Halkla ilişkilerin duayeni Betül Mardin…
Arap bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya gelen Mardin, herkesin bildiği gibi rahat bir çocukluk dönemi geçirmemiş. Ailenin ortanca çocuğu olarak ikinci planda kalmanın zorluklarını yaşayan Mardin, hayata sıkı sıkı tutunuşunu, başarılı müzisyen kardeşi Arif Mardin ile ilişkilerini ve evliliklerinde yaşadığı hayal kırıklıklarını HELLO!’ya anlattı.
Bu kadar başarılı olacağınızı tahmin ediyor muydunuz?
Bugüne kadar yaptıklarımdan dolayı çok mutlu ve gururlu biriyim. Bir tek Türkiye’yi yurtdışında tanıtmak açısından daha fazla başarı sağlamak isterdim. Faka hep şirketler arasında sınırlı kaldım. Şu anda öğrencilere ders veriyorum. Bu yüzden gençlerle diyaloglarım daha iyi oldu. Bu da benim için en büyük başarı.
Hayatta ilişkileriniz hep sıkı temeller üzerine mi kuruludur?
Benim yanımda çalışanlar uzun sürelidir. Dostluklarımı çok takip ederim. Hayatımda çok az görüşmediğim insan vardır.
Peki bu dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
Aslında çok büyük kusurları varsa daha az görüşmeye gayret ediyorum. insan, bir olayı anlatıyor, aynı olayı sen de yaşıyorsun ama sen başka türlü ifade ediyorsun.Sen yaşadığın olayı anlatırken farklı bakış açısından bakıyorsun. İşte bunun gibi. Anlattıklarımızın içine kendi hırslarımızdan, ulaşamadıklarımızdan dolayı hep başka şeyler katabiliyoruz. Bana hep ‘Niçin hayatını anlatmıyorsun?’ diyorlar. İşte bu yüzden anlatamıyorum! Herkesin yaşanılanlar hakkında mutlaka söyleyeceği bir şeyleri oluyor.Tabi ki bu da ister istemez seni yoruyor.
'Bütün kocalarımı Frankenstein yaptım'
Bu tavrınızın sizi gençleştirdiğini düşünüyor musunuz?
Bu konuda çok önemli kararlar aldım. Artık geceleri dışarı çıkmıyorum, içki hemen hemen hiç içmiyorum ve sigarayı kestim. Ama en önemlisi kocamdan boşandıktan sonra oldu. Bir yaştan sonra bu erkek işini bıraktım.Şu pencerede beklerken ömrüm bitti. Acaba kaçta gelecek? Saat kaç oldu? Nerde kaldı bu? gibi sorular insanı kemirip duruyor. Kendine vakit ayıramıyorsun. Bir iş kurmaya çalışıyorsun, kapılarda sabahlara kadar koca bekliyorsun. Şimdi artık çocuklarım, torunlarım ve mesleğim daha önemli.
Kariyerinizde yakaladığınız başarıyı evlilikte bulamadınız mı?
Bu konuda çok suçluyum. Ben her şey mükemmel olsun isteyen bir insanım ama evlilikte böyle bir şey yok. Bir gün iyi, bir gün kötü gitmesine hiç izin vermedim.Hep iyi olsun istedim. Ben iyi bir eş değildim. Bütün kocalarımı Frankenstein yaptım. Fakat onlar için iyi bir dost, destekleyici,
koruyucu ve merhametli biriydim.O yüzden şu anda aşkı dostluğa tercih ediyorum.
''Ferzan Özpetek beni görmeden seyahate çıkmaz''
Size gerçekten aşkı hissettiren birileri olmadı mı?
Aşktan çok öte şeyler yaşadığım insanlar oldu. Bu aşka, yakın dostluk sevgisi diyorum. Bunlardan biri Ferzan Özpetek’tir. Beni görmeden seyahate çıkmaz. Aramızda öyle bir bağ vardır.
Türkiye’deki kadın erkek ilişkilerini nasıl görüyorsunuz?
Türk kadını olarak bilgi birikimlerim doğrultusunda şimdi evlensem her gün aldatıyor mu beni diye düşünürdüm. Geçenlerde kızıma anlatıyordum; evliliğimizin artık bitiş noktasına geldiğimiz zamanlarında kızım hastalanmıştı ve onun ısrarla bir yere gitmesi gerekti. Normalde kızım hasta olduğu için gitmemesi gerekirdi .Şimdi düşünüyorum da galiba o zamanlar beni aldatıyordu da.
Kadınlar yaşadıklarını kabullenmek istemiyor mu acaba?
