Gündem

'İlerleme Raporu'na iki 'G' girecek: Gezi ve Gazeteciler'

Finlandiya Dışişleri Bakanı Tuomioja: Basın özgürlüğü konusunda Türkiye’de ne kadar ilerleme sağlandı emin değilim. Sanki sorun daha da büyümüş gibi gözüküyor

20 Eylül 2013 20:27

Cumhuriyet gazetesi yazarı Utku Çakırözer, Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja ile Gezi Parkı protestoları ve Türkiye'deki basın özgürlüğü üzerine konuştu. Çakırözer'in İlerleme Raporu'nda Gezi ve gazetecilerin yer alıp almayacağı sorusuna Finlandiya Dışişleri Bakanı Tuomioja, "Basın özgürlüğü, toplanma ve gösteri özgürlüğü. Bu alanlarda yaşananlar ekimdeki İlerleme Raporu’nda çok yakından izlenecektir. Tabii Türk hükümeti atacağı adımlarla raporu etkileyebilir " şeklinde cevap verdi.

Utku çakırözer'in "İlerleme Raporu'na iki 'G' girecek: Gezi ve Gazeteciler" başlığıyla yayımlanan (20 Eylül 2013) yazısı şöyle:

 

'İlerleme Raporu'na iki 'G' girecek: Gezi ve Gazeteciler'

 

Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja Türkiye’nin AB yolculuğunun son 12 yılını yakından bilen isimlerin başında gelir. 2000-2007 arası Dışişleri Bakanlığı yaptıktan sonra 4 yıl Fin Parlamentosu’nun AB Komitesi’ne başkanlık etti. 2011’den bu yana da eski koltuğu Dışişleri Bakanlığı’na döndü. Önceki gün kısa bir ziyaret için Türkiye’ye gelen Finli siyasetçi ile AB’nin kuzey ucu olan Helsinki’den Gezi Parkı protestolarının nasıl göründüğünü konuştuk. Tuomioja’nın öne çıkan mesajları şöyle:

 

‘Gezi’ye müdahaleden kaygı duyduk’

 

- Türkiye’de hükümete karşı protestolar ve bunlara hükümetin reaksiyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Oldukça kaygıyla baktık. Bu kaygımızı hükümetinize de ilettik. Zaten AB de iletti. Verilen yanıt bu iddiaların ciddiye alındığı, araştırıldığı şeklindeydi. Hatta iktidar partisi içinde bile bu konuda hazırlanmış bir rapor (AKP’li İdris Bal’ın Gezi Parkı Raporu’nu cebinden çıkarıp göstererek...) bile var. Bu tür gelişmeleri olumlu bir işaret olarak görmüyoruz.

 

‘Polise bağımsız denetim lazım’

 

- Polisin uyguladığı orantısız şiddet Avrupa’dan nasıl görülüyor?
- Polis her yerde bağımsız denetim altında tutulmalıdır. Eğer polis gücünün yanlış kullanıldığı iddiası varsa, bu mutlaka bağımsız olarak soruşturulmalıdır. Eğer net ihlaller, aykırılıklar tespit edilirse de hukuk devletinin gereği olarak o polisler hakkında yargı süreçleri başlatılmalıdır.

 

Bana da ‘komplo’ dediler

 

- Hükümet protestoları ‘iç ve dış komplo’ olarak değerlendiriyor.
- Evet bu tezi hükümetinizden ben de duydum. Ben genelde komplo teorileri konusunda şüpheci ve kaygılıyımdır. Bir karara varabilmek için açık ve şeffaf kanıtların gösterilmesi lazım. Ancak bu şekilde bir sonuca varılabilir. Bu doğru bile olsa yani bazı aşırı unsurlar barışçı, demokratik gösterileri fırsat bilmişse şu yapılmalı: Yasal gösteriler ile bunu farklı amaçları için kullanmak isteyen şiddet yanlıları mutlaka birbirinden ayrılmalıdır. Tabii ki şiddet yanlıları kınanmalıdır. Ama diğer yandan bu, yasal göstericileri bastırmak için gerekçe olarak kullanılmamalıdır.

 

‘Gezi ve gazeteciler rapora girecek’

 

- İlerleme Raporu’nda bu konular yer alacak mı?
- Basın özgürlüğü, toplanma ve gösteri özgürlüğü. Bu alanlarda yaşananlar ekimdeki İlerleme Raporu’nda çok yakından izlenecektir. Tabii Türk hükümeti atacağı adımlarla raporu etkileyebilir.
- İnsan hakları konusunda AKP’nin ilk yılları ile bugünü karşılaştırır mısınız?
- Genel olarak yasalar oldukça iyileşti ama uygulama önemli. Örneğin kadın-erkek eşitliği konusunda yasal çerçeve var ama uyumda sıkıntılar sürüyor. Sadece merkezi hükümetin yasa çıkarması yetmez bürokrasi ve yerel yönetimlerin buna uymaları da lazım.

 

‘AB Türkiye için adım atmalı’

 

- Geri gidildiğini düşündüğünüz alanlar var mı?
- Basın özgürlüğü konusunda Türkiye’de ne kadar ilerleme sağlandı emin değilim. Sanki sorun daha da büyümüş gibi gözüküyor. Bu konu hem Finlandiya hem de AB içinde çok yakından takip ediliyor.
- Türkiye’nin AB üyeliği için kim daha isteksiz?
- İkisi de. Her iki taraf da iştahını yitirmiş durumda. AB içinden Türkiye’ye karışık mesajlar veriliyor. AB içindeki bazı ülkelerin tavrı nedeniyle Türkiye’de hayal kırıklığı giderek artıyor. Bu algının değişmesi için AB içinde yapmamız gerekenler de var. Finlandiya olarak bizim desteğimiz sürüyor. Arzu edilirse, eşleşme projeleri yoluyla deneyimlerimizi de paylaşmak isteriz.

 

Avrupa’nın ‘Suriye’ beklentisi

 

Fin Dışişleri Bakanı, Ankara temaslarında Suriye konusunu da ele aldı. Özelde Avrupa genelde dünyanın Suriye konusunda Ankara’dan beklentisini şu sözlerle dile getirdi: “Biz sorunun askeri yollarla çözülebileceğine inanmıyoruz. O yüzden taraflara silah verilmesine karşıyız. Kimyasal silahların kontrolü konusunda yapılacak uluslararası işbirliğinin de Cenevre-2 Konferansı’na gidişi sağlamalıdır. Türkiye’nin Esad muhalifleriyle ilişkileri çok iyi. Sizden büyük beklentimiz, onları Cenevre-2 Konferansı’na katılmaya ikna etmenizdir.”