-İnsanlık bin 800 yıl önce de ekonomik krizden etkilenmiş MUĞLA (A.A) - 17.08.2011 - Muğla'nın Milas ilçesinde bulunan ve Anadolu'nun en iyi korunmuş tapınaklarından birisi olan ''Zues Tapınağı''nın bulunduğu Euromos Antik Kenti'nde 36 yıl aradan sonra yapılan kazı çalışmalarında Zeus tapınağı, agora ve nekropol alanında tespit edilen yarım kalmış blokların o dönemde yaşanan parasal sıkıntılardan kaynaklanmış olabileceği belirtildi. Muğla Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Yard. Doç Dr. Abuzer Kızıl,36 yıl aradan sonra Euromos Antik Kenti'nde kazı çalışmalarına başladıklarını belirterek, ''Buradaki hedefimiz, antik kentte olup bizim göremediğimiz, gözlemleyemediğimiz kalıntıları gün ışığına çıkarmak. Aslında bu kalıntılar yüzeydeler ama zaman içerisinde ot ve bitkilerin kapatması sonucu eserler tamamen görünmez bir duruma gelmiş'' dedi. Çalışmalar kapsamında antik kentin haritasının çıkarılarak Zeus Tapınağı'ndaki mimarileri belgelenmeyi hedeflediklerini ifade eden Kızıl, Euromos Antik Kenti denilince akıllara sadece ''Zues Tapınağı''nın geldiğini söyledi. Kızıl, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Gelen ziyaretçiler sadece tapınağı görmeye gelip, hatta bazen hiç arabalarından inmeyip yol kenarından izledikten sonra bekçinin bileti uzatmasına bile gerek kalmadan kenti gezmeden gidiyorlardı. Bugün özellikle Agora ve Nekropol alanı ile tiyatroda yaptığımız çalışmalar sayesinde dikkatler tekrar bu alanlara da yöneldi. Nekropol alanı artık ziyaretçiler tarafından geziliyor. Bu çalışmalarla Nekropol'de kaç çeşit mezar olduğunu ve bu mezarların nasıl tahrip edildiğini de ortaya çıkarmış oluyoruz.'' -''Anadolu'daki en iyi korunmuş tapınaklardan birisi'' Zeus Tapınağı'nın Anadolu'daki en iyi korunmuş tapınaklardan biri olduğuna dikkati çeken Kazı Başkanı Yard. Doç Dr. Abuzer Kızıl, ''Kent kalıntıları çok yıpranmış olmalarına rağmen en iyi korunmuş tapınaklardan biri de Euromos'daki Zeus Tapınağı. Tapınak M.S. 2. Yüzyılda inşa edilmiş. 17 adet sütundan 16'sı üst kirişleriyle birlikte hala dimdik ayakta'' dedi. Tapınakla ilgili çok önemli projeleri hayata geçirmeyi düşündüklerini anlatan Kızıl, pek çok mimari kalıntının yerinde durduğunu bildirdi. Kalıntıların tek tek dokümantasyonunu yaptıktan sonra; hangi parçaların nerelere ait olduğunu tespit edeceklerini belirten Kızıl, ''Kenarda bulunan sütunları ve mimari blokları yapılacak olan bir proje kapsamında yerlerine koyacağız ve o zaman tapınak daha ihtişamlı olacak. Bu haliyle bile Anadolu'nun en ihtişamlı en iyi korunan bir kaç tapınağından bir tanesi'' diye konuştu. Zeus Tapınağı'nda 1969-1975 yılları arasında Prof. Ümit Serdaroğlu tarafından restorasyon ve kısmen kazı çalışması yapıldığını hatırlatan Kızıl, bu tarihten sonra bölgede her hangi bir çalışma yapılmadığını dile getirdi. Euromos'un, özellikle Helenistik ve Roma dönemlerinde önem kazandığı bilgisini veren Kızıl, şunları ifade etti: ''1969 yılında Zeus Tapınağı'nda ve çevrede yapılan araştırma ve kazılarda bulunan hayvan, at arabaları, çiçek