T24 - İzmir'de, Cumhuriyet İçin Güçbirliği Platformu ve tutuklu bulunan subay ve astsubayların aileleri tarafından oluşturulan Vardiya Bizde Platformu tarafından ''Vatanseverlere Özgürlük'' yürüyüşü düzenlendi.
Bazı sivil toplum örgütlerinin de destek verdiği yürüyüşte grup, Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nden Cumhuriyet Meydanı'na kadar ''Mustafa Kemal'in askerleriyiz'', ''Cumhuriyet Devrimi kazanacak'', ''Susma, sustukça sıra sana gelecek'' sloganları atarak, Cumhuriyet Meydanı'na kadar yürüdü.
Vardiya Bizde Platformu Sözcüsü, ''Balyoz Planı'' davası sanıklarından eski 1. Ordu Komutanı ve emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın eşi Nilgül Doğan, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından yaptığı konuşmada, eşlerinin hiçbir hukuk devletinde ciddiye alınmayacak, ''sahte olduğu bariz bir CD'nin içinden çıkan belgeler nedeniyle Hasdal ve Silivri Cezaevlerinde tutsak olduğunu'' ileri sürdü.
''Balyoz Planı'' davasının temelini, kimin hazırladığı belli olmayan bir CD'nin oluşturduğunu vurgulayan Doğan, şunları ifade etti:
''2003'te hazırlandığı iddia edilen o 50 kuruşluk CD'den, çok sonraki yıllar isim değiştiren dernekler, hastaneler, yeni isimleriyle çıktı. Biz adalete güvenmiştik. Balyoz bavulu savcılara verilince gerçekler ortaya çıkacak diye sevinmiştik. 'Bu soruşturma 3 günde bitecek, sahte belge üreten çetenin bulunması için yeni soruşturma başlayacak' demiştik. Peki ne oldu?
Soruşturmayı yürütenler Balyoz CD'sinin sahte olduğunu gösteren bütün resmi yazışmaları adli emanete sakladılar, 'Balyoz CD'si 2003'te hazırlanmıştır' diye iddianame yazdılar. Sahteciliğin izleri, neredeyse bir yıl boyunca adli emanette gömülü kaldı. Daha buraya gelmeden yeni öğrendik ki belgelerin 1. Ordu bilgisayarlarında hazırlanmadığını gösteren ve soruşturmanın en başında savcılara ulaştırılan bilirkişi raporu, adliyede buhar olmuş. Ne iddianamede ne de ekinde yok, hiçbir yerde yok. Gerçekleri ortaya çıkarmakla görevli kişiler, gerçekleri nasıl saklar, raporları nasıl yok eder? Biri bize anlatsın, izah etsin. Adalete artık nasıl güveneceğiz?''
Doğan, ''ülkenin geleceğini karartmak isteyen, sayısız hayat karartan sahte belge çetesi'' bulunduğunu iddia ederek, ''Kim bu gücünü mutlak bilip, arsızca kullanan çete? Dün rektörler, bilim insanları, siyasetçiler, ordu mensupları, bugün gazeteciler. Peki yarın sıra kimde?'' diye konuştu.
Haksızlık ve hukuksuzluk karşısında sessiz durmamak için Vardiya Bizde Platformu'nu kurduklarını dile getiren Doğan, ''Laik demokratik Cumhuriyetimizin geleceği için vardiya bizde, vardiya hepimizde'' dedi.
''Balyoz Planı'' davası sanıklarından emekli Tümamiral Ali Deniz Kutlu'nun eşi İrem Kutlu ise dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök'e hitaben şunları söyledi:
''Silivri ve Hasdal'daki tutsakların yakınları olarak Hilmi Özkök Paşaya diyorum ki, bu davada tanık olmak istediğinizi bildirin. İşleri hızlandırabilirsiniz. Bunu yaptığınız zaman sizin uykularınız rahatlayacak, kamuoyunun da vicdanı rahatlayacak, böylece düğüm çözülecek.''
Türkiye Gençlik Birliği İzmir Şube Başkanı Özgür Senger de ''Yurtseverlere saldırıyorlar. Vatanseverlere özgürlük istiyoruz. Sesimiz cezaevi duvarlarını yıkıp geçecek, cezaevlerinde hiçbir vatansever kalmayacak'' diye konuştu.
Konuşmaların ardından grup dağıldı.