T24- İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün talebi üzerine İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin aldığı ‘Önleme Araması Kararı’ ile polis, üniversite binalarında ve çevresinde istediği öğrenciyi arayabilecek. Polise verilen 1 yıllık araması yetkisi üniversite öğrencileri ve hukukçular tarafından tepki topluyor.
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nün savcılığa başvurarak aldırdığı mahkeme kararına göre polis, üniversitenin Fatih sınırları içinde yer alan her binasında hatta çevresinde istediği zaman öğrencilerin çantasından poşetine, araçlarına ve özel kâğıtlarına kadar arama yapabilecek. Öğrenciler ve öğretim görevlileri karara tepkili.
İstanbul Üniversitesi’nin bazı fakülte girişlerine asılan kâğıtlarda ‘Önleme Araması Kararı’ yazıyor. Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün talep ettiği İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararına göre 1 Aralık 2010-30 Kasım 2011’e kadar bir yıl süreyle kişilerin, çanta, paket, poşet, araç ve özel kâğıtları aranacak. Aramanın sınırları ise bir hayli geniş. Polis üniversitesinin Fatih sınırları içerisinde bulunan tüm fakülte, yüksekokul ve idari binalarının girişinde, hatta binalarının çevrelerinde, rektörlük talep ettiğinde de bina içlerinde arama yapabilecek.
Öğrenci karara itiraz etti
Öğrenciler karara tepkili. Hukuk Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Eren Can, 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurarak karara itiraz etti. Can, kararla öğrencilere gözdağı verilmek istendiğini belirterek, “Bu karar üniversite özerkliğinden özel hayata kadar pek çok şeye aykırı. Ceza hukukuna göre genel nitelikte bir karar alınmaz. Özel bir karar alınabilir. Ancak polis istediği her an arama yapabilecek, bu faşizmde vardır” dedi. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler 2. sınıf öğrencisi Aylin Kaplan ise “Her gün çantamızı açıp, kimlik gösteriyoruz.Potansiyel suçlu muamelesi kabul edilemez. Bu bir baskıdır” diyerek karara tepki gösteriyor.
‘Rejimin resmi hali’
Eğitim Sen 6 No’lu Üniversiteler Şubesi’nin yöneticisi ve üniversite çalışanı Ahmet Bekmen ise kararı üniversitede uzun zamandır uygulanan rejimin resmi hali olarak nitelendirdi: “Karar polis ile ilişkilendiriliyor ama zaten özel güvenlik görevlileri de polis gibi görev yapıyor. Her taraf güvenlik kameralarıyla dolu.”
Radikal’in ulaştığı Üniversite Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet ise kararla ilgili “Karardan haberim var ancak henüz görmedim. Şu anda yurtdışındayım. Dönünce bir açıklama yaparım” dedi. Üniversitenin diğer yetkilileriyse Radikal’in aramasına karşın yanıt vermedi.
Hukukçular: Bu kadar uzun süreli arama kararı olmaz
Mahkemenin bir yıllık arama kararına hukukçular tepki gösterdi.
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu: “Bu kadar genel aramanın bir yıllık yaygınlaştırmanın ölçüsünü bilemiyorum. Bu konuda nedenlerin inandırıcı olması gerekir. Üniversitelerde, güvenliği tehdit edici faaliyetler varsa, neden sadece Fatih ve İstanbul Üniversitesi’nin çevresiyle sınırlı. Ulaşılmak istenen amaca elverişli bir karar mı? Bu açılardan üzerinden durulması gerekir. Aynı hukuki rejim, orada olağanüstü hal yok.”
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal: Skandal. Böyle bir karar olamaz. Böyle bir karar aramanın mahiyetine aykırı. Arama bir şey bulunması umulan hallerde verilen bir karardır. İnsanın özel hayatı ile ilgili olduğu için kısıtlı olarak verilmesi gerekir. Bu karar genel uzun arama olmaz. Belirsiz kişiler için arama olmaz. Stadyum, havaalanları girişlerinde yapılan arama başkadır. Çünkü belirli bir şekilde girilmesi gerekiyor. Üniversitenin girişinde x-ray’den geçilebilir vs.. Ama içerideyken arama yapamazsınız. Bir hukuk devletinde böyle bir karar olmaz.”
Bir yıl çok uzun süre
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Hukuk Bilimleri Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ersan Şen: Polis Vafize ve Selahiyet Kanunu’na göre üniversitelerde önleme araması yapılabiliyor. Adli yargılamada suçla ilgili arama yapılır, önleme aramasında ise belli bir kişi yoktur. Önleme aramasında eskiden bir karar gerek yoktu. Ancak sonra yazılı dayanak istendi. Bu anlamda önceden bir karar alınması isabetli. Ancak zaman konusunda bir sıkıntı var. Bir yıl süre olması makul değil. Zaman geniş tutulmuş ancak kanunda süre de belirtilmiyor.”