figürleri ile süs parçaları tapınağın olduğu noktada daha erken bir kutsal alanın varlığına işaret ediyor. Korint Sitilinde olan tapınak M.S. 2. yüzyıla tarihlenir. Tapınağın İmparator Hadrianus döneminde inşa edildiği sanılır.'' -Ekonomik kriz nedeniyle yarım kalmış Antik kentin güney ve güneybatı kenarlarında yivleri hiç açılmamış üç sütunun yer aldığına işaret eden Kızıl, bunun tapınağın hiç bir zaman bitirilmemiş olduğuna kanıt olarak gösterilebileceğini kaydetti. İnsanlık tarihinin her döneminde ekonomik sorunların yaşandığına dikkati çeken Abuzer Kızıl, ''Kentteki mimari bloklar taş ocağından kabaca şekillendirilmiş olarak kente getiriliyor ve burada son şekli veriliyor. Gerek agorada, gerek tapınakta, gerek Nekropol alanında bazen yarım kalmış işçiliklere sahip bloklar görüyoruz. Bu, büyük ihtimalle o dönemde yaşanan ekonomik durumla doğrudan ilgili. O dönemde de muhtemelen parasal sıkıntılar bazı çalışmaların yarım kalmasına sebep olmuş. Yani ekonomik krizler hemen hemen insanlık tarihinin her döneminde söz konusu. Bir şekilde insanlar bundan etkileniyor'' dedi. -Antik kentin haritası çıkartılıyor Tiyatro ile bugünkü karayolu arasında Stoa ve onun çevrelediği Agora'dan parçalar bulunduğunu söyleyen Kızıl, şöyle devam etti: ''Kentin Agora kısmında da önemli çalışmalar yürütüyoruz. Agora'da çok ciddi bir temizlik çalışması yaptık. Alanda bulunan mevcut mimari kalıntılar artık rahatlıkla algılanabiliyor. Biz artık Agora'nın hangi düzende olduğunu, sütun ve üst yapı elemanlarını tanımlayabiliyoruz. Bununla belki ileri ki yıllarda resipsiyon çalışması yapılabilir. Burada bulunan bazı sütunları rahatlıkla yerlerine koyabileceğiz. Bizim amacımız eserleri sadece ortaya çıkarıp bırakmak değil, elimizden geldiğince restorasyona yönelik orijinal konumlarını tespit ederek az bir müdahale ile eserleri bulunduğu yerde sergilemek. Tiyatroda sadece bir kaç basamağın ön yüzleri görülebiliyordu. Biz tiyatronun var olan basamaklarını ortaya çıkardık. Orkestra kısmını temizledik ve burada böyle bir tiyatro da varmış dedirtecek düzeye getirdik. İleri ki yıllarda orkestra alanında kazılar yapacağız. İnşallah sahne binası ve orkestra ile ilgili de önemli ip uçları ortaya çıkar.'' Euromos Antik Kenti'nin Topoğrafik Planı'nı çıkardıklarını da bildiren Kızıl, bölgede harita ekibinin çalıştığını kaydetti. Bazı noktalarda jeofizik taramalar yapıldığını anlatan Kızıl, bu çalışmanın büyük önem taşıdığını söyledi. Kızıl, ''Artık neyin nerede olduğunu harita üzerinde rahatlıkla görebileceğiz. Ayrıca kamulaştırma çalışmaları için de bu harita çok önemli. Yaptığımız çalışmalarda kentin ovada da geniş bir alana yayılmış olduğunu görüyoruz. Gerek yüzeydeki seramik parçalarından, gerek duvarlarda bulunan mimari parçalardan kentin görünenden daha geniş bir alana yayılmış olduğunu söyleyebiliriz. Surların dışına taşan bir kent söz konusu'' diye konuştu. Muğla Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç Dr. Abuzer Kızıl, çalışmaları 25 kişilik bir ekiple yürüttüklerini sözlerine ekledi.