Fethullah Gülen, www.herkul.org adlı sitesinde yaptığı açıklamada “irtica” kelimesinin siyasi bir suçlama olduğunu söyledi.
Fethullah Gülen www.herkul.org adlı sitesinde yaptığı açıklamada terör sorununu değerlendirdi. Terör olaylarının ve 28 Şubat döneminde ortaya çıkan irticai faaliyetlerin meşru idarelere müdahaleye zemin hazırlamak için yapıldığını belirten Gülen “El Kaide’nin Türkiye’de ne işi var?” diye sordu.
'Utanırlar mı bilmiyorum'
Gülen, bazı kesimlerin, bölgedeki uyuşturucu ve silah trafiğini yönetmenin yanı sıra Türkiye'nin başını ağrıtma, bölme saikleriyle dağdaki insanları ortaya çıkardığını söyledi. Ardından şöyle konuştu: "Onları harekete geçiren şey, meşru idarelere müdahaleye zemin hazırlama problemiydi. Onlar çıkardılar. Bir yere kadar kullanılan bu örgütler, çıkar kavgası, uyuşturucu ve silah ticaretindeki paylaşım kavgası sebebiyle bunları oluşturanların kontrolü dışına çıktı. Bu defa onlara farklı bir şekavet zümresi çıkarırsınız. Mesela Hizbülvahşet diye bir şey çıkarırsınız. Sonra kalkar, bir kısım vatan evladı eşkıyaya karşı mücadele ediyor dersiniz. Bu defa da asit kuyuları çıkıyor, mesavileri yüzlerine çarpılıyor. Utanırlar mı bilmiyorum."
“Başka ne çıkarmak lazım” düşüncesiyle hep yeni bir yapının ortaya çıkarıldığına dikkat çeken Gülen, "El Kaide'nin Türkiye'de ne işi var?" dedi. Gülen, El Kaide’nin bir dönem Amerikalılar tarafından Ruslara karşı 'Rambo' diye kullanılan bir adamın kontrolünde olduğunu söyledi.
‘Çuvaldızı bile olmayana terörist derler’
Fethullah Gülen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'yi ne alakadar eder bunlar? Türkiye'de Hizbülvahşet'ten sonra bunu da icat ettiler. Yarın Tahşiye diye bir şey icat edebilirler, Allah korusun. Kitap okuyan Müslümanlarla, okudukları kitaplarla ayakta durmaya çalışanların içine sokmaya çalışabilirler. Kitapların sahibi zatın posterlerini evlerine asabilirler. Ellerine de Kalaşnikofları verirler. İki yerde eylem yaptırıp, demek ki fırsat bulunca bunlar da silaha sarılabilir derler. Çuvaldızı bile olmayan insanlara terörist damgası vurmak isteyebilirler."
'İrtica' kelimesinin siyasî bir suçlama, sindirme aracı olarak kullanıldığını vurgulayan Fethullah Gülen, "Bu talihsiz kimseler, heyula haline getirdikleri bu laflarla Müslümanları karalamaya çalışmaktadırlar" dedi. Takiyye kavramının Müslümanlığa mal edilmek istediğini belirten Gülen, şu değerlendirmede bulundu: "Takiyye, İran Şiiliğinde bir esastır. İslam'da takiyye yoktur. Ama günümüzde takiyyenin katmerlisi yapılmaktadır. Camideki Müslüman'a 'müslim' yerine 'mürtecî' diyen, İslam'ı 'fundamentalizm' ve 'gericilik' şeklinde karalamak isteyen kimseler bu çağın en sinsi takiyyecileridir."
“İslâmcı” ve “dinci” gibi ifadelerin İslam terminolojisinde olmadığına işaret eden Gülen, bu tabirlerin dine düşman olan insanlar tarafından kasıtlı olarak kullanıldığını kaydetti. Gülen, sözlerini şöyle tamamladı: "Bizde İslam, Müslüman, mü'min tabirleri vardır. Günah işleyen Müslüman günahkâr olsa da yine mü'mindir; İslâm esaslarını inkâr etmemek şartıyla, onlardan bazılarını terk etse de müslimdir. Bazı dinî vecibelerini yerine getirmeyen kimselere küfürcü, dalâletçi demek münasebetsiz olduğu gibi, dini bütünüyle yaşamak isteyene İslâmcı veya dinci demek de en az o kadar saygısızca bir ifadedir."
‘Bazıları yeni bir irtica yaygarası koparabilir’
Fethullah Gülen, “samimi müminleri terörist gibi göstermeye çalışan odakların yeni bir irtica yaygarası koparabileceğini” söyledi. “28 Şubat öncesinde bir kısım şaşkınların zuhur ettiğini” belirten Gülen, giyim-kuşamdan ibadet tavırlarına kadar pek çok hareketleriyle aykırılık sergileyen bu insanların topluma figüran olarak sunulduğunu iddia etti. Gülen, şöyle konuştu: "Onlara bir kısım roller verildi; kimisi tarikat şeyhi kisvesine bürünüp medyada boy gösterdi, kimisi teokratik düzeni hâkim kılma sevdalısı bir gerici numarası yaptı, kimisi mürtecilerin ağına düşürülüp kandırılmış bir kurban rolü oynadı ve kimisi de karanlık güçler tarafından kiralanan bir tetikçi, kanlı katil olmasına rağmen, irticâ piyesinde 'Allah'ın ordusu'nun sadık bir eriymiş gibi sahne aldı. Figüranlar, rollerini öyle gerçekçi ortaya koydular ki, herkes oynananın bir oyun olduğunu unutup ülkenin elden gittiği zehabına kapıldı. Dün olduğu gibi bundan sonra da, dışarıdan da beslenen bazı şer şebekeleri samimi müminleri terörist gibi göstererek yeni bir irtica yaygarası koparabilirler."