20 Aralık 2015 18:36
Ankara'da 102 kişinin hayatını kaybettiği katliamı gerçekleştiren IŞİD'li 2 canlı bombayı, kente getirdiği için aranan Halil İbrahim Durgun, Gaziantep'te hücre evine düzenlenen operasyonda üzerindeki bombaları patlatıp parçalandı. Patlamada evde bulunan Esin Durgun “Eşimin ilişkilerini deşifre etmek istedim” dedi. Durgun, ifadesinde eşinin Ankara katliamının ardından kendisine "Yapmak zorundaydım" dediğini söyledi.
Doğan Haber Ajansı’ndan Hasan Kırmızıtaş’ın haberine göre, Terör örgütü IŞİD ile bağlantısı olmadığını ve örgüt üyelerinin kendisine spor giyinip, televizyon izlediği için 'müşrik' dediğini söyleyen Esin Durgun, eşinin konuşmalarını deşifre etmek için ses kayıt cihazı almak istediğini, ancak bunu fark eden Halil İbrahim Durgun'un "Bilmen gereken kadarını biliyorsun, fazlasını bilme" dediği için yapamadığını iddia etti.
Gaziantep'te IŞİD mensubu Halil İbrahim Durgun'un ölü ele geçirildiği operasyon sonrası başlatılan soruşturmada gözaltına alınan Esin Durgun ile Hatice Akaltın, 'DEAŞ terör örgütüne üye olmak', Murat Akaltın ile Burak Ormanoğlu ise 'DEAŞ terör örgütüne üye olmak' ve 'Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma' suçundan tutuklanarak cezaevine konuldu.
Operasyondan sonra gözaltına alınan 4 şüpheli Terörle Mücadele Şubesi'nde sorgulamalarının ardından 18 Kasım'da adliyeye sevk edildi. Cumhuriyet Savcısı'na da ifade verdikten sonra nöbetçi mahkemeye sevk edilen Ankara katliamının kilit ismi ve operasyonda kendini patlatan Halil İbrahim Durgun'un 32 yaşındaki eşi Esin Durgun, IŞİD ile bağlantısı olmadığını ileri sürdü. Ankara patlamasından bir gün önce Halil İbrahim Durgun'un eve gelip duş aldığını ve eşofmanlarını giyip İstanbul'a gideceğini söylediğini anlatan Esin Durgun şöyle dedi:
"Acil şekilde eve gelip, duş aldı ve eşofmanını giydi. Sonra bana İstanbul'a gideceğini ve kendisini telefonla sık sık aramamam için tembih etti. Sebebini sorunca da araba kullanacağını söyledi. Ben kendisine sitem ettim ve o gün aramadım. Ankara patlamasından sonra ismi konuşulunca, kendisini patlatan iki bombacıyı Ankara'ya götürdüğünü ve yapmak zorunda olduğunu söyledi."
Patlamadan sonra yaşamını yitirenlerin dava açabileceği ihtimalini göz önünde tutarak otomobilin sattığını ve bu arada kaldığı evlerde ise eşinin gönderdiği not kağıtlarıyla haberleştiklerini kaydetti.
IŞİD ile bağlantısının olmadığını farklı düşüncelerinden dolayı örgüt mensuplarının kendisini 'kafir' olarak tanımladığını aktaran Esin Durgun, "DEAŞ'ın terörü ile bağlantım yoktur. Suriye'ye hiç gitmedim, zaten beni sevmezler ve 'müşrik' derler. Çünkü ben televizyon izlerim, biraz spor giyinirim. Çocukları okula göndermeyi desteklemem onlara terstir. Benim onların dilinde tekfir olduğumu yani dinsiz olduğumu söylerler. Ben Türkiye Cumhuriyeti'ni tağut ya da darül harp olarak görmüyorum" dedi.
Ankara patlamasından önce eşinin ilişkilerini deşifre etmek istediğini ve bunun için yaptığı girişimin başarısızlıkla sonuçlandığını ifadelerinde belirten Esin Durgun, "İnternetten ses kayıt cihazı alıp, eşimin eve gelip gidenlerle konuşmalarını kaydetmeyi düşünüyordum. Bu nedenle internetten ne şekilde alacağım konusunda sitelere girdim. Bunu da eşim arama geçmişine bakarak görmüş. Bana çok kızdı, 'Neden böyle yapıyorsun. Bilmen gereken kadarını biliyorsun, fazlasını bilme' demişti. Zaten bu nedenle eşimle evde o gün tartışma yaşamıştık. Serbest bırakılmamı istiyorum" dedi.
