Spor

İspatlasınlar kendimi asarım...

Cavcav, kendisinin şike yaptığı yönünde basında çıkan haberlere çok sert tepki gösterdi.

23 Ocak 2010 02:00

T24 - Cavcav, kendisinin şike yaptığı yönünde basında çıkan haberlere çok sert tepki göstererek, 32 yıllık futbol hayatında hiçbir zaman kanunsuz işlere kalkışmadığını belirterek, "Eğer şike yaptığım ispatlanırsa, kendimi Atatürk heykelinin yanında asarım" dedi.


Basında şike yaptığı yönünde haberler çıkmasının ardından iddialara sert bir şekilde yanıt veren Gençlerbirliği Kulüp Başkanı İlhan Cavcav, ''Teşvik primleri veriliyor ama bunlara bizim şahit olmamız mümkün değil. Son 7-8 senedir bunlar da kalmadı. Benim hakkımda birçok iddia atıldı. Ben sayısal loto da toto da oynamam ve sevmem. Hayatımda ne zar tuttum ne de kumar oynadım. Bunlar iddiadan başka bir şey değil. Laf at izi kalsın yapıyorlar. Tekliflerle çok karşılaştık ama birini bile kabul etmedim. Bir kişi bile çıkıp da kabul ettiğimi söyleyemez. Eğer şike yaptığım ispatlanırsa Ulus'taki Atatürk heykelinin yanında kendimi asarım. Benim çocuklarım, torunlarım var. Yarın öbür gün dedeleri hakkında söylenen sözler onları üzecektir. Bir gazete benim hakkımda şike yaptığım konusunda yazılar yazmış ve ben bunun yalan olduğunu söyledim. Hangi kulüp başkanı futbolcularına maçı kaybetmesini söyleyebilir. Milli Piyango bileti alıyorsunuz. Burada da mı şike yapıyorsunuz. Kamuoyunda kimsenin namus ve şerefiyle oynamaya hakkı yok. Ben bunları dava edeceğim. Almanya'dan değil aydan dosya getirsinler kimse bunları kanıtlayamaz. Zaman zaman teklifler gelmiş ve bunların kaydı telefonda yapılmıştır ama asla kabul etmedim. 32 senelik futbol yaşantımda hayatımda şike yapmadım, yapmam da, Gerekirse uluslararası mahkemelere gideceğim. Benim damadım atılan iftiraların ardından gelip burada ağladı. Kendisi adam gibi adamdır, O da mahkemeye gitti. Bu iddialar tamamen hayal mahsulüdür. Tamamen kamuoyunun kafasını karıştırmak adına yapılan işlerdir ve Türk futboluna zarar vermektedir. En büyük zararı kulüpler ve dolayısıyla halk görür. Basına büyük iş düşüyor ve bir haberden yüzde yüz emin olmadıkları zaman araştırmadan haber yazmamaları gerekir. Spor medyasından bunu önemle rica ediyorum'' dedi.


''Sağlığım el verdiği sürece ben bu koltukta oturacağım''

Hayatta kendinden önce Gençlerbirliği'ni gördüğünü ve kimler tarafından sevilip kimler tarafından sevilmediğinin kendisi için bir önem arz etmediğini dile getiren başkan İlhan Cavcav, ''Benim adımı ve soyadımı taşıyan İlhan Cavcav adında bir torunum var. Malum günümüz bilgisayar çağı. Çocuk internette hakkımda yazıları gördükçe bana ne kadar çok sevildiğimi söylüyor. Bir atasözü vardır, meyve veren ağacı taşlarlar diye. 32 senedir bu kulübün başındayım ve kulüp belli bir noktaya gelmiş, mal mülk sahibi olmuş ve kimseye bir kuruş borcu yoktur. Basında borcumuz olduğuna dair bir haber bile çıkmamıştır bugüne kadar ve ben olduğum sürece de Gençlerbirliği o konuma düşmez. Ben doğruluğuna inandığım işleri yaptım ve eleştirileri çok dikkate almam, Hatalarım olabilir ama yapıcı olan eleştirilere açığım. Beni ailem ve dostlarım seviyor ve bu da bana yetiyor. Ben işadamı ve sanayiciyim. Rakiplerim var ve dolayısıyla dostum da düşmanımın da olması normal. Hiçbir kulübün ve esnafın aleyhinde hareket etmedim, Komşumun işi ne kadar iyi olursa benim işim de o kadar iyi olur. Melih Gökçek'in Ankaragücü'ne sahip çıkması beni fazlasıyla gururlandırıyor. Ankara'da Gençlerbirliği, Hacettepespor ve diğer kulüplerimiz de var ve desteği bekliyoruz. İnşallah Ankaragücü 100. yılında Türkiye'nin gururu olur ve bize şampiyonluk hediye ederler. Biz de Ersun Yanal zamanında Türkiye Kupası'nda finale kadar çıktık. Biz daima gençlere önem veren ve onları yetiştiren bir kulübüz. Türkiye'deki bütün liglerde oynayan çok Gençlerbirliği futbolcusu var, Altyapımızda 1500 tane talebemiz var. 2 gün önce Mamak'ta bir spor okulu açtık, Gençlerbirliği olarak hem geleceğimizi hem de bizden sonraki yönetimin sıkıntı çekmemesi için yatırım bile yapıyoruz. Bu şartlar altında sevilip sevilmemem beni ilgilendirmiyor, Sağlığım el verdiği sürece buradayım. Başkanlığa layık çok değerli arkadaşlarımız var ama ben istiyorum ki kulübün işini kendi işinden üstün tutacak biri gelsin başkanlığa'' diye konuştu.


