12 Ekim 2017 23:18
İşçi ve işveren arasındaki anlaşmazlıklara ilişkin arabuluculuk sistemini getiren düzenlemenin de bulunduğu İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
Yasa ile, iş mahkemeleri, Hakimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) olumlu görüşü alınarak, tek hakimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığı'nca gerekli görülen yerlerde kurulacak.
Bu mahkemelerin yargı çevresi, Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenecek.
İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde iş mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilecek. Bu daireler numaralandırılacak. HSK, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımını gerçekleştirecek.
İş mahkemesi kurulmayan yerlerde bu mahkemenin görev alanına giren dava ve işlere, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince bakılacak.
Tasarıyla, "dava şartı olarak arabuluculuk" kurumu ilk kez hukuka giriyor ve düzenlemede yer alan uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabulucuya başvurulması bir zorunluluk olarak getiriliyor.
Kanuna veya bireysel ya da toplu iş sözleşmesine dayanan işçi, işveren alacağı, tazminatı ve işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulması dava şartı olarak aranacak. Arabulucuya başvurma zorunluluğu için alacak veya tazminat talebinin iş ilişkisinden kaynaklanması gerekecek.
Düzenlemeyle işçi kıdem, ihbar gibi tazminat ve fazla mesai, yıllık izin gibi ücret; işveren de alacak ve tazminat kalemleri için dava açmadan önce arabulucuya başvuracak.
İşçi veya işverenin iş ilişkisi kapsamında birbirlerine hakaret etmekten kaynaklanan ya da işçinin iş yerindeki işverene ait mal ve malzemelere zarar vermesinden doğan tazminat talepleri de dava açılmadan önce arabulucuya götürülecek.
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya ara bulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine ekleyecek. Bu zorunluluğa uyulmazsa, mahkeme davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulmasını, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderecek.
İhtarın gereği yerine getirilmezse, dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilecek.
Arabulucuya başvurulmadan dava açılırsa, herhangi bir işlem yapılmaksızın dava, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilecek.
Arabuluculuğun bir dava şartı olarak kabul edilmesi, iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi veya manevi tazminat davaları, bunlarla ilgili rücu davalarında uygulanmayacak.
Arabuluculuk Daire Başkanlığı, sicile kayıtlı arabuluculardan ara buluculuk yapmak isteyenleri, varsa uzmanlık alanlarını da belirterek görev yapmak istedikleri adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarına göre listeleyecek, komisyon başkanlıklarına bildirecek.
Komisyon başkanlıkları, bu listeleri kendi yargı çevrelerindeki ara buluculuk bürolarına, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirecekleri sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğüne gönderecek.
Arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden büro tarafından belirlenecek. Taraflar, listede yer alan herhangi bir ara bulucu üzerinde anlaşırsa bu arabulucu görevlendirilecek.
Mahkeme, harç alınmaksızın dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda yetkili büroyu kesin olarak karara bağlayacak, dosyayı büroya iade edecek.
Yetki itirazının kabulü durumunda ise kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde yetkili büroya başvurulabilecek. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren 3 hafta içinde sonuçlandıracak. Bu süre, zorunlu hallerde ara bulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilecek.
Arabulucu, taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya anlaşmaya varılamaması hallerinde ara buluculuk faaliyetini sona erdirecek, son tutanağı düzenleyerek durumu derhal arabuluculuk bürosuna bildirecek.
Taraflardan biri, geçerli bir mazeret göstermeden ilk toplantıya katılmazsa, arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu olacak. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmeyecek.
Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmadığı için sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda taraflar, yaptıkları yargılama giderlerini kendileri karşılayacak.
Taraflar, arabuluculuk sonunda anlaşırsa arabuluculuk ücreti, belirtilen tarife göre, aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanacak.
İşe iade talebiyle yapılan görüşmelerde tarafların anlaşmaları durumunda, ara bulucuya ödenecek ücretin belirlenmesinde işçiye işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süre için ödenecek ücret ve diğer haklarının toplamı, tarifenin ikinci kısmı uyarınca üzerinde anlaşılan miktar olarak kabul edilecek.
Arabuluculuk sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya 2 saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hallerinde, 2 saatlik ücret tutarı ileride haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek. 2017 yılı Arabuluculuk Ücret Tarifesine göre bir saatlik ücret miktarı 120 lira olduğundan, bu rakam 240 liradan az olamayacak.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı halinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenler, arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılacak, iradeleri birbirine uygun olacak.
Arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk sonunda anlaşmaya varılırsa, anlaşma uyarınca taraflarca ödenecek, anlaşmaya varılamazsa ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere bütçeye konulan ödenekten karşılanacak.
Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından, son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı duracak, hak düşürücü süre işlemeyecek.
Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilecek. İşverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilecek.
Arabuluculuk görüşmeleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, ara bulucuyu görevlendiren büronun bağlı bulunduğu adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunun yetki alanı içinde yürütülecek.
Tasarıda yer alan, "Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılacak davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." hükmünde yer alan "işçi" ibaresi, gazeteciler ve gemi adamlarını da kapsayacak.
