi olan Esengül Civelek, kamuda 31 yıldır hizmet veriyor. Civelek, kamuda ''Mülkiyeli'' olarak anılan bürokratlardan biri. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden 1979'da mezun olan ve Maliye Bakanlığında Hazine Genel Müdürlüğü ve Milletlerarası İşbirliği Teşkilatı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Dairesi'nde meslek memuru olarak göreve başlayan Civelek, daha sonra Türkiye Kalkınma Bankası'nda Genel Müdür Vekilliğine kadar yükseldi. Nimet Çubukçu'nun devlet bakanlığı döneminde 2005-2010 arasında Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü yapan Civelek, 21 Mayıs 2010'da MEB'e müsteşar olarak atandı. MEB Müsteşarlığa atanan ilk kadın olmasının ''büyük bir onur ve gurur'' verdiğini dile getiren Civelek, kendisine duyulan güvene layık olmak için var gücüyle çalıştığını ifade ediyor. Doğup büyüdüğü aile ortamında ''cinsiyet ayrımcılığı'' yaşamadığını, erkek kardeşine de kendisine de eşit hak ve imkanların sunulduğunu anlatan Civelek, ''Öncelikle aile içinde cinsiyet ayrımcılığı yapılmamalı. Burada en büyük iş de annelere düşüyor'' diyor. Civelek, özel hayatında da ''şanslı'' kadınlardan biri. Üniversitedeyken tanıştığı eşinin desteği büyük avantajı olmuş. Civelek, bu konuda şunları söylüyor: ''Aile yaşamının sorumlulukları, evlilikle birlikte iş yaşamının uyumlaştırılması sürecinde yaşanan zorluklar, kadınların çalışma hayatında yeterince yer alamamalarının nedenlerinden biridir. Ben iş yaşamının aile yaşamına uyumlaştırılması sürecinde eşimden çok büyük destek gördüm. Özellikle büyük kızım dünyaya geldiğinde de eşim ve annem çalışma hayatından ayrılmamam için bana çok büyük destek oldu. Ben 31 yıllık çalışma yaşamım boyunca kadın olduğum, eş olduğum, anne olduğum için hiçbir zaman üst düzey yöneticilerimden bir ayrımcılık talep etmedim. Talep edilmemesi gerektiği düşüncesindeyim çünkü karar alma mekanizmalarında kadın sayısal noksanlığımız söz konusu. Ne kadar zamanınızı mesaiye ayırırsanız, niteliklerinizi artırırsanız, sizin tercih edilebilirliğiniz söz konusu olacaktır. Siz bir kadın, eş anne olarak ayrımcılık talep ederseniz sizin çalışma yaşamınızda verimliliğiniz tartışma konusu olur üst düzey yöneticiler bazında. Birtakım fedakarlıklar olmadan hem çalışma yaşamını, hem de ailevi sorumluluklar birarada götürebilmek bu kadar kolay bir süreç olmuyor. Çalışan bir kadın, bir eş bir anne olarak zamanla yarışıyorsunuz.'' Kadınların üst düzey karar alıcı pozisyonlarda bulunmasına ilişkin bir yasal engel olmadığına işaret eden Civelek, ''Türkiye kadın erkek eşitliği konusunda yasal anlamda reform niteliğinde gerçekleştirdiği düzenlemelerle dünyadaki pek çok ülkenin önünde yer alıyor ama uygulamada yaşanan sorunlar var. Bunun için zihniyet dönüşümü çok önemli. Biz cumhuriyetle birlikte eşit birey eşit yurttaş olduk ama geldiğimiz sürece baktığımız zaman da toplumsal yaşamın her alanında erkeklerle birlikte eşit düzeyde olamadık. Bunun sebebi toplumsal zihniyet yapısıdır. Ama sevindirici nokta artık son yıllarda zihniyet dönüşümünde bir farkındalık, duyarlılıkta olumlu anlamda gelişmeler var'' diye konuştu. -''ÖĞRETMENLİKTE KADIN SAYISI ÇOK AMA...''- Öğretmenlik mesleğinde kadın öğretmen sayısının erkekleri geçtiğini söyleyen Civelek, buna karşın kadın yönetici sayısının az olduğuna dikkati çekti. Bunun sadece MEB'e özgü bir durum olmadığını vurgulayan Civelek, kadın büyükelçilerin, kaymakamların, valilerin de sayısının az olduğuna işaret etti. Şu anda kendisinin 24 müsteşar içinde tek kadın olduğunu kaydeden Civelek, ''Bürokrasimizde kadın yönetici sayısının noksanlığı bir gerçek. Bir ülkenin gelişmişliği nitelikli insan gücünün varlığıyla ölçülüyorsa, bir ülkede sürdürülebilir kalkınmadan bahsedilecekse yönetim kademelerinde kadın varlığı önemlidir'' diyor. Bakan Çubukçu döneminde kadın yönetici sayısında büyük artış olduğunu söyleyen Civelek, MEB merkez teşkilatında iki kadın genel müdür, Talim ve Terbiye Kurulunda iki kadın üye bulunduğunu, bunun yanı sıra kadın genel müdür yardımcıları, daire başkanları ve şube müdürleri de olduğunu ifade etti. Civelek, eğitimde kız-erkek çocuklar arasında cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması için devlet, özel sektör ve medya işbirliğiyle kampanyalar, projeler yürütüldüğünü, bunların sonucunda kız çocukların okullaşmasında büyük ilerleme sağlandığını anlattı. Kız çocukların ortaöğretime devam etmelerinin önündeki engellerin kaldırılması için ilk kez bu yıl ''ortaöğretimde taşımalı eğitime'' geçildiğini belirten Civelek, 28 bin 265 kız öğrencinin bundan yararlandığını, hedeflerinin 55 bin olduğunu bildirdi.