Yaşam

İlahiyatçı vekilden köylülere şaraphane

Şaraphane kurmak için harekete geçen Mursallı köylülerinin yardımına, AKP’nin ilahiyatçı kökenli Tekirdağ Milletvekili Taylan koştu.

10 Ekim 2009 03:00

Özel şarap üreticilerine çok ucuza giden üzümlerini değerlendirmek amacıyla kendi “şaraphane”lerini kurmak için harekete geçen Şarköy’e bağlı Mursallı köylülerinin yardımına, AKP’nin ilahiyatçı kökenli Tekirdağ Milletvekili Necip Taylan koştu.



Taylan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na bağlı TEDGEM’den 250 bin lira hibe, Çevre ve Orman Bakanlığı’na bağlı ORKÖY’den de 350 bin lira ucuz kredi sağladı. Hürriyet gazetesinin haberine göre, şaraphanelerini kuran köylüler, “Mursallı” markasıyla satacakları şarabın deneme üretimine başladı.


Tek çıkış yolu

Mursallı Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Habil Akgün, “Tek geçim kaynağımız üzümden eskiden iyi para alıyorduk. Ama özel şirketler bizi ezdi. Bir liraya sattığımız üzümün fiyatını 25 kuruşa kadar düşürdüler. Biz de tek çıkış yolu olarak bunu gördük” dedi. Taylan’ın katkısını, “Hepsi Necip Hoca sayesinde oldu, sağolsun” sözleriyle anlatan Akgün, şunları söyledi: “Bu yıl deneme üretimine başladık. 100 ton şarap ürettik. Tescil ettirdiğimiz Mursallı markasıyla yakında şaraplarımızı satışa sunacağız. Pazar bulmakta sıkıntı çekeceğimizi sanmıyoruz. Hatta, toplu alım talepleri geldi, ama biz şarabımızı şişeleyip kendimiz satacağız. Çevre köylerden de alım yaparak kapasitemizi daha da arttırmayı, burayı da bir ‘üzüm üreticileri birliği’ne dönüştürmeyi planlıyoruz. İleride buranın bölgenin en modern, en büyük, en iyi şarap fabrikası olacağına inanıyoruz.”


'Biri bana içki içeyim mi? dese içme derim'

Mursallı köylülerine, “Bize sofu derler ama bakın demek ki şaraba bile destek verebiliyoruz” diye takılan AKP’li Taylan da, ilahiyatçı olduğunu, ancak konuya bu açıdan değil, siyasetçi olduğu için “vicdanen” baktığını söyledi. Taylan şöyle dedi: “Biri gelip bana, ‘içki içeyim mi’ derse, ‘içme’ derim, ama bir şey söylemezse ben kimseye bu konuda bir şey sormam, söylemem. Bir süre once, 20 dönümlük arazisinde üzüm yetiştiren bir üretici bana geldi. ‘Hocam, üzümünü şaraphaneye verme günah diyorlar, ben ne yapayım’ dedi. Ona şunu söyledim. ‘Ben fetva veremem, fetva istiyorsan müftüye, olmadı Ankara’da Diyanet’e git. Çünkü ben siyasetçiyim, ben bu olaya vicdanen bakarım. Kendisine, ‘bu senin geçim kaynağın, İstediğin gibi değerlendir’ dedim.”