Spor

İşte yeni Fener geyikleri

Fenerbahçe'nin taraftar sitesi antu.com final maçı sonrası giriş sayfasından Aragones, Yıldırım ve oyunculara mesaj yolladı

14 Mayıs 2009 03:00

26 yıldan beri Fenerbahçe'nin her Türkiye kupası final maçı sonrasında rakip değişse de sonuç hep aynı oldu. Sevinen değişti üzülen hep aynı kaldı. 47'inci Türkiye Kupası'nı Beşiktaş'ın kazanmasının ardından taraftarlar sokaklara çıkarak kupa coşkusunu yaşadı.

Aziz Yıldırım baygınlık geçirdi
Antu'ya anketine göre suçlu yönetim

İnternette ise maçın bitimiyle birlikte Beşiktaş taraftarının Fenerbahçe'yi kızdıracak esprileri dolaşmaya başladı. İşte Fener'in kupa kazanamadığı 26'ıncı yılda maillerde dolaşmaya başlayan kupa esprileri... 

Fenerbahçeli genç taraftarların en çok kullandıkları cümle nedir?
Cevap:
 Bana Türkiye Kupasını anlatsana dede...

Çarşı usulü Atasözü: Bu kupayı Metin Şentürk görür Fener göremez:))

Pratik kupa tarifi: Fener'le Bünyamin'i 4 yumurtayla çırpıp terbiye edeceksin Kupa şekline getirdiğin MHK'yı 100 dereceye ayarlanmış federasyonda pişirip 26 mumla servis edeceksin

'Kupa' yaz '1907'e gönder, Kayahan'dan 'Bana yine hüsran, bana yine hasret var' melodisi cebine gelsin.

Ayıptır yaa çeyrek asır olmuş. Kupayı son aldığınızda SSCB diye bir ülke vardı, cep telefonu yoktu, televizyon tek kanaldı, nitekim Ressam Çankaya’da idi, Küresel ısınma bilinmiyordu, Vs… Hatta rivayete göre dinazorların nesli daha tükenmemişti…

Fenerbahçelilerin çoğu neden Türkiye Kupasının rengini gri olarak hatırlıyor?
Cevap: Çünkü kupayı en son kazandıklarında televizyonlar siyah beyazdı...

Fenerbahçelilerin bir kısmı Türkiye Kupası'na inanmıyor, neden?
Cevap: Bazıları görmedikleri şeye inanmaz...

Bu 26 yıldır alınamayan kupa olayını da yakında KPSS kitaplarında görürüz:)...

Kupa Fener'i teğet geçti:))

Antu.com'dan tepki

Taraftar sitesi antu.com final maçı sonrası siyah zeminli giriş sayfasından takıma ve yönetime mesaj gönderdi. Antu.com'un giriş sayfasında siyah zemin üzerine “Bu sezon yaşattıklarınızı unutmayacağız. Teşekkürler” yazısının yanı sıra Aragones, Aziz Yıldırım ve oyuncuların fotoğraflarına yer verildi.

Beşiktaş zafere ulaştı

Ayağım uğurlu geldi - Aydın Engin yazdı

Tarih tekerrürden ibarettir - Oktay Ertan

Gazetelerin spor sayfalarında kupa finali...

Spor yazarlarının yorumları

Rıdvan Dilmen, Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, Mehmet Demirkol, Şansal Büyüka, Ömer Üründül, Gürcan Bilgiç, Uğur Meleke, Osman Tanburacı, Selçuk Yula, Sergen Yalçın, Erdoğan Şenay, Alaattin Metin, Ali Sami Alkış, Atilla Gökçe, Bülent Yavuz, Ziya Şengül, Sanlı Sarıalioğlu, 
Onur Belge'nin kupa finali yorumları 

Rıdvan Dilmen: Kızamam bu oyunculara!

