Yaşam

Kâbe manzaralı torpil isteklerinden bıktım

Diyanet İşleri Başkanı isyan etti: Son yıllarda Kâbe manzaralı oda taleplerinden bıktım. Kâbe, Boğaz değil. Kitabımızda yok

11 Aralık 2008 02:00

Son yıllarda ’Kábe manzaralı oda tutkunu hacıların torpil talepleri’ yüzünden tansiyonunun çıktığını söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Bardakoğlu, "Biri Harem’i görüp diğeri görmeyince, ’Aynı parayı verdik’ diyor. Bana ulaşamazsa Ankara’dan zevata ulaşıyor" diye isyan etti.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Mekke’de düzenlediği basın toplantısında hac dönemini değerlendiredi, bir bakıma içini döktü. Mekke’nin dönüşüm projesinden sonra Hac yapmanın daha pahalıya malolacağına işaret eden ve Harem’in etrafındaki yüksek binalarda haccın 8 - 10 bin eurodan başlayacağını, diğer hacıların ise raylı sistemle Kábe’ye ulaşacaklarını belirten Bardakoğlu, İslam kültüründe "Kábe manzaralı oda" kavramı olmadığını savundu. 

Diyanet: Kurban görüntüleri Türkiye'ye yakışmıyor

’Penceremden gözükmüyor’

Post modern yıpratmalara karşı direnmek gerektiğini belirten Bardakoğlu, "Kábe’ye bakarak kahve içmek, dini duyarlılığımızı da incitiyor. Ama bizim hacılarımız, ’Benim penceremden Kábe görünmüyor’ diye bizimle kavga ediyor. Biz Diyanetiz, Kábe’yi gören odaya yüksek fiyat uygulayamayız. Hacılarımızdan biri Harem’i görüp diğeri görmeyince, ’Aynı parayı verdik’ diyor. Bana ulaşamazsa Ankara’dan zevata ulaşıyor. ’Başkan bir ilgilenemez misiniz ?’ dediklerinde, bizim tansiyon o zaman çıkıyor. Kábe manzaralı oda kavramını tümüyle reddetmemiz lazım" dedi.

İki kişilik odalarda kalın

Bardakoğlu, "Hac için 2 bin 50 euro veririm, daha bir kuruş verecek param yok" diyen hacıların, ekstradan 2 bin euro daha harcadığını ifade ederek, hacı adaylarına gelecek yıl için iki kişilik odalarda kalmalarını önerdi. Bardakoğlu, "Hacının aklı parada kalmasın, gelip ibadetini yapsın. Ben eşime dostuma, hepsine müstakil, iki kişilik odalar tavsiye ettim. Önce fiyat yüksek dediler. Sonra hepsi teşekkür etti" dedi.

Kutupta namaz değersiz mi?

Bardakoğlu, Türkiye’de de bazı camilerde "Mescid - i Nebevi’den gelmiş halı var" diyerek, onun üzerinde namaz kılınmaya çalışıldığını hatırlatarak, "Onun üzerinde namaz kılınca, Mescid - i Nebevi’de kılınmış gibi olmuyor. İbadetin en makbulü gösterişten uzak olandır. Her namaz Kábe’de kılınan namaz değerinde olabilir. Kutupta da Kábe’den daha değerli namaz kılabilirsiniz" dedi.

Çocuk fanilası süren var

Bardakoğlu, gelen hacılardan bazılarının Kábe’ye fanila sürdüklerine de dikkat çekip, "Tıpta çare bulamayanlar, çocuğunun giydiği fanilayı getirip Kábe’nin duvarına sürüyor. Bunun dinde yeri yok, ama insan psikolojisinde yeri var. Tıp pozitif bilim değildir" dedi. Bu yıl hacca ileri derece 20 kanser hastasının geldiğini söyleyen Bardakoğlu, gazetecilerin "Kutsal topraklarda ölmek" amacıyla gelen hacılarla ilgili görüşünü sorması üzerine, yorum yapmak istemedi.

Hacdan sonra kalana şeytan musallat oluyor

Hac bittikten sonra hacıların Suudi Arabistan’da gereğinden fazla kaldığını, bunun nedeninin de Suudi Hükümeti’nin ülkelerin havaalanlarına iniş hakkını sınırlamasından kaynaklandığını belirten Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, bu konudaki sıkıntıları da şöyle değerlendirdi: "İnsanlar uzun dönemlere sevinerek kaydoldular. Ancak hacdan sonra burada kalmak sıkıntı. Paraları bitiyor, gönülleri daralıyor, laubalilik oluşuyor. Buranın manevi havasına uygun davranma adabını yitiriyor. 
Şeytan musallat oluyor. Hac sonrası sıkıntılar, dargınlıklar, hırgür artıyor. Otobüste herkes güle oynaya gelirken, dönüşte herkes birbiriyle küs oluyor. Türk hacıları çok para harcıyor. Bir hacının diğerine çarşıya giderken haber vermemesi uluslar arası savaş sebebi oluyor. İnsanlar çocuklaşıyor. Gönlümüz istiyor ki erken ödenelim. Dönüşte ilk haftalarda izdiham oluyor."