Ölümcül bir virüs kaptığı söylenen Ergenekon tutuklusu Levent Ersöz'e ait olduğu iddia edilen ses kaydında, Ersöz'ün her şeyi açıklayacağına dair ifadeler yer alıyor
İşte Levent Ersöz'e ait olduğu iddia edilen ses kaydı
Ergenekon tutuklusu Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’e ait olduğu iddia edilen bir ses kaydı video paylaşım sitelerinde yayınlandı. Bugün öğle saatlerinde paylaşım sitelerine düşen kayıt 8 dakika 54 saniye sürüyor. Kaydın ne zaman, nerede ve nasıl yapıldığına dair bir bilgi bulunmuyor.
Sevk zincirine aykırı bir şekilde GATA’ya sevk edilen ve tedavi gördüğü hastanede tehlikeli bir virüs kaptığı açıklanan (E) Tuğgeneral Levent Ersöz’e ait olduğu belirtilen ses kaydında dikkat çeken ifadelerin başında, içeri girmesi halinde başkalarının da gireceği gerekirse bildiklerini korkusuzca anlatacağı dikkat çekiyor.
‘Ben ışığı görmezsem onlar ışık göremezler’ diyen kayıttaki ses ‘konuşursam TSK zor durumda kalır, ben ışığı görmezsem onlar hiç göremez’ gibi ifadeler kullanıyor. Genelkurmay’ı eleştiren kayıttaki ses şu ifadeyi kulanıyor, “Biz bu adamın albay olacağına bile inanmıyorduk. Genelkurmay başkanı oldu”
‘Albay olamaz dedik Genelkurmay Başkanı oldu’
Bahsettiği kişilerle ilgili kayıttaki ses, “Yani karşıma alıp o adamı senin Allah belanı versin lannn. Sen bu yüzden bunu yaptın. Sen böyle bir şerefsizsin demek istiyorum.” ifadelerini kullanıyor.
Silahlı Kuvvetlerin personeline sahip çıkmadığı eleştirisini yapan ses göz altılarla ilgili TSK’nın tepki vermemesini eleştiriyor.
‘Ben ışığı görmezsem onlar da göremezler’
Levent Ersöz’e ait olduğu iddia edilen kayıttaki ses gerekirse her şeyi açıklayacağını belirtiyor. Ses kaydında şu ifadeler yer alıyor:
“Şu aşamada bile ben çıkar derim ki kardeşim sen vaktinde bunu yapmadın. Sen sorumlusun. Ben bunu çıkar konuşurum orada.”
Bildiklerini söyleyeceğini belirten kayıttaki ses,“Korkusuzca bildiklerimi doğruyu söyletmesinler… Bunu mu söyletmek istiyorlar yani. Nerdeydi onlar? Kime bağlı ona mı bağlıydı? O şerefsize mi bağlı?”
Silahlı kuvvetleri eleştiren kayıttaki ses şu sözlerle sarf ediyor, “Biz bu adamın albay olacağına bile inanmıyorduk. Genelkurmay başkanı oldu.”
Yaptıklarını hakim önünde anlatacağını belirten ses, yargıdan kaçmayacağını ve anlının akıyla çıkacağını belirtiyor. Konuşmalar şu şekilde devam ediyor, "Ama ben ışığı görmezsem onlar hiç ışığı göremezler. Hiç ışığı göremezler. Olur, olmaz gideriz yatarız. Ne kadar yatarız. Ayrı mevzuu."
‘Millet reklam olmanın ne anlamı var’
Kendisini ziyaret gelen Orgeneral rütbesindeki birinin telefon alarak bilgi vermesini de eleştiren ses kaydı, "Sen bana iki yıl emir komuta etmişsin. Kalk gel. Sana buraya niye geldiğin zaman jandarma hayır mı diyor. Bir de telefon edip de oradan buradan millete reklam olmanın ne anlamı var ki yani."
Ses kaydının tam metni
Çaba sarf ediyorum ama bazen dayanamıyorum. Ben kendim de bazen ışık göremiyorum. Ben eğer ışık görürsem onlar da ışık görecekler ben ışık göremezsem onlar ışık göremezler.
