İzmir’de Cumhuriyet İçin Güçbirliği Platformu tarafından düzenlenen basın açıklamasına 2 bin kişi katıldı.
İzmir’de, Cumhuriyet İçin Güçbirliği Platformu tarafından, Ergenekon Soruşturması'nın 12'inci dalgasını protesto etmek için düzenlenen basın açıklamasına yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Protesto sırasında yaşanan ses sistemi krizi, İzmir Barosu yönetiminin araya girmesiyle çözüldü.
Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan Atatürk Anıtı önünde düzenlenen protesto eylemine İzmir Barosu, Ergenekon Soruşturması'nın 12'inci dalgasından etkilenen Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin üyeleri, Başkent Üniversitesi'nin İzmir'de bulunan çalışanları, Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi'nden çalışanlar, Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri, İzmir Tabip Odası, İzmir Eczacı Odası üyeleri, çeşitli sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin temsilcileri katıldı.
Protesto eylemine katılan yaklaşık 2 bin kişi, öğle vakti Atatürk Anıtı önünde toplandı. Ses sistemi kurulmasına izin verilmediği için bir bisiklet üzerindeki ses sistemi aracılığı ile `Milli güçler birleşin, iktidara yerleşin', `Cumhuriyet değil, AKP yıkılacak' sloganları atan ve halay çeken kalabalık, ses sisteminin kurulmasının ardından önce saygı duruşunda bulundu, ardından da İstiklal Marşı'nı okudu. İzmir Barosu Yönetim Kurulu adına açıklama yapan Baro Başkanvekili Avukat Özdemir Sökmen, alanda görevli emniyet görevlilerinin ses sisteminin kurulmasına izin vermediğini, ancak İzmir Emniyet Müdürlüğü yetkilileri ile konuştuktan sonra izin aldıklarını söyledi. Ergenekon Soruşturması'nın ceza usul hukukunda rastlanmayan bir biçimde yürütüldüğünü söyleyen Sökmen, ``Her seferinde toplumun yakından tanıdığı kişilerin gözaltına alındığı, `dalga' adı verilen bölümlerle kamuoyunu karşısına çıkılmakta ve her dalga gündemi değiştirmektedir. Bu soruşturma hiç görülmemiş bir şekilde ucu açık olarak sürdürülmekte, binlerce sayfadan oluşan iddianamelerle hiçbir zaman bitmeyecek kanısını uyandırmaktadır'' dedi.
‘Hayret ve dehşetle karşılandı’
13 Nisan 2009 Pazartesi günü yaşanan 12'inci dalga operasyonun tüm toplum tarafından hayret ve dehşetle karşılandığını, toplumda Atatürkçü kimliği ile öne çıkmış, Cumhuriyet Mitingleri'ni destekleyen kişilerin gözaltına alınmasının Atatürkçülük'e gönül vermiş toplum kesimlerinde endişe uyandırdığını ifade eden Sökmen şöyle konuştu:
``Gelinen noktada iki yıldır süren Ergenekon Davası ve soruşturması hukuk devleti ve insan hakları açısından sakıncalı pek çok uygulamaya neden olmuştur. Yurttaşların hukuk sistemi içinde kendilerini güvende hissetmelerini amaçlayan hukuk devleti ilkesine rağmen, ülkemizde güven ortamı kaybolmuştur. Hukuk devletine olan toplumsal inanç bir kez kayboldumu bir daha kurulması olanaksızdır. Böyle bir durumda topluma korkunun egemen olduğu dikta rejimi yerleşir. Yaşanan bu ürkütücü duruma karşı tepkilerini gösteren kişi ve kuruluşlar, siyasal iktidar ve destekçileri tarafından yargıya müdahale ile suçlanmakta, kimi zaman da yeni dalgalar olacak biçmindeki açıklamalarla korkutulmaktadır.''
Sökmen, Türk ulusu ve Türk Devleti'nin bağımsız bir biçimde yaşaması için Ulu Önder Atatürk'ün ilke ve devrimlerine sahip çıkmanın zorunluluğunun bilincinde olarak, hukuk adı altında yapılacak haksızlıklara sonuna kadar karşı çıkacaklarını söyledi.
Haberal’a destek bildirisi
Başkent Üniversitesi Merkez Müdür Yardımcısı ve Başhekimi Prof. Dr. Afşin Sağduyu da Rektör Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın Ergenekon Soruşturması 12'inci dalgası kapsamında gözaltına alınmasının ardından, Başkent Üniversitesi Senatosu tarafından alınan ve tüm üniversitenin, Prof. Haberal'ın arkasında olduğunu belirten senato kararını okudu. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği İzmir Şube Başkanı Gönül Kaya ise, dernek genel merkezi tarafından tüm şubelere gönderilen basın açıklamasını okudu. Basın açıklamalarının okunmasının ardından grup olaysız dağıldı.