Arabulucuya başvurulmuş olmasını bir dava şartı olarak öngören maddede hüküm bulunmayan hallerde, niteliğine uygun düştüğü ölçüde Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu hükümleri uygulanacak.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce SGK'ya başvurulacak.
Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan başvuruya 60 gün içinde kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılacak.
Kuruma karşı dava açılabilmesi için taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması şartı aranacak.
Hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebiyle işveren aleyhine açılan davalarda, dava kuruma resen ihbar edilecek. İhbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabilecek.
İş mahkemeleri, gazeteciler, gemi adamları, İş Kanunu'na veya Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren, işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, idari para cezalarına itirazlar ile belirtilen uyuşmazlıklar hariç olmak üzere SGK veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara, diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara ilişkin dava ve işlere bakacak.
İş mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesi olacak.
Davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olacak. İş kazasından doğan tazminat davalarında, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer ile zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili sayılacak.
İş sözleşmesi feshedilen işçi, sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiasıyla, bir ay içinde işe iade talebiyle arabulucuya başvuracak. Başvurudan sonuç alınamaması halinde iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilecek.
TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'na göre, iş mahkemelerinde basit yargılama usulü uygulanacak. Davaların yığılması halinde, her bir talebe ilişkin vakalar bakımından ispat yükü ve deliller ayrı ayrı değerlendirilecek.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun kanun yollarına ilişkin hükümleri iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacak. Kanun yoluna başvuru süresi, ilamın taraflara tebliğinden itibaren işlemeye başlayacak. Kanun yoluna başvurulan kararlar, bölge adliye mahkemesi ve Yargıtayca ivedilikle karara bağlanacak.
Tasarıyla, iş hukukunun temel prensipleri dikkate alınarak, daha kısa sürede kesinleşmesinde yarar umulan dava türlerinin de bölge adliye mahkemelerinde kesinleşmesi öngörülüyor ve bu şekilde Yargıtay'ın iş yükünün hafifletilmesi amaçlanıyor.
Diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, bazı dava ve işlerde verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacak.
İş Kanunu uyarınca açılan fesih bildirimine itiraz davalarında verilen kararlar ile işveren tarafından toplu iş sözleşmesi veya iş yeri düzenlemeleri uyarınca işçiye verilen disiplin cezalarının iptali için açılan davalarda verilen kararlar bu kapsama girecek.
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu uyarınca iş yeri sendika temsilcilerinin iş sözleşmelerine, işletme toplu iş sözleşmesi yapılacak iş yerlerinin aranılan niteliğe sahip olup olmadıklarına ilişkin uyuşmazlıklara, uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıklara ve karar verilen veya uygulanmakta olan bir grev veya lokavtın kanun dışı olup olmadığının tespitine ilişkin açılan davalarda verilen kararlar da temyiz edilemeyecek.
Sendika veya konfederasyonun ilk genel kurulunun düzenlenmesi konusunda hükümlere aykırı hareket edildiği iddiasıyla sendika şubesi, sendika veya konfederasyon yönetim kurulu hakkında açılan davalarda verilen kararlar ile sendika üyeliğine ilişkin açılan davalarda verilen kararlar konusunda da temyize gidilemeyecek.
Tasarının yürürlüğe girmesiyle, mevcut İş Mahkemeleri Kanunu yürürlükten kaldırılacak.
İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren 1 ay içinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurmak zorunda olacak. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması halinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilecek. Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilecek.
Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi halinde, ret kararı taraflara resen tebliğ edilecek. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilecek. Dava ivedilikle sonuçlandırılacak. Mahkemece verilen karar hakkında istinaf yoluna başvurulması halinde, bölge adliye mahkemesi ivedilikle ve kesin olarak karar verecek.
Mahkeme veya özel hakem, tazminat ile ücret ve diğer hakları, dava tarihindeki ücreti esas alarak parasal olarak belirleyecek. Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların, işçinin işe başlatılması konusunda anlaşmaları halinde; işe başlatma tarihini, ücret ve diğer hakların parasal miktarını, işçinin işe başlatılmaması durumunda tazminatın parasal miktarını belirlemeleri zorunlu olacak. Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış sayılacak ve son tutanak buna göre düzenlenecek.
İşçinin kararlaştırılan tarihte işe başlamaması halinde fesih geçerli hale gelecek ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olacak.
Tasarıyla, İş Kanununa eklenen ek 3. maddedeki zamanaşımına ilişkin hükümlerin uygulanma zamanı düzenleniyor.
İş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla, hangi kanuna tabi olursa olsun; yıllık izin ücreti, kıdem tazminatı, iş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat (ihbar tazminatı), kötü niyet tazminatı ve iş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat için zamanaşımı süresi beş yıl olacak.
Ayrıca, yıllık izin ücreti ve tazminatlar için bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlayan zamanaşımı süreleri, değişiklikten önceki hükümlere tabi olmaya devam edecek, ancak zamanaşımı süresinin henüz dolmamış kısmının ek 3. maddede öngörülen süreden uzun olması durumunda, bu maddede öngörülen sürenin geçmesiyle zamanaşımı süresi dolmuş sayılacak.
