Gündem

İnsan Hakları Komisyonu 'acı'nın haritasını çıkarıyor

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, teröre kurban giden hayatlar ve bu hayatların geride bıraktığı...

28 Kasım 2011 02:00


Hülya Karabağlı T24/ Ankara


TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, teröre kurban giden hayatlar ve bu hayatların geride bıraktığı acılarla ilgili çalışmasını bir yılda tamamlayacak. Komisyon başkanvekili Prof. Naci Bostancı başkanlığında çalışmalarını sürdüren komisyon, acının haritasını son 30 yıl örneklemesine göre yapacak. 1980’lerde, 1990 ve 2000’lerde teröre yakınlarını kurban veren ailelerle derin acı ve bıraktığı iz konuşulacak. Politik yansımasının fotoğrafı çekilecek.


‘Roman yazıyor olabilirlerdi’

Prof. Naci Bostancı, T24’e ‘Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesi” komisyonunun çalışmalarını değerlendirdi.

“Terör ortamı olmasaydı farklı bir tarihsellik yaşanacaktı” diyen Bostancı, “Belki bugün, mastır, doktora yapacaktı. Köprü, yol yapacaktı. Roman yazacaktı”. İnsanların 20’li yaşlardaki tercihleri ile 40’lı yaşlardaki yaklaşımlarının bambaşka olduğunu söyleyen Bostancı, “ 40’lı yaşlarda yolunu değiştirebiliyor. Dünyayı yeniden okuyacaklardı. 20’li yaşlardaki tercihleri hayatlarını söndürdü”


‘Dün öfkeli olanlar bugün nasıl bakıyorlar’

Teröre yakınlarını veren ailelerle görüşmelerin çok önemli olduğunu anlatan Bostancı, “1980’lerde çok trajik durumlarla karşılaşmış aileler aradan geçen 20 ve 25 yıl geçtikten sonra bu olaya nasıl bakıyorlar. 10 ya da 15 yıl sonra bugün nasıl bakıyorlar. Dün öfkeli olanlar bunca yaşanandan sonra bambaşka mı bakıyor? Halen o öfkenin safında mı yer alıyor. Öfke, kızgınlık politik sonuçlar doğuran duygular."


‘Kürt meselesi Türkiye’nin sorunu’


“Bu olayların bir tarihi varsa acılarında var” diyen Bostancı, komisyon olarak  bu konuda yazan herkesi dinleyeceklerini söyledi. Bostancı, “Kürt meselesi denildiğinde akla bölge sorunu gibi geliyor ama sorun herkesle ilişkili. Türkiye’nin neresine giderseniz gidin orada bayrak çekili mezarlar varsa kasaba ve köylerde bu artık Kürt meselesinin Türkiye’nin meselesi olduğunu gösteriyor."


‘Bu toprağa düşmüş herkes’

İlgi alanlarının dar bir çerçeve ile sınırlı olmadığını anlatan Bostancı, “Bizim aradığımız, şehitlerimiz, siviller, polis, asker, öğretmenlerimiz. Bana göre, terörün kurbanı olmuş o dağdaki çocuklar. Onlarda bizim ilgilendiğimiz alanımızı oluşturuyor. Bu topraklara düşmüş herkes bizim alanımız."


‘Mayınlı bir arazi’

Kürt ailelerinin içine kapanık yapısı nedeniyle diyalog kurmanın zor olabileceğine Bostancı, “Problemin kendisi zor. İçine girdiğimiz alan mayınlı bir arazi. İnsanların hazır reflekslerinin olduğu bir alan. Ama biz bir el uzatıyorsak, bu ülkenin insanları bunu makul karşılayacak."