Gündem

'İntiharlarda son 10 yılda 30 kat artış var'

CHP'li Mehmet Şeker ve arkadaşları Türkiye'deki intihar olaylarının arttığına dikkat çektiler

18 Temmuz 2012 18:47

Hülya Karabağlı/ANKARA


CHP,  son yıllarda giderek artan aile içi şiddet, toplumsal şiddet  ve cinayetlerin Meclis tarafından araştırılmasını istedi.  Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker ve arkadaşlarının  verdiği Meclis araştırması önergesine göre, intiharlar son 10 yılda 30 kat arttı.  Son 6 yılda 17 bin kişi canına kıydı. Şeker, önerge gerekçesinde,  ekmek kavgasının bir toplumda yol açtığı tehlikeye dikkat çekti.

 

Çocukları tarafından katledilen anne ve babalar

 

Gerekçede, “Gelir paylaşımındaki adaletsizlikle birlikte, Türk aile yapısının bu özelliğinin ciddi oranda zedelendiğine işaret eden olaylar birbiri ardına ve hız kesmeden meydana gelmektedir. Zengin – fakir arasındaki uçurumun derinleşmesi, “dışarıda” verilen ekmek kavgasını aile içine de sıçratmaktadır. Bu durum, çocukları tarafından katledilen anne-babaların, ebeveynlerinin işkencesine maruz kalan ve hayatını kaybeden çocukların, eşleri tarafından acımasızca öldürülen kadınların sayısının her geçen gün artmasına neden olmaktadır. Anne-baba katilliği, eş katilliği, çocuk katilliği ya da genel tabiriyle “aile katilliği”, ülkemizin temel sorunlarından biri haline gelmektedir. Diğer taraftan kendine karşı şiddetin bir tezahürü olan intihar sayısı da 10 yılda 30 kat artmış, sadece son altı yılda 17 bin kişi canına kıymıştır”.  Meclis araştırması gerekçesinde şu görüşlere yer verildi:

 

Yan baktığı,  yol vermediği için öldürülen insanlar

 

Ülkemizde infial yaratan ve “kadına şiddet”, doktora şiddet”, “sporda şiddet” başlıklarıyla tanımlanan olayların temelini de ailede şahit olunan şiddet tetiklemektedir. Şiddet olaylarına aile içinde şahit olan birey, yaşadığı ekonomik bunalımın da etkisiyle hayatının çeşitli aşamalarında karşılaştığı ve kendisine engel yarattığını düşündüğü kişilere karşı şiddet uygulamaktadır. “Yol vermediği” için, “yan baktığı” için bıçaklanan ya da kurşunlanan insanlar, “ağladı” diye komaya sokulan bebekler, “kapı zilini çaldığı” için öldürülen çocuklar, “faturayı ödeyemediği” için kıyılan canlar da bu durumun yansımaları ve toplumsal cinnet olgusunun tehlike çanlarıdır.

 

Cinnet  üçüncü sayfa haberi  değil

 

Yaşanan cinnet olaylarına karşı şimdiye kadar “üçüncü sayfa haberleri” gözüyle bakılarak hareketsiz kalınması da sorununun bir diğer vahim boyutudur. Bahsedilen olaylar aslında toplumun temelden ve köklü bir şekilde değiştiğini göstermektedir. Merhamet, adalet ve hoşgörü kurallarının geçerli olduğu toplumumuzda sabırsızlık, tahammülsüzlük ve merhametsizlik yaygınlaşmaya başlamıştır. Sevgi ve saygı zemini üzerine kurulan ilişkiler ise, çıkar ve öfke zeminine doğru kaymaktadır. Bu değişim ve dönüşümün üzerinde ciddiyetle durulması ve acil önlem alınması gerekmektedir.