Tasarıyla, kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi alacak ve tazminatları için arabulucuya başvurulmuş olması, dava şartı haline getiriliyor.
Çalışma ve İş Kurumu il müdürlükleri personelinin, "iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin" kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri inceleme yetkisi kaldırılacak. İş sözleşmesi devam eden işçiler bakımından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, iş müfettişleri eliyle denetim ve teftiş yetkisi devam edecek. İş sözleşmesi fiilen sona eren işçiler ise doğrudan arabulucuya başvuracak.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun ilgili maddesinde yapılan değişikliğin zorunlu sonucu olarak, arabuluculuk görüşmelerine taraflar dışında katılan kişiler gizliliğe riayet etmek zorunda olacak.
Tasarıyla, arabuluculuğun tanımında düzenleme yapılıyor. Arabuluculuk görüşmelerinde tarafların bir çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde, arabulucu çözüm önerisi getirebilecek.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun ilgili maddesine, "idare" tanımı eklenerek, arabuluculuk görüşmelerine taraf olarak katılacak "idare" net bir şekilde belirleniyor.
Arabuluculuk müzakerelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilecek. Uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilecek.
TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen İş Mahkemesi Kanun Tasarısı'na göre, arabuluculuk ücretini karşılamak için adli yardıma ihtiyaç duyan taraf, arabuluculuk bürosunun bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesinin kararıyla adli yardımdan yararlanabilecek.
Arabuluculuk müzakerelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilecek.
Uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilecek.
Tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde arabulucu bir çözüm önerisi yapabilecek. Arabuluculuk müzakerelerinde idareyi, üst yönetici tarafından belirlenen iki üye ile hukuk birimi amiri veya onun belirleyeceği bir avukat ya da hukuk müşavirinden oluşan komisyon temsil edecek. Komisyon, arabuluculuk müzakereleri sonunda gerekçeli bir rapor düzenleyerek, beş yıl boyunca saklayacak.
Komisyon üyelerinin arabuluculuk faaliyeti kapsamında yaptıkları işler ve aldıkları kararlar sebebiyle açılacak tazminat davaları, ancak devlet aleyhine açılabilecek.
Devlet ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan üyelere ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu edecek.
Tasarıda, arabuluculuk faaliyetinin sona ermesine ilişkin hükümde de değişiklik yapılıyor. Buna göre uyuşmazlığın, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince uzlaşma kapsamına girmeyen bir suçla ilgili olduğunun anlaşılması halinde arabuluculuk faaliyeti sona ermeyecek ve bu konuda da arabuluculuk görüşmeleri yapılabilecek.
Ayrıca arabuluculuk faaliyetini sonuçlandıran tutanak taraflar, kanuni temsilcileri ve avukatları tarafından imzalanabilecek.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nda düzenlemeye gidilerek, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması halinde anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerhin asıl uyuşmazlık hakkındaki görev ve yetki kurallarına göre belirlenecek olan mahkemeden talep edilebileceğine ilişkin hüküm değiştirilebilecek. Bu şerh, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden istenebilecek.
Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılacak.
Arabulucu huzurunda anlaşılması halinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacak.
Arabuluculuk Daire Başkanlığı, sicile kayıtlı arabulucuları, görev yapmak istedikleri adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarına göre listeleyecek ve listeleri ilgili komisyon başkanlıklarına gönderecek. Bir arabulucu en fazla üç komisyon listesine kaydolabilecek.
Arabuluculuğa başvuranları bilgilendirmek, arabulucuları görevlendirmek ve kanunla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere, Bakanlık tarafından uygun görülen adliyelerde arabuluculuk büroları kurulacak.
Adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından münhasıran bu bürolarda çalışmak üzere, bir yazı işleri müdürü ile yeteri kadar personel görevlendirecek.
Arabuluculuk büroları, Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenen sulh hukuk hakimliğinin gözetim ve denetimi altında görev yapacak. Arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde bu büroların görevi, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunca görevlendirilen sulh hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüğü tarafından ilgili hakimin gözetim ve denetimi altında yerine getirilecek.
Tasarıdaki düzenlemelerle işçi ve işveren sendikaları konfederasyonları Arabuluculuk Kurulunda temsil edilebilecek.
Tasarıyla, 20 Temmuz 2016 tarihinde faaliyete geçen bölge adliye mahkemeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanununda öngörülen istinaf kanun yoluna ilişkin hükümlerin uygulanmaya başladığı dikkate alınarak, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nda uyum düzenlemeleri yapılıyor.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarda toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında çalışan personel ile bu teşebbüs ve bağlı ortaklıklar arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işler iş mahkemelerinde görülecek.
Kanunun arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay'da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmayacak.
Başka mahkemelerin görev alanına girerken, bu kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dahil edilen dava ve işler, iş mahkemelerine devredilemeyecek, kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından görülmeye devam olunacak.
İlk derece mahkemeleri tarafından, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabi olacak.
© Tüm hakları saklıdır.