Dünya

İranlılar Trump’ın nükleer anlaşma kararını nasıl karşıladı?

İranlılar yaptırım ve resesyon dönemine dönmekten korkuyor

15 Ekim 2017 02:00

Çeviri: Gonca Tokyol

ABD Başkanı Donald Trump’ın, İran ile P5+1 ülkeleri (ABD, Çin, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya) arasında 2015'te imzalanan anlaşmayı desteklemediğini açıklayarak nükleer anlaşmanın geleceğine dair topu ABD Kongresi’ne atması, İran’da kızgınlık ve kederle karşılandı. Trump’ın açıklamalarına kısa süre içinde yanıt veren İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ABD Başkanı’nın ‘asılsız ithamlarda’ bulunduğunu savundu. ABD’nin İran halkına hiç olmadığı kadar karşı durduğunu ifade eden Ruhani, anlaşmanın tek taraflı olarak değiştirilemeyeceğinin altını çizdi. 

“Trump bir manyak. Kendi halkı bile onu sevmiyor”

İran Devrim Muhafızları’na daha fazla yaptırım uygulanması yönünde ABD Hazinesi’ne yetki veren Trump’ın açıklamalarının ardından konuşan Ruhani’nin “ülkesinin hiçbir güç karşısında diz çökmediği ve gelecekte de bunu yapmayacağı” yönündeki sözleri, birçok İranlı tarafından da paylaşıldı. Qazvin kentinde mühendislik eğitimi alan Amir Ali, “Trump bir manyak. Kendi halkı bile onu sevmiyor” derken, Tahran’da sanat eğitimi alan İsfahanlı öğrenci Ahmad Jafari ise Trump’ı İran’ın eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’la kıyasladı. Bir başka öğrenci Sadra Mirsharifi ise Avrupalıların Trump’ın kararını desteklememesini umduğunu belirterek, “Eğer boykot ve yaptırımlar dönemine dönmek istersen İranlıların çok kızacağını düşünüyorum” diye konuştu.

İranlılar yaptırım ve resesyon dönemine dönmekten korkuyor

İranlıların Trump’ın başkanlığı döneminde ABD’ye duyduğu güvenin azaldığını belirten İranlı gazeteci Mehdi Mahmoudi ise Al Jazeera’ya yaptığı açıklamada, “İran nükleer anlaşma kapsamındaki bütün sorumluluklarını yerine getirdi ancak ABD sözünü tutmadı” ifadelerini kullandı. Trump’ın kararının sıradan İranlıları etkileyeceğini belirten foto muhabir Mohammad Najib de şunları söyledi: “İnsanlar geleceklerinden endişe duyuyorlar. Yaptırımlar ve resesyonun olduğu Ahmedinejad dönemine geri dönebiliriz. Eğer belirsizlik devam ederse ülke keskin bir devalüasyon daha yaşayabilir.”

ABD Başkanı Trump’ın Eylül ayında New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler toplantısında yaptığı konuşmada İran’ın nükleer anlaşmaya uygun davranmadığını iddia etmesinin ardından riyal/dolar kuru 39.000’den 40.600’e çıkmıştı. Bu oran, Mayıs ayındaki İran cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce 34.500 riyaldi. ‘Bourse ve Bazaar’  dergisi editörlerinden Esfandyar Batmanghelidj de Lobe Blog’da yayımlanan son yazısında, iş dünyasının önde gelen isimlerinin de İran’a yönelik yatırımların yavaşlamasıyla ilgili olarak Trump’ı suçladığını kaydetti. 

“İnsanların bazıları savaş ihtimalinden bile bahsetmeye başladı”

İranlıların, en çok Tahran-Washington geriliminin ekonomik boyutundan korktuğuna dikkat çeken Tahranlı müzisyen Babak da, “Herkes yaptırımların geri gelip gelmeyeceğini ve hayatın ne kadar zorlaşacağını düşünüyor. Çünkü İran ekonomisi ABD’yle olan ilişkilere bağımlı. İnsanların bazıları savaş ihtimalinden bile bahsetmeye başladı” diye konuştu.

Pers-Arap Körfezi krizi

Öte yandan Trump’ın nükleer anlaşmayla ilgil konuşmada Arabistan Yarımadası’nın kuzeyi ile İran’ın güneybatısı arasında kalan, Hint Okyanusu’na bağlı Basra Körfezi’nden ‘Arap Körfezi’ olarak bahsetmesi de İranlıların tepkisini çekti. Yüzyıllardır ’Pers Körfezi’ olarak adlandırılan körfezin isminin Arap milliyetçiliğinin yükselmesi ve İran’ın politik nüfuzunu kaybetmesiyle birlikte ‘Arap Körfezi’ olarak anılmaya başlaması, İranlılar için büyük bir problem teşkil ediyor. Birleşmiş Milletler’in de ‘Pers Körfezi’ olarak kabul ettiği bölgenin Trump tarafından ‘Arap Körfezi’ olarak adlandırılması, Ruhani’nin de tepkisini çekti. İran Cumhurbaşkanı, ABD’li mevkidaşının coğrafya çalışması ve kendi komutanlarından ders alması gerektiğini söyledi. İran kökenli Kanadalı gazeteci Maziar Bahari de Twitter’da yaptığı paylaşımda, “Pers Körfezi’ne ‘Arap’ demek, İranlıları size karşı döndürmenin en kolay yolu, özellikle de rejime muhalif olanları” dedi.