T24 - Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Selim Kuneralp'in eşi Gamze Kuneralp'e İngiltere vizesi vermediği ortaya çıktı. Olayı köşesinde anlatan Zaman gazetesi yazarı Şahin Alpay, Britanya'nın Brüksel elçiliğinin Konuralp'e, eşinin Paris'e gidip "biyometrik" bilgi vermeksizin vize almasının mümkün olmadığını söylediğini yazdı.
Geçtiğimiz günlerde Euobserver'e konuşan Kuneralp'in “AB, Türkiye üzerindeki etki gücünü kaybetti" açıklaması tepki çekmiş, Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle’nin “Türkiye’nin zorlu bir aşamaya gelen müzakerelerde belirgin ilerleme sağlamasının taahhütlerinin ve kriterlerin gereklerini yerine getirmekten geçiyor” şeklinde açıklama yapmasına neden olmuştu.
Alpay'ın "Britanya, Büyükelçi Kuneralp'in eşine vize vermedi" başlığı ile yayımlanan bugünkü (23 Haziran 2011) yazısı şöyle:
AB üyelerinin, ülkelerini ziyaret etmek isteyen Türkiye yurttaşlarına vize sürecinde çıkardıkları güçlükler ve yaptıkları eziyet, akıl ve mantık sınırlarını aşıp skandal boyutuna varmış bulunuyor.
Bunun en çarpıcı örneği hakkında geçen hafta Brüksel'de, AB nezdinde daimi temsilcimiz Büyükelçi Selim Kuneralp'i ziyaretim sırasında bilgi sahibi oldum. İnanılması güç olay şu: Kuneralp, kuzeni Londra Belediye Başkanı Boris Johnson ile aile köklerinin bulunduğu Ankara'nın Kalfat kasabası belediye başkanı arasında 4 Mayıs'ta gerçekleşecek buluşmaya davetlidir. Brüksel'de Britanya'nın geçen aralık ayından beri vize veren bir temsilciliği kalmadığı için Büyükelçi ile eşi Gamze Kuneralp, Paris'teki Britanya Başkonsolosluğu'na başvuruda bulunurlar. Kuneralp başvuruya, Britanya'ya resmi amaçla gideceğini, eşinin de kendisiyle geleceğini belirten bir mektubu da ekler.
Yanıt ne olur biliyor musunuz? Gamze Kuneralp'in vize başvurusu, şahsen başvurmak zorunda olduğu, üstelik kendisine resmî vize verilemeyeceği gerekçesiyle derhal reddedilir ve pasaportu postayla iade olunur. Büyükelçi'nin pasaportu ise, on gün bekletildikten sonra, sadece 6 ay süreli bir vizeyle geri gelir. Bunun üzerine Kuneralp'in Britanya'nın AB nezdinde daimi temsilcisi Büyükelçi Kim Darroch'a gönderdiği mektuptan aktarıyorum:
"Birleşik Krallık benim ve eşim gibi diplomatik pasaport sahiplerine vize şartı getiren Avrupa'daki tek ülke ve bütün dünyadaki çok az sayıda ülkeden biri olduğu halde, doğaldır ki yetkililerinizin Türkiye yurttaşlarına vize zorunluluğu getirme hakkını sorgulayamam. Ancak Brüksel'deki Britanya makamlarının yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle, vize almak isteyenlerin Paris'e şahsen gitmeleri gereğini anlamakta güçlük çekiyorum. Brüksel, kıyıda köşede kalmış bir kent sayılmaz ve burada Britanya'ya seyahat güçlüğü çeken her milletten binlerce insan olmalı... Ne mutlu ki, Avrupa'da ziyaretçilere karşı çok daha konuksever politikaları olan ülkeler mevcut. Eşim ve ben Paskalya tatilini Paris'te geçirdik ve her anından büyük keyif aldık. Anladığım kadarıyla, Britanya'ya gitmek için Paris'te vize başvurusu yapmak gibi pahalı ve külfetli bir eziyete katlanamayacağımız için, Brüksel'de görevli olduğum sürece, çocukluğumun ve erken gençliğimin birçok mutlu yılını geçirdiğim Londra'yı ziyaret etme zevkinden yoksun kalacağız. Karşı karşıya kaldığımız bu güçlüğü, kayda geçmesi için, Ankara'daki yetkililerimize ve Belçika Büyükelçiliğimize bildiriyorum."
Bunun üzerine Britanya'nın Belçika Büyükelçisi Jonathan Brenton, Kuneralp'e üzüntülerini bildiren çok nazik bir cevap yazıyor. Ne var ki, mevcut koşullarda kendisine 6 aydan fazla süreli vize verilmesinin, eşinin de Paris'e gidip "biyometrik" bilgi vermeksizin vize almasının mümkün olmadığını tekrarlıyor.
Bilindiği üzere AB'nin Batı Balkan ülkeleri yurttaşlarından vize zorunluluğunu kaldırmasından sonra Ankara, Türkiye yurttaşları için de benzer bir uygulama talep etti. Bu amaçla biyometrik pasaport uygulamasına geçildi; ortak sınır denetimi için görüşmeler yapıldı; Ankara AB'ye vizesiz/kaçak geçenleri iade anlaşmasını imzalamayı da taahhüt etti. AB iade anlaşmasının uygulamasını görmeden vizeyi kaldırmayı reddedince, konu donduruldu. AB Komisyonu yetkilileri, iş adamları, akademisyenler, gazeteciler gibi meslek gruplarına vize kolaylığı sağlanması için hazırlık yapıldığından söz ediyor. Ancak bu hazırlık bir yıldır devam etmekte.
Vize uygulamasında çıkarılan zorlukların, Türkiye yurttaşlarını çoktan "AB'nin ne şekeri, ne de yüzü!" deme noktasına getirdiğini bilmem söylemeye gerek var mı? Aynı hissi ben de taşıyorum. Davet edilmedikçe hiç bir AB ülkesine gitmiyorum. Davet edildikleri halde vize verilmeyen akademisyen meslektaşlar dahi tanıyorum. Türkiye hükümeti, meşru bir engel olmadığı sürece yurttaşlarına AB vizesi verilmesini sağlayacak önlemleri düşünmeli ve uygulamaya koymalı.