Beşiktaş’ı sadece ligde değil kupada da oynadığı iyi futbol ve kazanma çabasından dolayı kutladığını belirtiyor. Fenerbahçe’nin dün akşam kaybetmesine rağmen sezon başından bu yana ilk eleştirilmeyi hak etmediğini çünkü ellerinden geleni yapmalarına rağmen maçı Luis Aragones’in yüzünden kaybettiklerini söylüyor. Fenerbahçe’nin, oyunun kontrolünü elinde bulundurduğu dakikalarda Aragones’in Uğur’u çıkarıp Semih’i oyuna almasının oyunu bitirdiğini söylüyor ve ekliyor: “Orta sahada oyuna hükmeden, kontrolü elinde tutan Fenerbahçe bir anda yokolup gitti. Bütün dönen topları Beşiktaşlı oyuncular aldı. Yenilen goller de hazırlık pasları yapılırken kaptırılan toplardan oldu. Ve sonuçta böyle bir sonuç doğdu. Bobo ve Tello boş alanı bulunca inanılmaz oynadılar. Aragones sayesinde Holosko da geniş alanı yakalayınca Beşiktaş’ın ekmeğine yağ sürüldü. Bu maç bir antrenörün lehine giden oyunu nasıl tersine çevirebileceğine en güzel örnektir.”

Erman Toroğlu: İlahi adalet
Fenerbahçe’yi şampiyon yaptıktan sonra Aziz Yıldırım’ın ‘Ne var yani bizi Mustafa Denizli mi şampiyon yaptı?’ dediğini hatırlatıyor ve Yıldırım’ın iktidarlığına devam edebilmek için Aragones’in de kellesini alacaklarını söylüyor. Mustafa Denizli’nin de maça iyi çalıştığını, Aragones bir hamle yapsa Denizli’nin iki hamle yapacak gibi göründüğünü belirtiyor ve ekliyor: “Bu maç iki yönden bazı şeyleri net gösterdi. 1-Fenerbahçe şanslı bir takım. Aragones’le bu işin olmayacağı, seneye yeni bir teknik direktörün gerekli olduğu gözüktü. Eğer Fenerbahçe bu kupayı alsaydı kafada soru işaretleri kalacaktı. 2-Beşiktaş’ın bu maçı Mustafa Denizli’nin doğru oyuncu tercihi, akıllı oyun planı, kendi istediklerini futbolcuların sahaya yansıtmasıyla çatır çatır alması. Ama bu maçta bir de ilahi adalet var. Bu adalet bazen geç geliyor ama geldi mi tam geliyor.”

Ahmet Çakar: Sabotajcı!
F.Bahçe'nin sözde hocası Aragones’in yaptığı akıl almaz yanlışlarla takımının yıllarca süren kupa hasretine kan doğradığını belirtiyor. F.Bahçe'nin yediği ilk golün mutlak bir kaleci hatası olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, F.Bahçe'nin bir esas kalecisi var. Adı Volkan Demirel. Hemen hemen her derbide oynamış. Milli Takım'da oynamış, Şampiyonlar Ligi'nde oynamış. Üstelik sakat ya da cezalı değil. Ama ne hikmetse kenarda oturuyor. O Volkan'ın yerine oynayan diğer Volkan'ı ise çok iyi bir gelecek bekliyor olabilir. Ama böylesine finaller için deneyim olarak kesinlikle hazır değil. Bunu biz söylemiyoruz. Futbol akademi kitaplarında da bu böyle yazar. Şimdi F.Bahçe'nin yediği ilk gole bakın; mutlak bir kaleci hatası. Böylesine bir kaleci hatasından da Beşiktaş skoru yakalıyor. Bunun baş sorumlusu hoca bile olup olmadığı tartışılan Aragones'dir.”

