Yaşam

İnce dokunuşlar

Çengelköy'deki bu tarihi evde doğal taşların zerafetine ahşabın dinginliği eşlik ediyor.

16 Eylül 2008 03:00

Semtin tarih kokan dokusundan miras, işinin ehli eski zaman ustalarının ve zanaatkârların elinden çıkan ahşap dokunuşlar, sanatla zanaat arasındaki ince çizgiyi ön plana çıkarıyor 

Çengelköy’de yer alan bu ikinci derece tarihi evde, Sibel Niksarlı kızı ve üç köpeğiyle birlikte yaşıyor. İç mimar Ayşe Toydemir ve inşaat mühendisi Fatih Kağnıcıoğlu bu evde Provence tarzı hayata geçirirken, malzeme seçiminde ise ahşabı ön planda tutmuşlar.

Öncelikle evin dış cephesi bordoya boyanmış. Bahçe kapısı, evin orta katına açılıyor. Merdivenlerden ise geniş bir terasla çevrelenmiş havuzun bulunduğu kata ulaşılıyor.

Daha önceden yapılmış kameriye ve havuz, olduğu gibi muhafaza edilmiş. Terasın zeminine kayrak taşı döşenmiş; burada grilerin içinden yansıyan turuncular göz alıyor. Terasta kullanılan masa ve sehpa, evin içindeki ahşap işlerin habercisi…

Kestane ahşabından mobilyaları, Kont Kardeşler zımpara dahi yapmadan sadece tazyikli su ile yıkayarak ve üzerine balmumu sürerek üretmişler. Bu katta salon, mutfak ve misafir tuvaleti yer alıyor. Zeminine çam döşenmiş salon ev sahibinin sevdiği Provence tarzında. Ahşap avizelerin tümü mimarın tasarımı…

Üzerine karışık taşlar döşenmiş duvarda kış günlerinde sık sık kullanılan büyük bir şömine yer alıyor. Salonun havuza bakan diğer bölümü ise yemek odası olarak düşünülmüş.

Salondan ve terastan girilen mutfak kendi başına bir yaşama alanı. Evin orijinal cam kulesinin altına gelen bölüme bir çalışma alanı tasarlanmış. Bol ışıklı bu bölümdeki askılık sistemi ahşap…

Kapriel Usta’nın elinden çıkma askılığa, ocağın özelliğinden dolayı mutfakta sık kullanılan bakır tencere ve tavalar asılmış. Seramik sanatçısı Meliha Coşkun’un elle yaptığı seramiklerle kaplı duvarın önüne ocak yerleştirilmiş. Eski kuzine mantığıyla üretilmiş, üç fırını ve üstte iki ocağı bulunan döküm demirden ocağın açma kapama düğmesi yok. Ocağın üstündeki davlumbaz ve tezgâh da kestane ağacından…

Mutfakta havuz manzaralı bölüme yemek masası konulmuş. Açık raf tabaklık olarak kullanılıyor. İkinci kat evin genç kızına ait. Bu katta yatak odası, giyinme odası ve banyo bulunuyor. Salondan bu kata çıkılan merdivenler sarıya boyanmış. Açık renklerin üstüne birkaç farklı ton gelişigüzel boyanarak efekt yaratılmış.

Bu katta kullanıcının isteği doğrultusunda evin genel çizgisinden farklı bir dekorasyon anlayışı gözetilmiş ve mavi-beyaz bir ortam yaratılmış. Yatak odasındaki kapı, yatak, komodin ve dolaplar beyaz lâke. Zemine beyaz ahşap döşenmiş, duvarlar maviye boyanmış.   

En üst katta ev sahibinin yatak odası ve banyo yer alıyor. Bu kata çıkılan merdivenlerde bu kez pembe bir efekt yaratılmış. Meşe gardırop odadaki uzun koridor boyunca devam ediyor. Zemini çam döşeli odada yatak başının arkasındaki duvar iki ton daha koyu renk. Tavana duvar renginin bir ton açığı uygulanmış.

Yatak 35 cm.lik ahşap bir bazanın üzerine yerleştirilerek yer yatağı-karyola arası bir etki sağlanmış. Demir sandık, sehpa ve askılık ahşabı hafişetiyor. Odadan açılan banyoda Fransız tarzı ayaklı küvet yer alıyor. Duş bölümüne kayrak taşı döşenmiş. Lavabo tezgâhı ve raşar eski meşeden üretilmiş.

Evin bahçeyle hemzemin en alt katında ise kapalı bir yüzme havuzu, çeşitli spor aletlerinin olduğ u bir salon, misafir bölümü ve hizmetlilerin kaldığı bir yaşama alanı bulunuyor. Bahçedeki elma, erik, vişne, yenidünya gibi meyveler ev sahibesinin yaptığı nefis pastalara malzeme oluyor. Bahçe evin üç köpeğinin birbirlerini görmeden koşturabilecekleri kadar geniş…   

Künye:  

Ev sahibi: Sibel Niksarlı.  

Mimar: İç mimar Ayşe Toydemir.  

Mühendis: İnşaat mühendisi Fatih Kağnıcıoğlu.  

Eşyalar: Özel üretim.