CHP Lideri Deniz Baykal, partisinin Çorum mitinginde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi ve ``Birileri bana meydana gel, meydana gel diyor. İşte geldim, işte meydan'' dedi.
Baykal, Başbakanın son zamanlarda Defterdarlığa başladığını da belirterek, ``Vergi rekortmeninden vergi kaçakçısı çıkarıyor. Vergi kaçakçısından da bakan çıkarıyor. Her şey allak bullak oldu artık'' diye konuştu.
Amasya'nın Merzifon Havaalanı'na saat 13.40'da özel uçakla geldikten sonra karayoluyla Çorum'a geçen CHP Lideri Deniz Baykal, Abide Meydanı'nda yaklaşık 10 bin kişiye hitap etti. Konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklenen Baykal, ``Birileri bana meydana gel, meydana gel diyor. İşte geldim, işte meydan, işte Çorum, İşte millet. Yani sizler millet değil misiniz? Milletin bir parçası değil misiniz? Çorum ayağa kalkmış, koşmuş gelmiş hepsi, ilgisiyle, coşkusuyla CHP'ye kulak vermiş. Ne olmuş. Yani ne demek istiyorsun. Buraya gelenler millet değil mi? Buraya gelenler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi? Senin meydanlarına gelenlerden bir eksiği, noksanı olan insanlar mı? Buraya gelen insanlar, buraya yevmiye ile mi geldiler, yevmiye ile mi? Bunlara bir şeyler vaad edildi de mi geldiler. Buraya gelen insanlar vatan sevgisiyle, millet sevgisiyle geldiler'' dedi.
'Türkiye'nin borcu 500 milyar dolara çıktı'
Şimdiki iktidarın iş başına geldiğinde Türkiye'nin 220 milyar dolar borcu olduğunu, 6 yıllık
Tayyip Erdoğan döneminde Türkiye'nin borcunun 500 milyar dolara çıktığını da anlatan CHP Genel Başkanı Baykal, ``Daha önceki başkanlar Türkiye'ye fabrikalar açtılar, tesisler kurdular. Bu ne yaptı. Var olan tesisleri sattı, kapattı, özelleştirdi. Ucuz pahalı-yerli yabancı demeden ne bulursa ona buna sattı. Öyle değil mi?'' diye konuştu.
'2008 yılı kasım ayına göre 645 bin kişi işsiz'
Türkiye'de 2008 yılı Kasım ayına göre 645 bin kişinin işsiz kaldığını da anlatan Baykal, ``Bunlar eski alışılmış, kronik, gizli işsizler değil. İşi varken birden `Arkadaş teşekkür ederiz' diyerek kapının önüne konan insan sayısı'' dedi. Baykal, ``Daha Aralık var ekonomik krizin asıl acısını hissettirdiği Aralık var, Ocak var, Şubat var. Önümüzdeki aylar var. Allah muhafaza bu ciddi dert, en büyük dert. Bunu anlatmaya çalışıyorum. Meydan meydan ben seçim kavgası yapmıyorum, siyasi propaganda peşinde değilim milletin derdine çare bulunması için feryat ediyorum'' diyerek hükümeti eleştirdi. Sözleri alkışlarla kesilen Baykal, Başbakan Erdoğan ile ilgili, ``Başbakan çıkıyor. Bize hakaret ediyor. Medyaya hakaret ediyor. Ona buna laf çarpmaya çalışıyor. Diyojenlerden bahsediyor, Diyojenleri karıştırıyor. Diyarbakır'dan laf çarpıtırmaya çalışıyor, yüzüne gözüne bulaştırıyor, eşeği, eseri, semeri birbirine karıştırıyor. Bu meydanda milletin karşısına çıksın da hiç olmazsa milletin derdine şifa verecek, şifa olacak bir şey söyle, bir umut ver, onun dertlerini nasıl çözeceğini çıkta bir söyle, 7 yıldır Başbakansın. Millet karnını doyuramıyor, palavra ile milletin karnını doyurmanın devri bitti'' dedi.