''Benim Gençlerbirliği'nin parasına ihtiyacım yok''

Bugüne kadar Gençlerbirliği'ne yaklaşık 4-5 trilyon para verdiğini belirten Cavcav, ''1987 yılında paranın para olduğu zaman kulüpten o zamanın parasıyla 2 milyar alacağım vardı. Bir arkadaşım bana, ''Sen başkanken para vermek istemiyorlar, bırak da 2 sene ben yapayım sen de kulübün üstündeki temliğini kaldır'' dedi ve ben de alacağım parayı kulübe bağışladım. Ancak seçim günü kimsenin para vermemesi üzerine Ayhan bey başkanlığı kabul etmedi ve biz tekrar göreve geldik. İlhan Cavcav helaliyle kazanan 50 senedir ticaretle uğraşan bir un sanayisi ve vergi rekortmenidir. Ankara Un Sanayisi'nin genel başkanıyım. Benim Gençlerbirliği'nin parasını kullanmaya ihtiyacım yok. Beni sevip sevmemek herkesin kendi taktiridir. Basında benim hakkımda doğru yanlış birçok haber çıkıyor. Bazı gazeteci arkadaşlarımızın merak ettiği şeyler için beni arayıp öğrenmelerini istiyorum. Benim hakkımda yazılan yanlış yazılar beni bağlamıyor. Gazetecilerin işini layıkıyla yapmaları gerekiyor. Meyve veren ağaç taşlanır. Kim taşlarsa taşlasın vicdan olarak çok rahatım'' şeklinde konuştu.


''Gökhan Gönül'ün haciz borcunu ödedim, yoksa hapse gircekti''

Gençlerbirliği'nin bir futbolcu fabrikası olmasına rağmen iyi futbolcularını büyük kulüplere kaptırdıkları için şampiyonluğun biraz zor olduğunu söyleyen Cavcav, ''32 Yılda Gençlerbirliği'ne yaklaşık 4-5 trilyon para vermişimdir ama kulüp bugün kendi ayakları üzerinde durabiliyor. Maçlarımıza gelen seyircilerimize minnettarız ve onlara şampiyonluk göstermek isteriz. Gönül isterli maçlarda stadımız tıklım tıklım dolsun çünkü başarı böyle gelir. Ankaralıları bütün maçlarımıza davet ediyorum. Digitürk'ün Türk Sporu'na bu kadar destek sağlaması bizi sevindiriyor. Biz bütçemize göre hareket ediyoruz ama diğer kulüplerimiz bunu başaramıyor ve bir süre sonra borç batağına giriyor. Biz futbolcuyu yetiştiriyor sonrasında da büyük paralara satıyoruz. Ve bu şekilde ayakta kalıyoruz Ben sanayiciyim, ve verdiğimi parayı kuruşu kuruşu hesap etmek zorundayım. Futbolcuya vaad ettiğim parayı öderim üstünü söylemem. Bizde Giray diye bir futbolcu vardı. Trabzonspor'a gitti ve bizde aldığı paranın 7 katını aldı. Bizim Digitürk ve iddaa gelirleriyle kulübü döndürmemiz mümkün değil. Mecburen futbolcu satmamız gerekiyor. Mesela Gökhan Gönül bizdeyken mali durumu çok bozuktu. Kendi arabasına 38 milyarlık bir haciz geldi. Kulüpten bir kuruş bile alacağı olmamasına rağmen biz o parayı ödedik. Çünkü ödemeseydik Gökhan Gönül hapse girecekti. Onu bu durumdan kurtardık. Çok fazla yardım ettik ve Fenerbahçe'ye 1 milyon 250 bin Euro'ya sattık. Kendisi şimdi milli takımın değişmez oyuncusu oldu. Onun bizden aldığı para şimdi aldığı paranın onda biriydi. Günün koşullarına göre iyi oyuncularımızı elimizde tutmamız çok zor. Ancak şampiyonluğa oynadığımız zaman futbolcuları elimizde tutabiliriz. Belediyelerin kulüplere yardımcı olması onlar için büyük bir şans'' ifadelerini kullandı.