Mehmet Demirkol: Pragmatizmin büyük zaferi
Pragmatizmin futboldaki bir numarası olarak değerlendirdiği Mustafa Denizli’nin ülke futbolunun sıkıntılarını, detaylarını, boşluklarını iyi bildiğini ve bu sayede küçük nüansları yakalayıp onlardan bir genel politika çıkarabilmenin dersini verdiğini belirtiyor. Beşiktaş’ın maçı sonuna kadar hak ettiğini, bu galibiyetin Denizli ve pragmatizm adına büyük bir zafer olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Dün yine ligdeki korkunç performanslarından ve Fenerbahçe’nin o maçtaki Beşiktaş’ın hatalarından dolayı sırıtmayan sıkıntılarında çokça ders çıkararak, tarihi bir sonuca imza atmayı başardılar. Daha da ötesi... Belki de ezeli rakibinin tarihini değiştirmeyi başardılar. Denizli, Aziz Yıldırım döneminin yükselme devrinin başlangıcında başrolü oynamıştı. Dağılma döneminin de ilk darbesini vurdu.”

Şansal Büyüka: 2-1x2= 4-2
Beşiktaş’ın, çok hak ederek bir kupa kaldırdığını belirtyor. Lig boyu Beşiktaş’ın doğru adımlar attığını, kupanın birini kazandığını, diğerini kazanmak üzere olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “Fenerbahçe yanlış adımlar attı, ikisini birden ıskaladı. Bu takımın 4., 5., olması için ne başkana, ne yönetime, ne hocaya ihtiyacı var. Fenerbahçe'nin formasını kendi başına sahaya çıkarsanız gene 4., 5. olur..Beşiktaş'ı kutluyorum. Bu yıl çok açık siyah-beyaz yılı olacak. Doğrusu; bu sezona bu renkler çok da yakıştı. Bir kez daha Beşiktaş'ı, başkanını, yönetimini ve büyük hoca Mustafa Denizli'yi yürekten kutluyorum.”

Ömer Üründül: Aragones'ten harakiri
Beşiktaş’ın ikinci yarıda Fenerbahçe'yi dağıtarak kupanın sahibi olduğunu kaydediyor. Fenerbahçe’de Aragones'in yaptığı her şeyin yanlış olduğunu belirtiyor. Hiç hazır olmayan Alex'i Semih'e tercih ederek takımı 90 dakika 10 kişi oynattığını ifade ediyor ve ekliyor: “Oynadığı son maçlarda çok iyi bir performans gösteren Yasin'i ilk 18'e dahi almadı. Halbuki Gökhan Gönül gerçek yerinde oynasa, ilk devrede Ekrem ile Yusuf'un kulvarından çok etkili ataklar geliştirebilirdi. Fenerbahçe'nin hedefi kupa. Camia senelerdir buna hasretken, neden Volkan Demirel oynamadı? Mustafa Denizli'nin neden İbrahim Üzülmez ile başlamadığına bir anlam veremedim. İkinci yarı yanlışı düzeltti. İki farklı skor avantajından sonra doğru bir tercihle Uğur İnceman'ı oyuna aldı ve haklı olarak kupaya uzandı. Hakem Bünyamin Gezer çok başarılı bir yönetim gösterdi. Son dakikada verdiği hatalı penaltı kararı da herhalde farklı skorun yarattığı konsantrasyon kaybından oldu.”

Gürcan Bilgiç: Zulümde son perde
Sezon boyu süren sistemli "zulüm" hareketinin, son hamlesinin yapıldığını kaydediyor. Aragones'in eline teslim edilen kaderin, İzmir'de kendilerine gülümsemesini bekleyen Fenerbahçelilerin bağrına son hançerinin saplandığını belirtiyor ve ekliyor: “Fenerbahçe kupayı penaltı atışları sonucunda da kaybedebilirdi. Bu kupayı sahada oynayanlardan çok, bu kadronun başına Aragones'i getiren, getirdikten sonra tutmaya devam edenler kaybetmiştir. Gerçekleri ve olacakları gördükleri halde, ortada bir fatura sahibi bırakmak adına şampiyonluktan sonra, kupayı da feda ettiler. Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'ne katılamaması halinde, Avrupa Ligi'ne (eski UEFA Kupası) de gidememeleri söz konusu...
Eserleriyle gurur duysunlar.”

