"Ergenekon" davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe veren tutuklu sanıklardan Ümit Oğuztan, "2001'de kendisine uygulanan ve Tuncay Güney'e izlettirilen işkencenin ardından psikolojik tedavi gördüğünü" ifade etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanık avukat Kemal Kerinçsiz, savunmasına devam etti.
Kerinçsiz, düzenledikleri etkinliklerde Türk ve Kürt ayrımcılığı yapmadığını, hiçbir vatandaşı Türk ve Kürt olarak ayırmadığını belirterek, "Ben Kürt diye bir şey tanımam. Oynanan oyun aynıdır. Bunun arkasında Ermeni meselesi vardır" dedi.
Din konusunu da ayrımcılık olarak kullanmadığını ifade eden Kerinçsiz, Hristiyan olan Sevgi Erenerol'un dostu olduğunu söyledi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Kerinçsiz'in savunmasına ara vererek, taleplere geçti.
Duruşmada söz alan tutuklu sanıklardan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, dün akşam 32. Gün programına katılan Tuncay Güney'in, "ilk mülakatla ilgili beyanlarının baskı altında alındığını ve tamamını reddettiğini" söylediğini kaydetti.
Perinçek, mahkemenin, bu programın kayıtlarının bir örneğini dosyaya getirtmesini talep etti.
Danıştay saldırısına ilişkin olduğu iddia edilen Ataşehir toplantısına katıldığı öne sürülen bazı sanıkların telefon kayıtlarını içeren baz istasyonu raporlarının dosyaya gönderildiğini ifade eden Perinçek, "Osman Yıldırım'ın beyanlarının gerçek dışı olduğu, baz istasyonu raporlarıyla ortaya çıkmıştır. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin, Yargıtayın bozma kararı verdiği Danıştay saldırısı davasına ilişkin sağlıklı karar verebilmesi için bu baz istasyonu kayıtlarının Ankara'ya gönderilmesini istiyorum" dedi.
Perinçek, savcılığın süren soruşturmaya ilişkin delil toplamak amacıyla 1999'da Ankara DGM'de beraat ettiği dosyayla ilgili bilgileri istediğine dikkati çekerek, "Bunu, lehime olan delilleri toplama merakı olarak yorumluyorum. 1998'de 500 İP örgütünde 30 bin güvenlik görevlisinin katılımıyla eş zamanlı arama yapıldı. Yargılandık, beraat ettik" diye konuştu.
Sedat Peker'in avukatı Bülent Kılıç, müvekkilinin sorgusu için 15-20 günlük süre istediğini belirterek, Peker'in İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyasında bulunan ve imha edilmesi gereken telefon konuşmalarının bu dosyada delil olarak yer aldığını söyledi.
Peker'e, savunmasının ardından bu konuşmaların da sorulacağına dikkati çeken Kılıç, "Bunlar yasak delildir" dedi.
Tutuklu sanıklardan Kahraman Şahin ve Hüseyin Görüm'ün avukatı Süleyman Erbaşı, müvekkillerinin istemeleri durumunda avukatlıktan çekileceğini söyledi.
Erbaşı, Kahraman Şahin'in babasıyla görüştüğünü belirterek, "Şahin'in babası, benim savunmamın ardından oğlunun cezaevinde baskı gördüğünü, hayatının tehlikede olduğunu, bu yüzden avukatlıktan çekilmemi istedi" diye konuştu.
Bunun üzerine Görüm ve Şahin de baskı olayının doğru olmadığını ifade ederek, Erbaşı'nın avukatları olarak davadan çekilmesini istedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün, taleplerin ardından dosyaya gelen evrakları okudu.
Tutuklu sanık Ümit Oğuztan ve Tuncay Güney'e ait dosyadaki ifadelerle ilgili çözüm tutanakları ile bu kişilere ait kasetlerin karşılaştırıldığını belirten Şengün, naip hakimin bir rapor hazırlayarak dosyaya sunduğunukaydetti.
Naip hakim Hakkı Keleş tarafından hazırlanan 163 sayfalık bilirkişi raporunda, 4 adedi Tuncay Güney, 1 adedi de Ümit Oguztan'a ait toplam 5 adet ses ve görüntü CD'sinin incelendiği kaydedildi.
Raporda, 5 adet CD ile söz konusu kişilerin dosyada bulunan ifadeleri arasında karşılaştırma yapılarak, daha önceki çözüm tutanaklarında yanlış anlaşıldığı değerlendirilen kelimelerin üstünün çizilip, yanlarına doğrularının koyu puntolu harflerle ve altları çizilerek yazıldığı belirtildi.
Başkan Şengün, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
Oğuztan: Psikolojik tedavi gördüm
Bu arada, mahkemeye tahliye talebine ilişkin dilekçe veren tutuklu sanık Ümit Oğuztan, basındaki haberler ve dün akşam 32. Gün programında yayınlanan Tuncay Güney'in beyanlarında yer alan işkence iddialarının "gerçeğin sesi" olduğunu belirtti.
Oğuztan, savunmasında bu konuyu "utanç içinde", özet olarak belirtmeye çalıştığını kaydederek, dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:
"2001'de Organize Şube Müdürlüğü'nde yapılan sorgulamada, insanlık suçu olan işkence en ağır fiziki metotlarla uygulanmıştır. 10 gün sonra çıkartıldığım mahkeme tarafından serbest bırakıldıktan sonra Mansur Beyazyürek'in Nişantaşı'ndaki muayenehanesine giderek psikolojik tedavi gördüm. Sizler, söylenmeyeni anlayabilen, yazılmayanı da okuyabilecek engin deneyime sahip hakimler olduğunuz gibi bu toplumun bireyleri olarak da bu konu yani işkence gerçeği hakkında yeterli bilgi birikimine sahipsiniz. 53 yaşındaki bir insanın yaşadığı insanlık dışı ağır işkenceyi en küçük detayına kadar huzurlarınızda anlatmasının bile ne kadar tahripkar ve utanç verici bir durum olduğunu anlayacağınıza yürekten inanıyorum. Şahsıma yapılan işkence Tuncay Güney'e izletilerek ona psikolojik olarak da işkence yapılmış, bununla yetinilmeyerek Tuncay Güney'e de fiziki işkence uygulanmıştır."
Dilekçesinde "14 aydır tutuklu olduğunu, 1997'den beri başına gelmeyen kalmadığını ve bunun bedelini ödediğini" ifade eden Oğuztan, 32. Gün programının kayıtlarının istenmesini ve tahliyesini talep etti.