'İşsizliğin çaresini söylesin'
Abide Meyda'nında hükümete olan eleştirilerine devam eden Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın meydanlarda `İşsizlikten bahsediyor, çıksın da çaresini söylesin. Eğer söylediklerini yapmazsak siyasi hayatımı bitireceğim' dediğini de hatırlattı ve ``Biz onun siyasi hayatını bitirmesini istemiyoruz. Onun hükmünü millet verir. Onun siyasi hayatının bitip bitmeyeceğine millet karar verir. Millet ne karar verirse bizim başımızla beraber. Biz onun milletin derdine çare bulmasını istiyoruz'' diyerek sözlerine şöyle devam etti:
``Bana işsizlikten şikayet ediyorsun. `Nasıl bu yenilir. Senin kafanda ne çözüm var söyle uygulayacağım. Uygulamazsam bırakırım dedin' Ben de dün çıktım kendisine işsizliği yenmek için yapılması gereker 7 tane teklif söyledim. Bunların hepsi iyi düşünülmüş, ciddi iyi, biz iktidarda olsak uygulayacağımız, hazırlığını yaptığımız politikalardır. Dünyayı incelemiş Amerika'yı, Fransa'yı Avrupa'yı biliyoruz. Ne yapıyorlar görüyoruz. Ne yaparlarsa yapsın biliyoruz. Başbakan çıksın desin ki, bunlar çare değildir. Tartışalım, öyle midir, değil midir? Ya da öyleyse uygulasın. Eğer onları uygulamak için bir yardıma ihtiyacı varsa biz hazırız. Bizim derdimiz işsizliğin yenilmesi. Bu önerilerimizi hayata geçirmek istiyorsa, bize haber versin derhal biz uzmanlarımızı, arkadaşlarımızı görevlendirelim. Bir araya gelsinler hükümetin adamlarıyla birlikte çalışsınlar, tedbirleri kararlaştırsınlar, ilan etsinler, kanun çıkacaksa birlikte çıkaralım. Yönetmelik hazırlanacaksa birlikte hazırlayalım, ne yapılacaksa hep beraber yapalım: Yeter ki, şu milletten işsizlik derdine bir şifa olalım. Bir çare bulalım, bir merhem sürelim.''
'Çaremiz var, politikamız var'
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yaptıkları çözüm önerileri ile ilgili şimdi Başbakan'dan cevap beklediklerini de söyleyerek, ``Eğer ciddiyse, bütün dünyada o uygulanan tedbirlere benzeyen bu önerileri müzakere etmeye başlar. Birlikte çalışır ve bir çare buluruz. O tabii öyle bize çağrı yaparken bir çare aradığı için değil de, aklınca muhalefete meydan okuyacağı, bunlar konuşuyor çareleri yok demek için öyle konuştu. Ama çaremiz var, politikamız var, hazırlığımız var. Niyetin samimiyse gelsin bunu birlikte uygulayalım. Bu çağrıyı bir kez daha yapıyorum. Başbakan bu sese kulak versin. İşsizlik ve ekonomik kriz çığ gibi geliyor buna karşı elele hep birlikte bir çare bulmamız lazım biz bu çare arayışı içinde muhalefet partisi olarak iyi niyetle vatanperver olarak her türlü hazırlığı işbirliğini gerçekleştirmeye hazırız. Çorum'dan bunu ilan ediyorum. Çorum'un sesine kulak versin Başbakan'' dedi.
'Kaplumbağaya yükleselerdi dosya çoktan gelirdi'
Baykal, ``Aylardır dilimde tüy bitti'' diyerek Deniz Feneri davasına da değindi ve ``Dosya nihayet geldi, 6 ayda güç geldi. Kaplumbağanın sırtına koysaydılar dosya çoktan gelirdi. Dosya geldi şimdi dosyayı tercüme edeceklermiş. Ya bu konuyu öğrenmek için bilgiye mi ihtiyaç duyuyorsun Allah aşkına. Sen bilmiyor musun. Koca Türk adaletini bu hale düşürenler utansın, utansın. Niye böyle oluyor. Çünkü o bizim yolsuzluk yapan arkadaşlarımız. O yolsuzluk yapanlar bize hizmet ediyor bize destek veriyor. Böyle düşünülebilinir mi? Böyle düşünülürse memleketin işleri yoluna girebilir mi'' diye konuştu.
'Siyaset ile ticaret iç içe geçti'
Başbakan'ın medyaya atıp tuttuğunu da ifade eden Baykal, siyaset ile ticaretin iç içe girdiğini de söyledi ve ``Gübre atamayan çiftçiye yardımcı olması gereken Ziraat Bankası Başbakan'ın damadının şirketine Sabah Gazetesi ile ATV televizyonunu satın alsın diye 750 milyon dolar Halk Bankası ile birlikte kredi verdi. Hangi Halk Bankası. Dükkanı kapanmak üzere olan esnafa kredi açması gereken destek vermesi gereken Halk Bankası. İşyeri kapanan fabrikaya destek olması gereken Halk Bankası. Onların hiçbirisine elini uzatamaz ama şimdi onlara destek oluyor. Kime gazete alsın medya alsın diye. Böyle bir şey olabilir mi? Bu konular soruşturulması gereker konular değil mi? Yani siz geçmişteki devlet adamlarının böyle bir şey yaptığına tanık oldunuz mu? Bunca insan geldi geçti birisi böyle bir şeye tenezzül etti mi'' dedi. Baykal'ın sözleri dinleyenler tarafından sık sık alkışlarla kesildi.