Uğur Meleke: Dört farklı devre
10 gün içerisinde Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın yaptığı iki maçta Mustafa Denizli’nin 4 devrede 4 farklı hikaye sunduğunu belirtiyor. İlk maçın ilk yarısında Aragones’in seozn başından beri yapmak istediklerini ilk kez yaptığını, iki yarısında ise Mustafa Denizli’nin değişikliklerle oyunu dengelediğini söylüyor. İkinci maçın ilk yarısında ise oyunda üstün ama skorda dengeli bir Beşiktaş olduğunu ancak Beşiktaş’ın ikinci yarıda hem oyun hem de skorda üstün hale geldiğini söylüyor ve ekliyor: “Yani Denizli, dört devrelik oyunun birinci devresini yetenek farkıyla yitirdi, 2. ve 3. devrede becerikli oyuncu sayısını artırıp 1-1’lik beraberlikler aldı. Ama 4. devrede Denizli taktik artısını sahaya yansıtıp kanat organizasyonunu da düzelterek nihayet galibiyeti buldu.”

Osman Tanburacı: Fener'e yine hüsran düştü!
Fenerbahçe’nin Türkiye Kupası'na yeminli olduğunu finale kadar bile gelse kazanamadıklarını belirtiyor. Kupa hasretinde 27 sene geçtiğine dikkat çekiyor ve ekliyor: “Hani bu kadar yıl olmasa diyeceğim ki Aragones yanlış yaptı... Ya bundan önceki hocalar? Onlar da mı hep yanlış yaptı. Kupasızlık artık Fener'e kader oldu. Fenerbahçe'yi bu kez, Alex de, Carlos da, Semih de kurtaramadı...Alex'in son dakikada penaltıdan attığı gol maçı güzel yöneten hakem Gezer'in Fenerbahçe'ye bir ikramıydı...İzmirliler bir derbide tam 6 gol görerek önemli bir gün yaşadılar. Tebrikler Beşiktaş'a. Mustafa Denizli'ye de kocaman bir bravo. Fenerbahçe'nin Kupa hevesi ise yine bir başka bahara kaldı...”

Selçuk Yula: Günah çıkar
"Bu kupayı Fenerbahçe alır" diye kesin konuştuğu için özür dilediğini kaydediyor. Aragones'i hesaba katmadığını ama maçtan önce futbolculara güveni olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Maalesef bu güvenimi boşa çıkardılar. Fenerbahçe adına hatalarla dolu bir maç oldu. Kupa bir başka bahara kaldı. Futbolcu arkadaşlarıma bir mesajım var. Sezon bittikten sonra masaya oturunca, milyonlarca doları hangi yüzle isteyeceksiniz? Ne olur bana telefonla mesaj atın. Başkan ile yönetime de bir mesajım var: Fenerbahçe'yi bu Aragones'ten kurtarın. Aragones'e de mesajım var: Hazır İzmir'de iken Efes'teki Meryem Ana Evi'ne git ve ne olur günah çıkar; milyonlarca Fenerbahçe'yi ağlattığın için.”