Ankara saldırısının ardından tutuklama kararı ile aranırken yakalanan şüphelilerden Metin Akaltın, Halil İbrahim Durgun'un kendisini patlattığı evi olaydan 10 gün önce kiraladığını söyledi.
Ankara'daki saldırıyı gerçekleştiren canlı bombalardan Yunus Emre Alagöz'ü daha önce Karataş bölgesinde İslami dersler aldıkları evde gördüğünü belirten Akaltın, "Yunus Emre Alagöz, Karataş'taki ders evinde Suriyeli bir şahıstan İslami dersler almıştı" dedi.
Patlamanın meydana geldiği evi kiraladıktan sonra taşıma işlerinde Burak Ormanoğlu'nun kendisine yardımcı olduğunu ve yanında kaldığını anlatan Akaltın, tehdit ettiği için Halil İbrahim Durgun'un bir günlüğüne evde kalmasına izin verdiğini belirterek şöyle dedi:
"Halil Durgun, Ebu Hamza isimli kişinin yanında; 'benim çocuklarım rahat etmiyorsa, senin çocukların da rahat edemez' diyerek beni tehdit etti. Ben de bunun üzerine evimizde bir gün kalmasına izin verdim. Perşembe günü eşi, çocuğu ve yanında ağır bir valizle eve geldi. Burak, valizin içerisinde silah gördüğünü söyledi ama beni tehdit ettiği için bir şey yapamadım. Ancak kendisi Suriye'ye geçeceğini söyledi. Ankara olayından dolayı arandığı için çok telaşlıydı. Cuma günü Halil evden gitti. Cumartesi günü evde malzeme bittiği için ben Burak'la markete gittik, eşya aldık ama çıkışta polis bizi yakaladı. Normalde cumartesi günü Halil İbrahim Durgun eve gelmeyecekti, pazar günü gelip eşi ve çocuğunu alıp gidecekti. Eve geldiğinden bizim haberimiz yoktu."
Kendisinin bir tabancası olduğunu onun dışında evde ele geçirilen silah ve patlayıcılarla ilgisinin bulunmadığını da ileri süren Metin Akaltın, 'hicret' etmesi için kendisine teklif geldiğini, bunu kabul etmediğini, ancak davet üzerine gittiği Suriye'de bir hafta kadar kaldığını anlattı. Akaltın, şöyle dedi:
"Benim fikrimin değişmesi için yapılan davet üzerine gittiğim Suriye'de kasaba, köy gibi bir yerde 7-8 gün kaldım. Bu süreçte silahlı eğitim almadım, çatışmaya girmedim, nöbet tutmadım. DEAŞ'ın yapısı, lider kadrosu, ne tür faaliyetler yaptığı konusunda eğitim almadım. İslami konularda dersler yapılıyordu, onlara katıldım. Suçlamaları kabul etmiyorum ve serbest bırakılmayı istiyorum."
Operasyonda gözaltına alınan Burak Ormanoğlu ise Ankara katliamının kilit ismi Halil İbrahim Durgun'un eve getirdiği valizde silah gördüğünü, buna itiraz edince "Burayı havaya uçururum" diyerek tehdidinde bulunduğunu belirttiği ifadesinde şöyle dedi:
"Halil İbrahim Durgun ile ailesinin Suriye'ye geçmek için Ebu Hamza isimli kişiden haber beklediğini biliyorduk. Kendisi ile birlikte arandığımız için, evde kalma konusunda bizi tehdit etmişti. Eve getirmiş olduğu valizi 5'inci kata merdivenlerden birlikte çıkardık. Valiz çok ağırdı. Kendisi eve gelince lavaboya girince valize baktım. Elbiselerin altını karıştırınca silahları gördüm ve Metin'e söyledim. Bu sırada kendisi valizi açtığımı gördü ve bana tepki gösterdi. Benim kimlik ve ehliyetimi aldı, 'Dediklerimi yapmazsanız burayı havaya uçururum' dedi."