'Yolsuzlukla ilgili de reçete sorsa ya'
Deniz Baykal Türkiye'de yolsuzluk derdinin de olduğunu belirterek, ``Yolsuzlukla ilgili olarak da bana reçete sorsa ya Başbakan. Bana dese ya `Deniz Baykal yolsuzluklardan şikayet ediyorsun. Peki nasıl ortadan kaldıracağız. Bir çare biliyorsan söyle de uygulayalım' dese ya? Diyor mu? Niye demiyor? Çaremiz var'' diyerek sözlerin şöyle devam etti:
'Siyasetçiden yakalayacaksın'
``Bunu ortadan kaldırmanın yolu nedir? Bu zincirin en zayıf halkası nedir? Siyasetçiden yakalayacaksın. Siyasetçiyi yakalamanın yolu da milletvekilli dokunulmazlığını kaldırmaktır. Yani milletvekili, `Bana savcı soru soramaz, emniyet ifademi alamaz, hakim beni yargılayamaz' dediği sürece bu yolsuzluk çarkı döner, dönüyor.''
'Ben milletin avukatıyım'
Başkanın kendisini emniyete almak için ne kadar tehlike varsa üzerine yürümeye çalıştığını da belirten Baykal şöyle dedi:
``Yolsuzlukları anlatıyoruz. Yolsuzlukları vatandaşa kim ulaştırıyor; televizyonlar gazeteler, yazacak tabii. Vatandaş merak ediyor. Biz de söylüyoruz doğru, belgeler ortada, dosya ortada. Yazdığın zaman Başbakan sinirleniyor. Şimdi bunları susturmak için akla havsalaya sığmaz şekiller uygulamaya başladı. Önce gazetelerini almayın diye kampanya yaptı. O yetmedi, şimdi mali kuşatma altına alıp, mali baskı altına alıp çökertmeye çalışıyor. Bunun için akla mantığa, hukuka sığmaz uygulamalar yapıyor. Bakın Başbakan ile benim aramda bir tartışma var. O bana avukat der, ben de ona savcı derim. Avukatlık yapıyor derler, elbette avukatlık yapıyorum. Avukatlık yapmaktan da onur duyuyorum. Ben milletin avukatıyım, milletin. Hakkı yenenlerin avukatıyım. Mağdur edilenlerin avukatıyım. Yanlışlığa maruz kalanların avukatıyım. 70 milyonun köşesinde kim haksızlığa uğruyorsa ben onun sahibi olmak zorundayım. İşim bu benim, mesleğim bu benim. Ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanıyım. Ben vicdan sahibi bir siyasetçiyim. Elbette haksızlığa isyan ederim. Sen adamı alacaksın, 13 ay içeride tutacaksın. Niye tuttuğunu söylemeyeceksin. Adam niye tutuklandığını bile bilmeyecek. Ondan sonra delil yetersizliğinden bırakıvereceksin. Buna vicdan sığar mı? Buna hak verilir mi? Adamı alacaksın bu kafa diyeceksin. Para bunun elinde diyeceksin. Adam aylarca içeride tedavi olamaz durumda tutacaksın. İçeride ölecek adam. Sonra adamın cenazesini bizim Edirne Belediyesi kaldıracak. Adamın parası yok, pulu yok, ailesine bakacak mecali yok. Perişan edeceksin Anadolu insanını. Görmemezlikten geliver? Gözleri var görmezler diyor. Aç gözünü de bu haksızlıklara bir bak bakalım.''
'Rekortmenden vergi kaçakçısı, vergi kaçakçısından bakan çıkarıyor'
Kime haksızlık yapılırsa karşı çıkacaklarını da söyleyen Baykal, ``Bizim sahip çıktığımız insanlar bize haksızlık yapmış olabilir. Bize çok yanlış yapmış olabilir hiç önemli değil. Bizim görevimiz hakkı tutup kaldırmaktır. Hak yerde. Yerde ona sahip çıkacak kolu bekliyor. O kol bizim kolumuzdur. Elbette kaldırırız'' dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakanın savcılığı bırakıp son zamanlarda Defterdarlığa başladığını da belirterek, ``Maliyeciliğe başladı, maliye zabıta oldu. Vergi kaçağı arıyor. Deli Dumrul'un hikayesini biliyorsunuz. Köprünün başına geçmiş Deli Dumrul, köprüden geçenden 1 akçe, geçmeyenden 5 akçe alırmış. Şimdi bizimki de defterdarlığa kalkıştı. Vergi rekortmeninden vergi kaçakçısı çıkarıyor. Vergi kaçakçısından da bakan çıkarıyor. Her şey allak bullak oldu artık. Böyle bir tablonun içindeyiz. Bu böyle gitmez değerli arkadaşlarım. Bu sürekli böyle devam etmez. İnşallah en yakın zamanda, en kısa vade de her şey değişmeye başlayacaktır. Türkiye'nin ufku önü açılacaktır. Kader değişecektir. Milletin de yüzü gülmeye başlayacaktır'' dedi.
Baykal konuşmasının ardından İl ve İlçe Belediye Başkanlarının tanıtımını yaptı. Ardından, özel uçak ile Ankara'ya dönmek üzere Amasya'nın Merzifon Havaalanı'na hareket etti.