Sergen Yalçın: Beşiktaş F.Bahçe’yi bu kez ezdi
Teknik direktör Mustafa Denizli’yi ve Beşiktaşlı oyuncuları gönülden tebrik etmek gerektiğini, bir takımın ancak bu kadar disiplinli oynayabileceğini, fizik gücünü bu kadar iyi kullanabileceğini ve bir maça ancak bu kadar iyi hazırlanabileceğini söylüyor. Oyunun her bölümünde F.Bahçe’den çok daha üstün oynadıklarını vurguluyor ve devam ediyor: “Lig maçıyla kupa finali arasında dağlar kadar fark vardı. İzmir’de işin içinde kupa vardı. Tek maçla kupaya uzanacaktı Beşiktaş. 3 puan değil kupa olunca Beşiktaş’ın gerçek gücü çıktı ortaya... Lig maçında stres Beşiktaş’ı belli ki etkilemiş. Dün stres topu F.Bahçe’deydi. O gün F.Bahçe’nin iyi oynaması rastlantıydı. Dün gerçek ortaya çıktı… Beşiktaş dünkü sonuç ve kupayla büyük moral buldu. Hem fizik hem de psikolojik olarak artık ligi de götürürler. Lig farklı ama bu saatten sonra Beşiktaş bu işin peşini bırakmaz.”

Erdoğan Şenay: Patron Beşiktaş
Beşiktaş Kupa’nın patronu olduğunu alın teri ile kazandığı Fenerbahçe zaferi ile tüm Türkiye’ye ilân ettiğini belirtiyor ve ekliyor: “Fenerbahçe ise ‘bu takımda, bu on birde, defansın göbeğinde kim oynar kim oynamaz’dan yola çıkarak sayısız tertip ve taktik saçmalıkların nedenlerini Aragones’e de sormanın bir alemi yoktur artık. Gün Beşiktaş’ı bu bembeyaz zaferinden dolayı kutlama zamanıdır sadece...”

Alaattin Metin: Kumar tutmadı yol göründü
Türkiye'de kalmak için can atan Aragones’in, yanlış kadro seçimi ve Beşiktaş yenilgisi ile kendi ipini kendisinin kestiğini belirtiyor ve ekliyor: “Buna rağmen Fenerbahçe kör topal da olsa pozisyon buldu..Hakkı mıydı!Asla..Sevginin olmadığı yerde başarı da olmaz..Ligden sonra kupa da bitti..Şimdi sıra geldi.. Radikal, köklü kararlara.. Dilerim kimse duygusal davranmaz..Ben olsam bu hocayı lig sonunu beklemeden gönderirim..Tazminatı mı?
Kaybettiğinin yanında devede kulak kalır.”

Ali Sami Alkış: İkinci devrede grizu patlaması
Maçın final maçı olmasın rağmen futbolcuların özel bir gerilim içinde olmadığını, her durumda sakin kaldıklarını, son dönemdeki maçlara oranlara sadece futbolu düşündüklerini belirtiyor ve devam ediyor: “Belki de özlediğimiz anlamda çatır çatır, kıran kırana bir maç olmadı ama; futbol kalitesi açısından övgün bir sezon geçiren lig havasına göre, bayağı iyi bir mücadeleye tanık olduk. Şikayet etmek haksızlık olur. Bol da gol var, daha ne olsun?.. Aferin demek, herkesin boynunun borcudur.”

Atilla Gökçe: Gitti, yendi, döndü!
Dünkü maçtan dolayı öncelikle kazanana, daha sonra iki takıma, oynayanlara şapka çıkarmak gerektiğini söylüyor. Maçın başlarında Fenerbahçe’nin ayağa toplarla Beşiktaşlı futbolcuları kızdırdığını ancak Yusuf’un attığı golün Beşiktaş’ı toparlamasına rağmen Guiza’nın golüyle yine aynı tablonun ortaya çıktığını, ikinci yarıdaki İbrahim Toraman- İbrahim Üzülmez değişikliğinin Beşiktaş’ı kendine getirdiğini söylüyor ve devam ediyor: “Beşiktaş yayından çıkmış ok gibi oynadı ve bitirdi. Derbi hasretini, yani! Kupa’yı almak, onlar için kimi zaman bir teselli ikramiyesi, kimi zaman da Lig’in bonusu oldu. Dün büyük hedefe koşarken, kazandıkları bir etap gibi oldu final. Fenerbahçe’ye gelince... Taraftar Necip Fazıl’ın şiirini asmıştı tribüne: “ Ne hasta bekler sabahı...” diye başlayan... Kupa hasretini anlatıyorlardı. Haklıydılar. O şiirin ikinci dörtlüğünde bitiş dizesi şöyledir : “Gelme artık, neye yarar!” Evet, hasret sürer... Bu yılın macerası da İzmir’de biter!”

