"Bu seçim belediye başkanı olsanız, İstanbul’a neler yapardınız?" sorusuna "Nüfusu beş milyon kalırdı." cevabını veren tarih profesörü İlber Ortaylı'yla Türkiye gecelerinin eğlence alışkanlıkları üzerine bir sohbet.
İlber Ortaylı'yla İstanbul'un popüler mekanlarını sabahın ilk ışıklarına kadar gezen ve sohbette bulunan Savaş Özbey'in Hürriyet'te çıkan röportajı şöyle:
"Tarihi gece" diye buna derim: Profesör İlber Ortaylı’yla İstanbul’un en popüler mekânlarını teftişe çıktık; Bebek Lucca’da başlayan akşam, Maçka Cahide’den sonra Asmalımescit Ece’de sabahın ilk saatlerine kadar devam etti.
Ben askerden geldikten sonra biraz çok çıktım sağa sola. O zaman meyhane kültürü vardı tabii. Bir tek şeye dikkat ederdim: Karıştırmamaya. Yoksa ayakların uzayıverir. Ayakların uzamasını bilir misin? Kafan iyi olur yani. Hiç hazzetmem öyle insandan.
Valla tuhaf bir şekilde insanlar çok yakın ilişkiye girmeye başladılar. Benim çağımda evlilik öncesi ilişki falan çok tabuydu. Bugün artık kural haline geldi neredeyse. Ama romantikler mi, değiller mi, orasını bilemem.
MİNİ RÖPORTAJ - 1
Hocam siz gençken çapkın biri miydiniz?
- Çapkınlık mı? Kim bilir, tabii, hayatımda bir şeyler oldu. Aşk adamı önce vezir, sonra rezil eder...
Bu işlerde üzülmeden durmanın yolu yok mu?
- Hiçbir yerde duramazsın kardeşim. İnsanoğlunun yazgısıdır, onlarsız yaşayamazsın. O, olur o.
Hocam içim karardı...
- O işlere girersin, çıkarsın. Merdivenleri öyle çıkarsın, sonunda da bakarsın semaya ağlayarak...
Bunlar güzel bak bunlar. Karışık burası. Alaturka tipler de var, mafya bakışlı delikanlılar da. Kız grupları kınada azıyorlar işte tam onlara göre... Lübnanlılar çok sever böyle yerlerde göbek atmayı... Bu Çapalar hep işletmeci... O kız da (Ceylan Çapa) o yakışıklı oğlanla (Burak Özçivit) bana müzeye gelmişlerdi. Eh işte mekâncı aileye kebapçı damat! (Bali Bey Dönercisi) Yakışır...
Sosyetesi de orta sınıfı da okumaz Türklerin... Türkiye’de sosyete oluşmuyor. Eğitime önem vermiyorlar, okumuyorlar. Sathiler (yüzeyseller). Bir de beni boyuna yemeğe falan çağırmaya çalışıyorlar, sıkılıyorum.
MİNİ RÖPORTAJ - 2
Hocam selfie yapıyor musunuz?
- Selbi ne be?
Selfie Hocam selfie kendinizi çekip koyuyorsunuz ya...
- Bak neler de biliyor!
Ben sıkılırdım ama solcu meyhanesinden, alaturka zevzeklik... Yani ben Türk müziği, oturur bir saat güzel bir konser dinlerim. Ama öyle gideceğim, bet sesimle söyleyeceğim, hadi ya, iğrenç bir şey... Bir ara TKP’liler her meyhanede alaturka söylemeye başladılar. Tabii canım o Nabi Yağcı “Alaturkayı severim, o bizde bilmem nedir” dedi; vay sen misin diyen! Bunların hepsi dünden hazırmış. Başladılar her yerde... Kardeşim meyhaneye gidiyorsun. Babanın yeri değil ki yani, umuma açık bir yer. Biz mecbur muyuz sizi dinlemeye?
Eğlenmeyi bilen bir millet olduğumuzu zannetmiyorum. Mesela Frenkler bilir... İngilizler bilir kendi çapında. Rumlar da bilir. Bir kere şekerim adamlar oynamayı biliyor. Bir yere gidiyorsun mesela o Meis Adası... Oranın jandarma komutanından başla, gelen ayak takımına kadar... Herkes sirtaki oynuyor ve ciddi de oynuyor, öyle uyduruk değil. Söylüyor, içiyor mesela cıvıtmıyor... Böyle bir millet yani... Biliyor eğlenmeyi, sen bilmiyorsun!
Gezi olaylarında geldim parka. Gaz yemedim, dikkat ettim çünkü onu yiyemem. Az bir şey Murat’ın (Bardakçı) programına gitmiştim Habertürk’ün binasına, orada yedim. Ama sonra geçti o, binanın içinden çıktı.
Biz Ece’yle (Aksoy) İtalya turu falan yaparız. Derse gidiyorum oraya üniversiteye. Ferzan da (Özpetek) Lecce’de çalışıyor, benim gittiğim mevsimde. Bu da geliyor. Mutfakları çok iyi tetkik eder. İyi bir arkadaştır. Verdi galasına gittik. Asabidir ama bilgilidir...
MİNİ RÖPORTAJ - 3
Bu seçim belediye başkanı olsanız, İstanbul’a neler yapardınız?
- Nüfusu beş milyon kalırdı.