Bunu böyle algılamaları lazım ama kimse böyle algılamıyor. Bunu şey yapmak için söylemiyorum. Şantaj veya tehdit manasında söylemiyorum.
Beni alıp sözüm ona karanlığa gömmek istiyorlar. Gömdükten sonra her şey, onurumla direnmeye çalışıyorum. Onurumla direniyorum. Hesaplaşmak ve yüzleşmek dahi istiyorum.
Haykırmak bağırmak istiyorum. Yani karşıma alıp o adamı senin Allah belanı versin lannn. Sen bu yüzden bunu yaptın. Sen böyle bir şerefsizsin demek istiyorum.
Yani ben bu kadar şey yaşıyorum. İsyan ediyorum yani Silahlı Kuvvetleri bu duruma düşürdüğü için. Ülkeyi bu duruma düşürdüğü için.
Ben en tepedeki iki adamlara ben bunları suratına söylemek istiyorum. Utanmadan buradaki adama geliyor yaa. Oradaki adamı gidip de ziyaret ediyor yaa.
Yani boyun boynun devrilsin. Boyu posu devrilsin. Bilmem ne kulübünden dışarı çıkmayan affedersiniz şerefsiz. Sen nasıl böyle yaparsın.
Senden önceki öyleydi de sen niye öyle yaptın. Sen niye yaptın. Bir de ziyarete geliyorsun. Utanır insan yaa.
Sen bazı şeyler için bazı şeyleri feda ediyorsan o zaman da sana bu devlette bu silahlı kuvvetler, çok yazık, sana bu rütbeleri vermiş.
Ben böyle karşıma alıp böyle sizin Allah belanızı versin demek istiyorum. Gerçekten ben bunu demek istiyorum. Birileri bir şeyler yazıyor. Bilmem neresinde bir şeyler yayınlanıyor.
Kimse de gidip ona da sormuyor ki yaa kardeşim bu seninle ilgili mi? Biz suçlanıyoruz yaa. Böyle bir şey var mı? Böyle bir şey var mı?
Silahlı Kuvvetler bu kadar insanına sahip çıkmaz mı? Yaa. En son bir tane emrinde çalışan bir tane emrinde çalıştığı bir adam alınınca ortalığı ayağa kaldırdılar.
Yazık değil mi peki o iki Orgeneral iki tane efendime söyleyeyim tuğgeneral bir kaç tane albay. Yazık değil mi bize yanii. Sanki emirlerinde çalışmak mı lazım bunları korumak için.
Yani onları buradan kurtarmak için. Yazık değil mi bize yani? İlker Paşa’nın emrinde çalıştı şimdiki, onun yardımcısıydı. İnsaf yaa onun için toplandılar ettiler. Bizim için falan değil yani. Ne Hurşit Paşa için ne Şener Paşa için yaa.
Yani bize görev verirken, çalıştırırken, çalıştırdıkları zaman efendime söyleyeyim yanımızda olan başkaları dışarıda elleri kolları serbest dolaşıyorlar, eeeeee biz buradayız.
Niye biz buradayız yaa. Ne yaptık biz? Ne yaptık yani? Ben bunu kabullenemiyorum. O iki tane adamı karşıma alıp Allah sizin belanızı versin demek istiyorum.
Bu kadar isyan ediyorum. Oturup yazabilirim de. Her an için yapabilirim bunu. Çünkü artık bu noktaya geldim.
Şener Paşa’dan sonra adam bizi çağırdı. İki general beraber. Bütün bunları siz yaptınız dedi. Allak bullak ettiler her tarafı. Benim bütün dairemi dağıttılar. Bizleri başka yerlere gönderdiler.
Sizin için iki tane tuğgenerali asmak nedir ki hiç önemli değil. O gün bunları yapsalardı Türk Silahlı Kuvvetleri bugün bu hale düşmezdi. Şu aşamada bile ben çıkar derim ki kardeşim sen vaktinde bunu yapmadın. Sen sorumlusun.
Ben bunu çıkar konuşurum orda. O zaman ne olacak bu silahlı kuvvetler bu ülke ne hale gelir yaa. İşte bunun için susuyoruz ama hak etmediğimiz ben şimdi nasıl bu isyan içerisinde olmayım yaa, isyan içerisinde olmayım. Bakıyorum ki yok kardeşim.
