İzmit'te cinsel istismara uğrayan çocukların bulunduğu rehabilitasyon merkezinden bu sabah "Kurtarın bizi" çığlıkları yükseldi. Rehabilitasyon merkezinden gelen çığlıkları sosyal medyaya taşıyna kişiler hakkında polis soruşturma başlattı.
Hürriyet'in haberine göre, sosyal medyada ’taciz’ iddialarına neden olan olayın, bu sabah kurum için yapılan aramaya çocukların tepki göstermesinden kaynaklandığı ortaya çıktı.
Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Bekir Yümnü yaptığı açıklamada, istismara uğrayan çocukların kaldığı Rehabilitasyon Merkezi’nin tabelasının bulunmadığını ve adresinin de belli olmasın diye verilmediğini söyledi. Yümnü, "Burada istismara uğramış çocuklar bulunur. Önlem amaçlı kurum içi arama yapıldığı sırada çocuklar pencerelere çıkıp bağırmışlar. Olay bundan ibaret" dedi.
Ekşi Sözlük yazarı olaya tanık olan bir kişi de herhangi bir tabelanın bulunmadığı binadan gelen çığlıklar üzerine rehabilitasyon merkezinin güvenliğine neler olduğunu sorarak şunları anlattı:
"Bu sabah ev arkadaşımla okula giderken etrafı çitlerle çevrili bi tesisten imdat çığlıkları yükseldiğini duyduk. Arabayı tesisin önüne çekip güvenlik görevlisine ne olduğunu sorduğumda önemli bir şey olmadığını ve gitmemiz gerektiğini söyledi. adamın tavırları garip geldiği için "burası nedir?" diye sordum. özel bi tesis olduğunu ve yine gitmemiz gerektiğini söyledi, fakat ne binanın üzerinde, ne de kapı girişinde tesisin ne olduğuna dair en ufak bir tabela yoktu. durumdan iyice şüphelenip polisi çağıracağımı söyledim ve bana zaten bilgileri olduğunu ve birazdan geleceklerini söyledi. bu esnada kızlar sürekli pencereden çığlık atmaya devam ediyordu. ben yine de arayacağımı söyleyip 155'i aradım. Çıkan memura olaydan bahsedip bi ekip göndermelerini istedim. konuştuğum yetkili kişi ekip gelene kadar orada beklememizi rica etti. polis ekibi gelene kadar içerideki kişiler sert bir şekilde gitmemizi söylüyordu. beş dakika kadar sonra sivil bi araç gelip kapıdan içeri girdi. aracın plakasını alıp bir daha polisi aradık ve gelen kişilerin sivil polis olduğunu teyit ettik, fakat içeride bulundukları on dakika boyunca binaya girmek dışında hiçbir şey yapmadılar. kızlar hala çığlık çığlığa yardım istiyorlardı. kapıyı üstlerine kilitlemişler ve `soyunma odalarında kamera olduğunu, kendilerine işkence edildiğini ve aileleriyle görüşmelerine izin verilmediğini` bağırarak söylüyorlardı. bu esnada farklı ve diğerlerine nazaran daha ılımlı görünen bi güvenlik görevlisine çitlere yaklaşıp ne olduğunu sorduk. adam gizli bi rehabilitasyon merkezi olduğunu ve yine gitmemiz gerektiğini söyledi. On dakika kadar sonra sivil polisler binadan çıktı fakat değişen hiçbir şey olmadı. kızlar hala bağırmaya devam ediyordu. olayların iyice kontrolden çıkacağını fark edip orayı terk ettik." dedi.
Olaya tanık olan kişi, durumu mahkemeye taşımak için savcılığa ifade vermek için gittiğinde ise, savcının duruma ilgi göstermediğini savunarak şunları söyledi:
"Hukuki konularda yetkin bi arkadaşıma durumu anlattım ve bunu savcılığa taşımamı önerdi. bulunduğumuz yerden ayrılıp kocaeli adliyesine, savcılığa suç duyurusunda bulunmaya gittik. bu kısımdan sonra işler biraz daha şüpheli bi hal almaya başladı.
