“Gelecekle ilgili korkularımı tek kelimeyle özetlemem gerekirse şöyle derim: Sıkıcı. Olabilecek her şey zaten gerçekleşti, heyecan verici, ilginç ya da yeni bir şey asla gerçekleşemeyecek.. Gelecek ruhumuzun varoşlarına uyarak büyük bir boşluktan ibaret olacak...” demişti J.G. Ballard.
Gelecekle ilgili fazla umudu ya da beklentisi yoktu. Artık biz de biliyoruz, Ballard olmadan gelecek daha sıkıcı olacak, o yeni bir kitap yazamayacak, okurlarını ancak eski bir kitabı yeniden okunup içerisinde yepyeni kıvılcımlar bulunduğunda heyecanlandırabilecek. Çünkü olabilecek her şey geçekleşti artık, edebiyat dünyasının en büyük yazarlarından biri olan J.G. Ballard hayata gözlerini yumdu. Yazarın menajeri Margaret Hanbury, Ballard’ın yıllardır mustarip olduğu hastalık nedeniyle hayatını kaybettiğini açıkladı.
2008 yılının ocak ayında Sunday Times’da Ballard’ın The Miracles of Life adlı otobiyografisini tanıtmak için yapılan bir röportajda öğrenmişti edebiyatseverler gerçeği, Ballard’a 2006’nın haziranında prostat kanseri teşhisi konmuştu, hastalık ilerlemişti. Usta yazarın mücadelesi iki buçuk yıl sürdü, ancak kazanan o olamadı, 78 yaşındaydı.
J.G. Ballard bilimkurgu yazarı olarak anıldı ancak o bunun çok ötesindeydi aslında. Teknolojiyi gözünde büyüten ve ona tapanlara karşı durdu her zaman Ballard, bilimkurgu edebiyatında yeni dalga akımının önemli temsilcilerinden biriydi, İngilizceye “Ballardvari” anlamına gelen “Ballardian” kelimesini ekleyecek kadar hâkimdi kendi tarzına...
Asıl adı James Graham Ballard olan İngiliz yazar, 15 Kasım 1930’da Şanghay’da dünyaya geldi ve orada büyüdü. İkinci Dünya Savaşı hayatını alt üst etti. Ballard ve ailesi Pearl Harbour baskınından sonra diğer yabancılarla birlikte bir sivil tutsak kampına gönderildi. 1942 yazından savaşın bitimine kadar üç yıl boyunca burada kaldılar. Bu yıllar, yazarı derinden etkilemişti ve onda hafızasından silinmeyen izler bıraktı, bunun üzerine Ballard, 1984 yılında en tanınan kitabı Güneş İmparatorluğu’nu kaleme aldı. Bir nevi otobiyografi olan bu kitapta “Orada geçen zamanlar için mutlu diyemem ama çok kötü değildi. Evet, şiddet dolu hatıralarımı unutmadım ama çocuktuk ve bir yandan oyunlar oynayıp duruyorduk” diye anlatmıştı o günleri Ballard.
Ballard’ın beyazperde macerası Güneş İmparatorluğu ile sınırlı değildi. Yazarın ses getiren ve hem edebiyat hem de sinema dünyasında yankı uyandıran kitabı Çarpışma, David Cronenberg yönetmenliğinde filmleştirildiğinde yıl 1996’ydı. Cinsel arzularla arabalar arasındaki ilişkiyi anlatmıştı Ballard kitabında. Film Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazandı.
Ballard Kokain Geceleri, Beton Ada, Sınırsız Rüyalar Diyarı gibi kitapların yanı sıra son yıllarında Milenyum İnsanları ve Süper Kent adlı kitaplar yazıp yine beğeni toplamıştı. 15 romanı olan yazar kısa hikâyeler de yazdı. Distopik eserleriyle bilimkurgu edebiyatına imzasını atan Ballard, bilimkurguyu gelecekte değil kendi içinde aradı ve onun gibi yapanlar için bir idol oldu, Ballardvari yaşayan ve Ballardca konuşanlar için...