O zamanlar her halde bir yere gitmesi gerekiyor, önemli diye düşündüm. Fakat şimdi düşündüğümde beni aldattığını kabul ediyorum.Şimdi böyle olaylar olduğunda bil ki seni aldatıyor. Her erkeğin gözü dışarıya bakıyor. Bunu engellemenin imkanı yok! Kadının bunu yapması daha zor.
Kadınlar neden aldatamaz?
Kadın, keşkelerden ve yanmaktan çok korkar. Bu yüzden aldatması erkeğe göre daha zordur
Bu mesleği seçmeseydiniz ne olmak isterdiniz?
Eğer ki bu mesleği yapmasaydım insan psikolojisi üzerine çalışmak isterdim. O zamanlar Froyd yeni çıkmıştı. Doktor olmayı çok istedim.Babam üniversiteye gitmemi hiç istemedi. Bana ‘Ne yapacaksın,deli doktoru mu olacaksın?’ demişti.
Kardeşiniz Arif Mardin de müzik konusunda ilerlemek istedi.Babanız ona da karşı çıkmadı mı?
Tabi ki, çıkmaz mı!Ben kadın olarak, Arif erkek olarak çok çektik. Benim çocukluğumda birçok problemlerim oldu. Beş yaşına kadar kekemeydim.Ailenin de ortanca çocuğu olduğum için hep geri planda kalan biri oldum. Babam ben 20yaşına geldiğimde bir gün bana‘Senin ne zaman büyüdüğünü bile fark etmedim’ demişti.
Bunları hırs yaptığınız oldu mu?
Ailemin içinde çok alay edilirdi. 10 tane torunun içinde hep geri planda kalan bir
çocukluk geçirdim. Bu yüzden kendimi hep gösterme çabası içinde oldum. O zaman kendi
kendime söz verdim hep başarılı işlere imza atacağım ve kendimi babama göstereceğim diye.
'Arif bütün bestelerini ölen kardeşimiz ve eşi için yazmıştır'
Arif Mardin’in çocukluğu nasıl geçti?
Arif 13 yaşındayken ablamı kaybettik. Bu olay onda büyük bir şok etkisi yarattı. Kendini
uzun süre odasına kitledi. Bir zaman sonra ‘Ben müzik dersi alacağım’ dedi. Biz Arap kökenli
olduğumuz için bu tarz şeylere pek hoş bakılmazdı. Babam durumdan pek hoşnut değildi ama
belli etmemeye çalışıyordu. Cemal Reşit Rey o zaman bizim yakın aile dostlarımızdan biriydi.
Bir gün Arif’i dinlenmeye geldi ve dedi ki ‘Bu çocuk bir deha’. Babama‘Bu çocuğa solfej dersi aldır’ dedi. Babam bunu duyunca çıldırdı. Bizim oralarda erkek dedi-ğin at binecek, ava gidecek. Babam Mısır’da oturduğu için Arif gizli gizli müziğe devam etti.Arif’in yaptığı bestelerden bir tanesi Saray Sineması’nda sergilenmişti.Bu çalışmadan sonra Arif’e yurtdışında eğitim için burs teklif ettiler. 24 yaşında evlendiği eşi Latife ile yurtdışına gitti ve bir daha dönmedi.
Arif Mardin ile ilişkiniz nasıldı?
BBizim diyaloğumuz hep iyiydi. Zaten ablamızı erken yaşta kaybetmemiz de birbirimize
daha çok bağlanmamızı sağladı.
Arif Bey sizin aksinize Latife Hanım ile uzun süre bire evlilik geçirdi. Bunu neye bağlı-
yorsunuz?
Bir gün Arif’e; Bu kadar şarkıcı güzel kadınla birlikte çalışıyorsun da hiçbirine aklın
kaymıyor mu, dedim. Bana; ‘Birkaç defa bunu düşündüm ama değmeyeceğini anladım’ dedi. O
yüzden kadınlara çok değer verenbiriydi. Mesela bütün besteleriniablam ve eşi için yazmıştır.
Peki biraz da Türkiye’nin yurtdışındaki duruşuna değinelim. Sizce neden Türkiye’de
kendini geliştiremiyor?
Başarılı olduğun zaman insanlar nedense destek olacağına köstek olmaya başlıyor.
İşte bizim en büyük sorunumuz bu, itibar bozukluğu. Mesela iki kişi konuşurken diyorum ki Ahmet’in
durumu da çok kötüymüş. Karşı taraf ‘Ne olmuş ki’ diyor. Neyse sonra konuşuruz diyorum
ve gidiyorum. İşte olay burada bitiyor. Ben bu olaya ‘Cin şerden çıktı’ diyorum. İnsanların itibarını böyle yerle bir ediyoruz işte. ablası ve eşi Latife için yazmıştı.