T24 - Milliyet yazarı Mehveş Evin, zorlu kış şartlarında Van'da çadırda kalanların unutulmaması gerektiğini yazdı.Evin'in Milliyet gazetesinin ilavesi "Cadde"de yayımlanan bugünkü (2 Şubat 2012) yazısı şöyle:
Son yılların en soğuk, en karlı kışını yaşıyor İstanbul. Klişe tabirle ‘hayat felç’. Peki Van’da çok daha beter koşullarda, aylardır çadırda yaşayan onbinlerce insanı düşünen yok mu?
Önce lapa lapa yağdı, içimizi neş’eyle doldurdu... Sonra işin tadı kaçtı. Yağdı, yağdı... Giderek soğudu, geceleri don yaptı. İstanbullu için bir damla yağmur bile, trafikte ‘çile çekmeye’ eşdeğer olduğundan, karlar altında kalınca resmen hayat da dondu.
Sokaklarda tek tük araçlar, tuzlanmayan ara yollar ve yokuşlar, üşengeçlikten bırakın zinciri, kış lastiğini bile takmayan taksiler... Normalde kafadan ‘hava trafiği yüzünden’ 1 saat rötar yapan uçaklarda 2-3 saat bekletilen yolcular, buzlu pistten kalkamayan uçaklar, arızalanan metrobüs, aksayan vapur seferleri, erken baskı yapan gazeteler... Kara kışta İstanbul’un anahat trenlerini de toptan iptal eden bir mentalite...
Bir hafta daha sürse bu kar, eminim ekonomiye de yansır. Çünkü pek çok İstanbullu, başına gelecekleri bildiğinden mecbur olmadıkça sokağa çıkmıyor.
127 çadır yangınıTabii, doğalgazla veya kömürle ısınan bir eviniz varsa, dışarıda deli gibi uçuşan kar tanelerini izlemekten zevklisi yok!
Ahali, hava muhalefeti şikayetine her daim hazır. Ama pek az İstanbullu, Van’da deprem sonrası evsiz kalan, çadırlarda yaşayan insanı aklına getiriyor. Oysa Van’da yaşananlar, moda tabirle 2012 Türkiye’si için büyük bir utanç olmalı. Üç ay önce iki büyük deprem yaşayan kenti, yüzbinler terk etti. Kalanlarsa çadırkentlerde yaşıyor.
Tabii çadırda ısınmak mümkün olmadığından depremzede soba yakıyor. Bu yüzden şimdiye kadar tam 127 çadır yangını çıktı, 11 kişi de hayatını bu yangınlarda kaybetti.
Konteyner de olmuyorDevlet, depremden aylar sonra bölgeye konteyner yollamayı başarabildi. Ama bu da sorunu çözmüyor! Bazı bölgelerde elektrik bile olmadığı için ısınamayan insanlar, konteyneri bırakıp çadırlara döndü. Neresinden bakarsanız dram, neresinden bakarsanız ‘muasır medeniyet seviyesi’ni yakalayamamış bir ülke görüntüsü...
Bunların üzerine bir de “İstanbul’a kar yağdı” diye yakınmak, gerçekten ayıp oluyor. Yarın öbür gün Batı, karı başından atacak... Ancak sert kış, Doğu’da hızını kesmeden devam edecek. Yakında “İstanbul’a bahar geldi”yi ve mutlu mutlu oynayan çocukların fotoğraflarını manşetlerde göreceğiz. Van kara daha da batacak, biz de “Vah vah” deyip hayatımıza devam edeceğiz.