Ahmet Küçük - T24
[email protected]
http://twitter.com/#!/kucukxahmet
Fenerbahçe, Kadıköy’de hem yenilmezlik serisini sürdürdü, hem de Galatasaray’a karşı 11 yıldır devam eden yenilmezlik rekorunu geliştirdi. Ancak Fenerbahçe, play-off’ta galibiyeti halinde avantajlı konuma gelmeyi beceremedi.
Maça çok hızlı başlayan Fenerbahçe 10. dakikada Sow’un ve 15. dakikada Alex’in jeneriklik golleriyle maçı bir anda 2-0 getirmeyi başardı. Bu dakikaya kadar sahada üst üste iki pas yapamayan bir Galatasaray olması, Fenerbahçe gollerinin hızlı gelmesini sağladı.
Maçın ilk yarısının ortalarına kadar Galatasaray’ın 30 haftadır sergilediği futboldan eser yoktu. Fenerbahçe’nin maça tempolu başlaması, yenilen iki golün ardından her iki takımın taraftarlarının aklına 6 Kasım 2002’de oynan 6-0’lık maçı getirdi.
Bu sezon yeni bir oluşum içine giren Galatasaray, her şeye rağmen 2-0’dan sonra maçın geri kalan dakikalarında üstülüğünü bariz bir şekilde hissettirdi. İlk yarının bitimine yakın Elmander’in ayağından bir gol bulan sarı-kırmızılı ekip ikinci yarıya umutlu girdi.
İkinci yarıya da Galatasaray’ın baskılı ve istekli oyunu hâkimdi. 45 dakikalık bölümde Fenerbahçe kalesinin çevresinde geçen maçta, Galatasaray çok fazla gol pozisyonuna giremese de Fenerbahçe’nin orta sahayı geçemeyen futbolu karşısında etkili oldu.
Maçında 83. dakikasında Hakan Balta’nın Galatasaray’ın ikinci golünü atmasının ardından Fenerbahçe oyunu dengelemeye çalıştı. Ancak Galatasaray, kontra atak oynayarak daha net pozisyonlar bulmaya başardı.
Maçın son dakikalarında her iki takımın beraberlikten yana oyun tarzını benimsese de Fenerbahçe, Galatasaray’ın 94. dakikada Baros’un direkten dönen topuyla beraberlikle sahadan ayrıldı. Fenerbahçe'nin attığı mucizevi iki golün arkasından son dakikada direkten dönen top sarı lacivertlilerin çok şanslı bir beraberlik kurtardığının kanıtı oldu.
75 dakika boyunca Galatasaray’ın yoğun baskısı, istekli futbolu Fenerbahçe’yi sık sık zor durumda bıraktı. Maçın başında 6-0’lık skor akıllara gelse de maçın ikinci yarısında ve ardında Galatasaraylılar beraberliğe üzüldü.
Maçın hakemi Bülent Yıldırım’ın kart göstermeden maçı bitirme çabası, futbolcuların sert oynamasına yol açtı. Fenerbahçeli Emre, Serdar ve Sow’un mutlak kırmızı kartlık hareketlerini görmezden gelen Bülent Yıldırım’ın iyi bir maç yönettiği söylenemez. Kadıköy’de taraftar baskısından etkilenmeyen hakem olmadığı gibi Bülent Yıldırım da Fenerbahçeli taraftarların tepkisinden oldukça çekindi ve bu çekincesi Yıldırım’ın hatalı kararlar vermesine yol açtı.
Ligin kalan 3 haftasına 9 puanlık farkla girilirken bu beraberlik en çok Galatasaray’a yaradı. Sarı-kırmızılılar her ne kadar galibiyeti kaçırsa da puan farkının azalmasını engelledi.
Galatasaray’ın Trabzonspor ve Orduspor’la TT Arena’da oynayacağı maçların ardından Manisa deplasmanını da kayıpsız geçmesi hiç de zor değil.
Fenerbahçe’nin de Samsunspor, Bursaspor’la Kadıköy’de ve Trabzonspor’la deplasmanda oynayacağı maçlarda puan kaybı yaşaması normal karşılanabilir. Zira Fenerbahçe’nin deplasmandaki istikrarsızlığı Trabzonspor maçının önemini ortaya koyuyor.
Kalan maçlarında ardından Galatasaray’ın play-off’lara daha avantajlı gitmesi hiç de uzak değil.
Velhasıl, bir derbi daha geride kalırken, Galatasaray ilk defa oynanacak play-off’lar nedeniyle Kadıköy’de şampiyonluk turu atamadı. Yine de spor servislerinin sevdiği nitelemeyi yapacak olursak; Galatasaray şampi…
Kimler iyiydi kimler kötüydü
Takım oyununu gayet iyi oynayan Galatasaray'da öne çıkan oyuncu olmazken, kaleci Muslera'nın bir kaç kritik kurtarışı maçın gidişatını değiştirdi. Maçın başından sonuna kadar kanatları iyi kullanamayan sarı kırmızılılar, ikinci yarıda Selçuk ve Melo'nun oyuna ağırlıklarını koyması sonucu belirledi.
Fenerbahçe'de sadece 2. golde imzası bulunan Alex geri kalan dakikalarda sahada yoktu. İlk 15 dakikada ne kadar iyi bir Fenerbahçe varsa geri kalanda dakikalarda bir o kadar da kötü Fenerbahçe sahadaydı.
Ancak 2-2 biten maçın asıl kötü adamı hakem Bülent Yıldırım oldu. Verdiği ve vermediği kararlar gelecek derbilerde karşısına çıkacaktır.
