İstanbul Planlama Ajansı Resul Emrah Şahan, "İstanbul'da 1000 yolcuya bir taksi düşüyor" açıklamasını yaptı.
Katılımcıların %58,4’ünün İstanbul’daki mevcut taksicilik hizmetinden memnun olmadığını belirttiği araştırma üzerine İPA Başkanı Resul Emrah Şahan GazeteDuvar'dan Eren Topuz'a konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) kentteki taksi sayısını artırmak istemesine taksi plakası sahiplerinin karşı çıkmasıyla başlayan tartışma devam ediyor. Halihazırda 17 bin 395 taksinin bulunduğu İstanbul'da, İBB'nin bin yeni taksinin hizmete alınması için kendisine bağlı Ulaşım Koordinasyon Merkezi'ne (UKOME) sunduğu teklif, 26 Ağustos Perşembe günü yapılan toplantıda, sekizinci kez reddedildi.
İktidar ve muhalefet arasında politik bir tartışmaya da dönüşen İstanbul'un taksileri ile ilgili İstanbul Planlama Ajansı (İPA), 12-20 Ağustos tarihleri arasında yürüttüğü "İstanbul'da Taksi Kullanım Alışkanlıkları, İhtiyaçlar ve Beklentiler" başlıklı araştırmanın sonuçlarını yayınlamıştı.
Şahan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
"İstanbul’un yaşadığı taksi krizi, aslında bir siyasi krizi de gözler önüne seriyor"
"Merkezi hükümet, karar alma sürecinde çoğunluk olmayı garanti etmek amacıyla komisyonda İBB haricindeki üyelerin sayısını artıran bir düzenleme yaptı. UKOME’de İstanbul’un ulaşımın iyileştirilmesine dair asıl ihtiyaçların konuşulması gerekirken, merkezi hükümetin çeşitli çıkar gruplarıyla olan ilişkiler üzerinden hareket etmesi, onların menfaatlerini gözettiği, asıl sorunların görmezden gelindiği bir ortam yarattı.
İstanbul’un yaşadığı taksi krizi, aslında bir siyasi krizi de gözler önüne seriyor. Taksi projesinin reddedilmesi, siyasetin sistemsel krizini ortaya çıkarıyor: Taksi plakası sahipleri, yani bu arzın talebe yetişemediği düzenden kâr edenler, arkalarına aldıkları siyasi güçle kentin seçilmiş yönetimine işini yaptırmıyor. Sorun belli; İstanbullu yaşanan krizin açıkça farkında. Bu meselenin çözüm yöntemi de açık. Ama sorundan çıkar elde edenler, çözümü baltalıyor. Kenti değil; kendilerini düşünüyorlar."
"Bir taksi başına yaklaşık 1000 yolcu düşüyor"
"İstanbul’un 1990’larda nüfusu 7,5 milyon iken, İstanbul’daki taksi sayısı 17 bin 395 idi. Aradan 30 yıl geçti. Kentin nüfusu 16 milyonun üstüne çıkarken, taksi sayısı değişmedi. Bu da bir taksi başına yaklaşık 1000 yolcu düşmesi demek. Bu sayı bile başlı başına İstanbul’da taksi sayısının artırılması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Diğer dünya kentlerine baktığımızda, kişi başına düşen taksi sayısının İstanbul’a kıyasla çok daha yüksek olduğunu görebiliyoruz. Örneğin, 8,9 milyon nüfuslu Londra’da 22,400 taksi; 8,4 milyon nüfuslu New York City’de 13,587 taksi; 5,7 milyon nüfuslu Singapur’da 15,678 taksi; 15,1 milyon nüfuslu Buenos Aires’te 38,000 taksi; 7,5 milyon nüfuslu Hong Kong’ta ise 18,163 taksi bulunuyor. Görüldüğü gibi nüfusu neredeyse İstanbul nüfusunun yarısı olan kentlerde bile daha çok taksi var. İstanbul gibi bir kentte taksi sayısının artırılması, dünya standartlarına getirilmesi ihtiyacı kesinlikle görmezden gelinemez."
"Taksi bir lüks değil, temel ihtiyaç"
"Araştırmamızın sonuçlarından da çok net bir şekilde görüyoruz ki; insanlarımız için taksi bir lüks değil, temel ihtiyaçtır. Kapıdan kapıya ulaşım sağlaması açısından taksinin yerini alabilecek bir toplu taşıma aracı yoktur. İstediğimiz kadar toplu ulaşımı yaygınlaştıralım -ki İBB bu yönde çok yoğun çalışıyor- yine de çoğu insanın evinden metroya, otobüs durağına veya dolmuşa yürüme mesafesi olacaktır.
