Kadın Koalisyonu, Covid-19 salgınında belediyelerin toplumsal cinsiyet eşitliği yaptığı çalışmaları raporlaştırdı. Çalışma 10 büyükşehir, 1 il, 31 ilçe belediyesiyle gerçekleştirildi.
Raporda, "2020 Ocak ayında dünyayı etkisi altına alan küresel salgın, siyasi, ekonomik ve toplumsal seviyede birçok etki yarattı. Bu etkiyi bir yönetim krizi olarak nitelemek mümkün. Aslında uzun süredir sendeleyen mevcut ekonomik sistem, siyasi ve toplumsal yapılar salgınla birlikte dünyaya, yurttaşlara ve hayata karşı yönetme sorumluluğunun gerektirdiği yetkinlikten uzak olduklarını ortaya koydular. Yine krizle gördük ki, mevcut düzenin yarattığı eşitsizlikler daha da derinleşti ve bir grup azınlık dışında toplumun büyük bir kesiminin yaşam standartları düştü. Salgın ve karantina döneminde yoksul aileler, güvencesiz istihdam edilenler, emekliler, esnaf, çiftçi eğitim, sağlık, barınma ve hatta beslenme gibi en temel insani haklarına erişimde güçlükler yaşadı. Roman gruplar, mülteciler, geçici işlerde çalışanlar, özellikle de kadınlar barınma ve geçim konusunda sorunlar yaşarken, şiddet, istismar ve ayrımcılık gibi eşitsizliklerden kaynaklı sorunlar daha da ağırlaştı. 65 yaşından gün alanlar aylarca evlere kapatıldılar hatta neredeyse salgının yayılmasından sorumlu tutuldular. Ev içi şiddet riski ve tehlikesi ile yaşayan pek çok kadın, çocuk ve LGBTİ+ da bu tehlikelerden uzaklaşma, güçlenme veya şiddeti önlemeye imkân verebilecek kurumsal hizmete ulaşamadı." değerlendirmesi yapıldı.
Değerlendirmede şunlar kaydedildi
"Bu noktada yerel yönetimler, yurttaşlara erişim ve sorunlara acil ve önleyici müdahaleler yapabilmek açısından önem kazandı. Kadınlar şiddet riski ile karşı karşıya kaldıklarında veya ekonomik zorluklarla karşılaştıklarında destek için belediyelere ulaşmaya çalıştılar. Sadece Covid-19 salgınında değil 2020 İzmir depremi ve sonrasında karşı karşıya kalınan felaketlerde de yerel yönetimler, müdahale ve destek için başvuru noktaları oldular."
Raporun tamamı için tıklayın