İlk önce a isimli savcının odasına giderek durumu izah ettik. bu savcı kişisi tarif ettiğimiz yeri tam olarak bilmediğini, b isimli savcının daha iyi yardımcı olabileceğini söyleyerek b savcısına gitmemizi söyledi. tamam deyip b isimli savcının odasına gittik ve durumu yine izah ettik. ardından b savcısı a savcısını telefonla arayarak neden bizi kendisine gönderdiğini sordu. kısa bi konuşmanın ardından cep telefonu çaldı ve c isimli ünvanını bilmediğim birisi b savcısına bi şeyler anlatmaya başladı. bu esnada b savcısı telefonu hoparlöre alarak bize dinletmeye başladı. telefondaki adam çocukların ifadelerinin alındığını ve bi sorun olmadığını söyleyip telefonu kapattı. `peki bu c kişisi hiçbir şey yokken bir anda konuştuğumuz savcıyı arayıp neden bilgi verdi? biz savcıyla görüşürken arka planda ne dönüyordu ve adam neden arayıp brifing verme ihtiyacı hissetti?
Savcı telefonu kapattıktan sonra bize dönüp tesisin mağdur ve istismara uğramış çocuklar için yapıldığını, gizli olması gerektiğini ve soruşturmanın devam ettiğini söyledi. ben de ilk önce soruşturma ne kadar sürecek dedim. bir hafta da sürebilir, bir ay da sürebilir, üç yıl da sürebilir dedi. soruşturmanın takipçisi olmak istediğimi söyleyince gizli yürütüldüğü için bunun mümkün olmadığını söyledi. ardından duruşmalara katılmak istediğimi ve bu tür olaylarda soruşturma sürecinin bir aciliyeti olduğu için aslında söylediği kadar uzun sürmediğinden bahsettim. bu söylediklerimden sonra sert bi ses tonuyla altı ay da sürebilir üç sene de, duruşmalara katılmak istiyorsan medyadan takip edip katılabilirsin dedi. bütün bu süreçte okul servisinin en arkasında koltuğa yayılmış bir dördüncü sınıf öğrencisi oturuşuyla konuşuyordu. pekala deyip odadan çıktık"
Ekşi Sözlük yazarı olayın tanığı savcılıktan çıktıktan sonra polisin kendilerini arayıp haklarında soruşturma başladığını da söyledi.
"Bütün bunlar yaşandıktan bir-iki saat kadar sonra ev arkadaşımın kullandığı aracın plakasını alıp babasına ulaşmışlar. arayan polis çekim yaptığımız için bizden şikayetçi olunduğunu söylemiş, fakat böyle bir durumu kayıt altına almak herhangi bir suç teşkil etmiyor.
bütün bunlar yaşanırken gerek benim, gerekse ev arkadaşımın kafasında bir takım şüpheli sorular belirdi;
- eğer burası bir devlet kurumuysa neden herhangi bir tabela yoktu?
- bu tesis bahsedildiği gibi legal olsa dahi yönetimdeki belli kişiler bu çocukları istismar ediyor olabilirler mi?
- yukarıda bahsettiğim c kişisi neden durduk yere savcıyı arayıp bilgilendirme yaptı?
- b savcısı neden bu kadar agresif ve kesinlikle aydınlatıcı olmayan bi tutum sergiledi?
- eğer bu yaşananlarda herhangi bir anormallik yoksa neden bizden şikayetçi olundu?
- kurumun bizden şikayetçi olması bi tür sindirme politikası mı?
edit: twitter üzerinden kocaeli milletvekillerine aşağıdaki uzantılar aracılığıyla ulaşabilirsiniz:
fikri ışık @fikriisik
zeki aygün @aygunzeki
ilyas şeker @ilyasseker41
mehmet akif yılmaz @makif_yilmaz
cemalettin kaflı @ckafl
haydar akar @haydarakar
tahsin tarhan @tahsintarhan
saffet sancaklı @saffetsancakli"