Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegen Jüpiter'i araştırmak üzere tasarlanan Juno uzay aracı, Jüpiter'in yörüngesine başarıyla girdi.
Dünya'dan beş yıl önce fırlatılan Juno, gezegene yaklaşırken hızını düşürmek ve Jüpiter'in manyetik çekim alanına girebilmek için roket motorunu ateşledi.
NASA'nın California'daki kontrol merkezi Pasadena'da, telsiz sinyallerinin alınmasıyla çalışanlar misyonun başarısını kutladı.
Juno Kontrol Merkezi, "Roger Juno, Jüpiter'e hoş geldin" anonsu yaptı.
Bilim insanları, uzay aracının Jüpiter'in içyapısını, oluşumunu, kozmik yapısını, atmosferini ve Güneş Sistemi'ni araştırmasını planlıyor.
Uzmanlar, yapısı ve içeriğindeki kimyasının dünyanın dört buçuk milyar önce nasıl oluştuğuna dair de ipucu vereceğine inanıyor.
Mühendisler motoru ateşlemenin tehlikeli olabileceği uyarısında bulunmuştu.
Daha önce hiçbir uzay aracı Jüpiter'e bu kadar yaklaşmadı. Gezegenin şiddetli radyasyon şeritleri, korunmasız elektroniklerin de yok olmasına neden olabilir.
Gezegenin katmanlarını inceleyecek
Bilim insanları, Jüpiter'in yörüngeye oturmasıyla Juno'nun, diş röntgeninde kullanılan bir milyon X-ray ışınına denk oranda radyasyona maruz kalabileceğini hesaplamıştı.
Uzay aracı Juno, titanyum kalkanıyla kaplı bir tank gibi üretildiğinden, 35 dakika roket ateşlemesiyle engele takılmadan ilerleyebildi.
Radyasyon tehlikeleri aşıldığı için, Juno şimdi Jüpiter'in opak bulutları arasında neyin yattığını tespit etme amacıyla aletlerini kullanıma hazır hale getirebilecek.
Yörüngeye oturmasıyla Juno, gezegenin çevresinde geniş elipse yerleşmiş oldu. Tamamlanması da 53 günden biraz daha fazla sürecek.
Roket motorunun Ekim ayı ortasında ikinci defa ateşlenmesiyle yörüngeye 14 gün daha tutunacak ve bilimsel çalışmalar asıl o zaman başlayacak.
Bulutların tepesine birkaç bin kilometre yükseklikte bu geçişler tekrarlanacak.
Jüpiter'e yaklaştığı her geçişte Juno, sekiz uzaktan algılayan aletlerini ve kamerasını kullanarak, alaşımlarını, ısısını, devinimlerini ve diğer özelliklerini hesaplamak için gezegenin katmanlarını inceleyecek.
Öncelik Jüpiter'de oksijenin ne kadar çok olduğunu tespit etmek olacak. Bu da, gezegendeki su oranıyla ilişkilendirilebilecek.
'Büyük Kırmızı Leke'
Juno araştırma ekibi üyesi Candy Hansen, "Jüpiter'de ne kadar su olduğu, bize gezegenin Güneş Sistemi'nin neresinde oluştuğu hakkında çok şey anlatacak" dedi ve ekledi:
"Jüpiter'in bugün durduğu yerde oluşmadığını düşünüyoruz. Daha uzakta veya daha yakında oluştuysa, bu bize genel olarak Güneş Sistemi'nin nasıl oluştuğuna dair de bilgi verecek."
Uzay aracı ayrıca, gezegenin katı bir çekirdeğe mi yoksa gaz çekirdeğe mi sahip olduğu, yoksa merkeze indikçe daha sıkıştırılmış bir durumda mı olduğuna dair argümanları açıklamaya yardımcı olacak.
Araştırmanın öncülerinden Scott Bolton da, bu misyonla özellikle Jüpiter'de yer alan Büyük Kırmızı Leke'yi anlamak istediğini söylüyor:
"O Büyük Kırmızı Leke'yi çok seviyorum. Değiştiğini görüyoruz ve çocukluğumda ilk gördüğümde yaşadığım şaşkınlıktan bu yana küçülüyor."
"Bu kadar uzun sürmesi, -yüzyıllar öncesine uzandığına dair kayıtlar var- çok derin kökleri olduğu anlamına geliyor."
"Dünyada bir kasırga gibi görünüyor ama tam olarak böyle işlemediğini biliyoruz çünkü Dünya'daki kasırgaların bir okyanusa ve sıvıdan beslenmeye ihtiyacı var, sonra değişip karada ilerliyorlar. Jüpiter ise tamamen gaz."
NASA, radyasyondan zarar görüp işlevsiz hale gelmezse Juno'yu 2018 yılı Şubat ayına kadar görevde tutmayı planlıyor. Örneğin kameranın çektiği görüntülerinin gelecek birkaç ay içinde kademeli olarak çözünmesi bekleniyor.
Birçok uzay misyonunda olduğu gibi, uzay aracı son güne kadar komuta edilecek ve sonunda Jüpiter'in atmosferine salınacak.
Böylelikle Juno'nun çarpması ve Jüpiter'deki gaza bulaşması engellenecek.
NASA tarafından 1.1 milyar dolara üretilen Juno, 2011'de fırlatıldı. Güneş Enerjisiyle çalışabilecek şekilde tasarlanan uzay aracına yerleştirilen üç güneş panelinde 18.000 güneş alıcı hücrecik bulunuyor.