AKP Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması yönündeki sözleriyle başlayan tartışmalar devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yanında kadınların sözleşmeye sahip çıkmasının ardından İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin tartışmalar AKP içinde de çatlaklara neden oldu.
Kadın örgütleri, AKP MYK’nin yapılacağı gün eylemlerle tepkilerini yükselteceklerini açıklamıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev aldığı Kadın ve Demokrasi Derneği’nden de (KADEM) İstanbul Sözleşmesi’ne destek açıklaması gelmişti. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı Canan Kalsın’ın “Bu kadar suç ve suçlunun olduğu bir yerde her şeyin suçlusu bir sözleşmeymiş gibi algılamak ve algılatmak hangi oyunun/algının ürünü" eleştirisinin ardından KEFEK’te komisyon başkanlığı görevi değiştirilmişti. Kalsın, önceki gün de “Amacı şiddet uygulananı şiddetten korumak olan bir sözleşmenin toplumu bozduğunu söylemek akla ziyan bir tutum ve düşüncedir. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkalım diye yüksek sesle bağıranlar, öldürülen kadınlar, çocuklar için ne yapmayı düşünüyor” açıklaması yapmıştı.
Kurtulmuş’un açıklamaları ile başlayan tartışmaya ilişkin eski Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı, İstanbul Milletvekili Betül Sayan Kaya da “Siyaset üstü gördüğümüz kadın ve aile gibi kutsal değerlerimizi birilerinin araçsallaştırarak hükümete vurma bahanesi olarak kullandığına şahit oluyoruz. Ayasofya’nın zincirlerinin kırıldığı, tüm dünyanın Türkiye’yi konuştuğu tarihi bir atmosferde, yıllardır yürürlükte olan bir sözleşmenin gündeme oturtulmasını manidar buluyorum” ifadelerini kullanmıştı.
Metropoll Araştırmanın anketine göre de halkın yüzde 63.6'sı İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeyi doğru bulmamıştı.
Kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, 2011’de İstanbul’da imzalandı, 2014’te yürürlüğe girdi. Türkiye dahil 34 ülkenin onayladığı sözleşme, kadınlara yönelik her tür şiddete karşı hukuki çerçevede detaylı bir koruma sağlayan ilk uluslararası belge niteliği taşıyor. Sözleşme, hükûmetlerin kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin her türüyle mücadele etmek için bir dizi tedbir alınmasını istiyor ve kadına yönelik farklı şiddet türlerinin suç olarak kabul edilmesini, yaptırımlar getirilmesini gerekli kılıyor. |