Bülent Yavuz: Hakem gölgesi düşmedi
Fortis Türkiye Kupası Finali'ne hakem gölgesi düşmediğini kaydediyor. Merkez Hakem Kurulu bu maça sezonun en başarılı hakemini atadığını belirtiyor ve ekliyor: “Ve doğru yaptı. Bünyamin Gezer ve yardımcıları, finale yakışır bir maç yönettiler. Gerçi, Fenerbahçe'nin kazandığı penaltı gene tipik bir aldatmaca ve bunun neticesinde bir yutturmacaydı.Maçtaki tek yanlış da buydu. Hakem Gezer, alışa gelmişin dışında ve hiç de karakterine uymayan bir penaltı verdi. Neticeye tesir etmeyen bu kararı herhalde hoş görülecek.”

Ziya Şengül: Kupada Fener’in kaderi böyle çizilmiş
Beşiktaş özellikle ikinci yarıdaki futbolu ile maçı kazanmayı anasının ak sütü gibi hak ettiğini kaydediyor. Fenerbahçeli futbolcuların ise bu futbolla sorunların üzerine birini daha ekleyerek, hem kendi geleceklerindeki forma sahiplenme şanslarını azalttıklarını, hem de Fenerbahçe Yönetimi’ni şaşkınlık içinde düşünceye sevk ettiklerini belirtiyor ve ekliyor: “Fenerbahçe acilen çok büyük bir revizyondan geçirilmeli. Yabancı oyuncular dahil, 8-9 futbolcuyla acilen yollar ayrılmalı. Bu takım artık miadını doldurdu ve futbol anlayışları çağ dışı kaldı.”

Sanlı Sarıalioğlu: Kartal fena patladı
Beşiktaş’ın ‘yetti artık’ artık diyerek Fenerbahçe karşısında bir volkan gibi patladığını söylüyor. Mustafa Denizli’nin önce Fenerbahçe’yi durdurmayı planladığını, sağlam bir defans bloğu oluşturduğunu ancak her şeye rağmen bol gollü bir maç olduğunu söylüyor. Fenerbahçe’nin ise zaman zaman orta alanda bol pas yaptığını, final paslarından ise sınıfta kaldığını belirtiyor ve ekliyor: “Sezonun ilk kupasını Beşiktaş müzesine taşıdı. Bu kupa lig için de büyük moral oldu. Şimdi işleri daha kolay. Özgüven tavan yaptı. Bundan sonra yolları daha da açık.”

Onur Belge: Şık bir final
Beşiktaş da F.Bahçe de kazanmak için sahaya çıktığını, her yönüyle özlenen bir final yaşandığını kaydediyor. F.Bahçe’nin orta alanda Alex- Emre ikilisiyle başlayarak kontrolü ve gücü tümüyle Siyah-Beyazlılar'a bıraktığını belirtiyor ve ekliyor: “Semih ve Deniz oyuna girdiklerinde artık zaman oldukça kısalmıştı. Risk alan F.Bahçe, zorlanarak Beşiktaş kalesine gidebiliyordu. Oysa savunmada verdiği açıklar nedeniyle farkı yarattı. Bobo, Tello ve Holosko attıklarından fazla kaçırdılar. Gökhan Gönül'ün mevkii konusundaki aldatmacanın bombası finalde patladı. Kısacası bu kafayla F.Bahçe kupayı kazanmak için 26 yıl daha bekler. Beşiktaş kutlanacak bir şampiyonluğu hakkıyla kazandı.”