Aynı şekilde, her sokak da otobüslerin geçmesine elverişli değil. Dolayısıyla; örneğin, engelli bir vatandaşımızın kapıdan kapıya gidebilmek için taksiye ihtiyacı vardır. Ya da raporda da göreceğiniz üzere, kadınların yarısından fazlası taksilere dair güvenlik endişesi taşıyor. Özellikle de geceleri. Oysa taksiler burada sorun değil, çözüm olmalı. Tam da kapıdan kapıya verdikleri hizmetle herkes için özellikle de akşamları güvenli bir ulaşım seçeneği olmalı.
İstanbul gibi bir dünya kentinin taksi sorununu en kısa zamanda mutlaka çözmesi gerekir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanımız Sn. Ekrem İmamoğlu liderliğinde bu krizin çözüleceğine inanıyorum."
"Memnuniyet azalıyor; İstanbullular en çok kısa mesafeler için taksi kullanmak istese de kısa mesafeli yolculuklar için araç bulamıyor"
"İstanbul’da açıkça taksi arzı ve talebi arasında bir denge problemi var. Deneyimler, talep arzı aştığında sürücülerin en kazançlı yolcuları seçme eğiliminde olacağını gösteriyor. Ki raporumuz İstanbul’da yaşananın tam da bu olduğunu gösteriyor.
İstanbul’da taksiye talebin arzı aşması, İstanbulluların sadece taksi bulmakta zorlanmasına yol açmıyor; başka sorunlar da doğuruyor. Memnuniyet azalıyor; İstanbullular en çok kısa mesafeler için taksi kullanmak istese de kısa mesafeli yolculuklar için araç bulamıyor; güvenlik sorunları başlıyor. Dolayısıyla, taksilerle ilgili tüm sorunların çözülebilmesi için, her şeyden önce arz ve talep arasında bir denge sağlamamız; yani taksi sayısını artırmamız gerekiyor."
"İstanbul'da yaşadığımız problemin adı bir taksi krizidir"
"Kıyas için söyleyelim: İstanbul’dan çok daha küçük bir metropol olan Londra’da hem İstanbul’dakinden daha fazla taksi var hem diğer uygulamalar serbest hem de topluma taşıma ağları uzun yıllar boyunca yapılan yatırımlar sayesinde daha efektif. Dolayısıyla İstanbul’da bu konuda yaşadığımız problemin adı bir ‘taksi krizi’dir. Net olmak lazım."
“Taksi şoförleri plaka sahibinin kirasını ödeme stresiyle çalışıyorlar”
"En çok yıpranan da taksi şoförleri oluyor. Plaka sahibinin kirasını ödeme stresiyle çalışıyorlar. Ancak İBB proje teklifiyle taksi şoförleri İBB çalışanı olacak, yani İBB özlük hakları olacak. Taksi taşımacılığı sistemi kurumsallaşmış olacak. Özetle, taksi projesine karşı çıkanlar emekçi taksi şoförleri değil, bu işten yüksek kar elde eden, tekelleşmiş gruplar."
“Taksi nedenli sorunlar, kadınların kent hakkını zedeliyor”
"Erkekler günün her saatinde, kamusal alanlarda kadınlara oranla çok daha rahat hareket edebilirken, kadınlar zaten hep tetikte. Taksi nedenli sorunlar da (güvenlik kaygısı, taksi bulamamak vs) kadınların kent hakkını zedeliyor. Taksi kullanan kadınların yarısından fazlası araçlarda güvenlik endişesi yaşadıklarını belirtiyor.
Taksi bir kamusal alan; dolayısıyla bu yaşananlar aynı zamanda bir kamusal alan krizidir. Bu yönüyle kadınlar bir nevi kamusal alandan dışlanıyor, bir kez daha özel alana mahkûm ediliyor. Taksi konusunda yaşanan sorunlar kadınların özgürlüğünü kısıtlıyor, kadınların kentte özgür hareket kabiliyetleri zarar görüyor.
Taksi konusunda yaşanan sorunlar nedeniyle yine aslında zaten kentte dezavantajlı olan kadın, çocuk, engelli grupları daha çok mağdur oluyor. Aslında tam da bu sebeple İstanbul’da adil yaşamı savunmak için bu taksi krizinde de çözümden yana tavır almak zorundayız."
TIKLAYIN - İstanbul Planlama Ajansı raporu: İstanbullunun yüzde 73'ü yoğun trafikte taksi bulamıyor, kadınların çoğuna göre gece yolculuğu güvenli değil