Yani ama bunun ötesinde bakıyorum ki hiç bir tane kimse elini açıp da bu böyleydi şöyleydi demiyor ya. Allah kahretsin diyorum yaa. Bazen buna bile isyan ediyorum.
Yani diyorum ki oğlum sen jandarmaydın şuydun buydun. Keşke hırsızlık yapsaydın da bu günleri görmeseydin. Çünkü hırsızlık yapanların hiçbir tanesi bunları görmedi yaa. Yemin ediyorum görmediler yaa.
Bana savcı ne dedi biliyor musunuz? Sizi dedi, burada olmadığınız için dedi, vurun abalıya dediler dedi. Her şeyi sizin üstünüze yıkmağa çalıştılar dedi. Savcı yani bunların savcısı, bana söylediği söz bu. Bu kadar ayıp bir şey yaa. Bu kadar ayıp bir şey yaa. Bir tuğgeneral olarak ne yapabilirim ben.
Cürmüm kadar yer yakarım. Ben cürmüm kadar yer yakarım. Ne yapabilirim. Ben birinci ağızdan, genelkurmay başkanına söyledim. Birinci ağızdan söyledim. Adam bana kükredi yaa. Yaa sen kendi generaline mi güveneceksin Silahlı Kuvvetlerin bir personeline mi güveneceksin? Onlara güvendi. Onlara. Ben Allah var.
Korkusuzca bildiklerimi doğruyu söyletmesinler… Bunu mu söyletmek istiyorlar yani. Nerdeydi onlar? Kime bağlı ona mı bağlıydı? O şerefsize mi bağlı? O insanlar onurundan konuşmalılar.
Eğer biraz onurlu insanlar varsa çıkarlar bunu anlatırlar yaa. Tüm Silahlı Kuvvetler, generaller bunu bilir yaa.
Bırakın her şeyi siyaseti şunu bunu yaa. Bizim yemin ettiğimiz ordu bu ordu değil. 35 yıl önce yemin ettiğimiz veya 40 yıl önce yemin ettiğimiz ordu bu ordu değil.
Bu ordu değil. Adam şunu diyor yaa. Biz bu adamın albay olacağına bile inanmıyorduk. Genelkurmay başkanı oldu. Daha neler neler yaa.
Yemin ederim gerçekten oyun bu. Bu adamları bizim içimizde bu hale getirenlerin oyunu. Ben herkese de aynı şeyi söylerim.
Benim veremeyeceğim bir hesabım yok. Ben yaptığımı yaptım derim zaten hâkimin önünde. Bunlarla görüştün mü görüştüm. Niye görüştün şunun için görüştüm.
Makam odanda kayda aldın mı aldım. Kaldı ki ben amirlerime karşı sorumluyum, muvazzaf da alırım sivil de alırım. Bunun yetkisi kimde istihbarat başkanı olarak ben de.
Yaptığımı da yaptım derim. Niye yaptın mı denmesinden kaçmam ki. Bunların nasıl olduğunu anlattım ben. Nasıl yapıldığını, bizimkilerin sorumluluğumuzda olmadığını falan anlattım.
Benim emir komuta, yani bana emir komuta etmiş olan bir adamın bana bu soruyu sormuş olması beni incitti. Ha ben hiç bir zaman yargının önünden kaçmam. Ben alnımın akıyla oradan çıkacağım, ben buna eminim.
Ama ben ışığı görmezsem onlar hiç ışığı göremezler. Hiç ışığı göremezler.
Olur, olmaz gideriz yatarız. Ne kadar yatarız. Ayrı mevzuu. Adam oradan telefon ediyor. Ben ziyaretine gelebilir miyim diye. Bir orgeneral. Yaa sen kalk gel kardeşim.
Diğerleri geldi. Sen bana iki yıl emir komuta etmişsin. Kalk gel. Sana buraya niye geldiğin zaman jandarma hayır mı diyor.
Bir de telefon edip de oradan buradan millete reklam olmanın ne anlamı var ki yani. Bir başkası telefon ediyor. Bir başkası not gönderiyor. Bu orgeneral seviyesine gelmiş olan insanlar daha nesinden korkuyorlar.