Ankara olayıyla ilgisi olmadığını ve ismi geçen kişilerin gittiği ve kendisinin ders aldığı evde parmak izi bulunduğu için soruşturmada adı geçtiğini de öne süren Ormanoğlu, geçen yıl Suriye'ye gidip 5 ay boyunca Halep bölgesinde kaldığını ancak silah eğitimi almadığını ve serbest bırakılmayı istedi.
Şüphelilerden Murat Akaltın'ın eşi 23 yaşındaki Hatice Akaltın ise evden hiç dışarı çıkmayıp, cep telefonu kullanmadığını ve IŞİD ile bağlantısı olmadığını söyledi. Eşinin alışverişe çıktıktan sonra Halil İbrahim Durgun'un eve geldiğini ve kapının çalmasının ardından çatışma ve patlamanın bir dakika içerisinde gerçekleştiğini anlatan Hatice Akaltın şunları söyledi:
"5 Kasım'da patlamanın olduğu eve taşındık. Olay günü eşim alışveriş için evden çıktı. Saat 21.30 sıralarında çocuklarımla televizyon izlerken kapı çaldı. Daha sonra kapının çalması şiddetlendi. O sırada bir erkek ilk kez gördüğüm Esin ile kızını bizim odamıza bıraktı. Kapıyı kapatırken de bana eliyle sus işareti yaptı. Sonra 30 saniye art arda silah sesleri geldi. Sonra sesler kesildi 15-20 saniye sürmedi büyük bir patlama oldu. Patlamadan sonra biz ve çocuklar şoka girmiştik."
Ankara'da 10 Ekim günü Suruç bombacısı Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün kardeşi Yunus Emre Alagöz ile ismi öğrenilemeyen ikinci IŞİD militanı, Gar Meydanı'nda peş peşe kendilerini patlattı ve 102 kişinin ölümüne yol açtı. Olayı soruşturan güvenlik güçleri kimliğini saptadığı canlı bombaların Ankara'ya otomobille geldiğini belirledi ve araştırmasında canlı bombaların kente Gaziantep'ten geldiğini ortaya çıkardı. Bunun üzerine Gaziantep'te bazı hücre evlerine düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınanlar oldu ve bu kişilerin sorgulamasının ardından IŞİD'e ait hücre evlerinde silah, patlayıcı, intihar yelekleri ile bomba yapımında kullanılan malzemeler ele geçirildi.
Polisin araştırmasında canlı bombaları Ankara'ya götüren ve örgütün kilit ismi ve Gaziantep'teki ikinci adamı olarak bilinen Halil İbrahim Durgun'un da bulunduğu 9 kişiye ulaşılamadı ve haklarında tutuklama kararı verildi.
Polis, hem Durgun hem de Ankara saldırısında ismi geçen şüphelilere ulaşmaya çalışırken, 30 Ekim günü kent merkezinde eylem hazırlığındaki iki IŞİD'liyi takibe aldı. Ancak takibi anlayan ve polislere el bombası atarak kaçmaya çalışan teröristler yakalandı, bu kişilerle bağlantısı olan adreslere yapılan operasyonlarda çok sayıda patlayıcı ve silah ele geçirildi, 7 kişi tutuklandı.
İstanbul'da siyasi bir partinin il başkanlığı ile bir gazeteye yönelik bombalı eylem hazırlığında oldukları ortaya çıkan şüphelilerin sorgulamasında Ankara katliamının aranan isimlerinin de izine ulaşıldı. Polis, hakkında tutuklama kararıyla aranan isimlerden olan Murat Akaltın ile Burak Ormanoğlu'nun kentte yeni bir ev kiraladığını öğrenince, bu yönde çalışma başlattı. Polis, yaptığı araştırmada 14 Kasım günü Akaltın'ın kentin yeni yerleşim alanlarından Beykent Mahallesi'nde 9 katlı apartmanın 5'inci katını kiraladığını belirledi ve burayı takibe aldı.
Polis takibindeki Akaltın ve Ormanoğlu, akşam saatlerinde evden çıktı bir markete alışverişe gitti. Polis, takibe aldığı Ankara saldırısından dolayı aranan 2 şüpheliyi, market çıkışında gözaltına aldı. Sorgulanan 2 şüpheli ifadelerinde Ankara patlamasının kilit isimlerinden Halil İbrahim Durgun'un eşi ile kızının da evde olduğunu ve almaya geleceğini öğrendi.
Bunun üzerine sivil polisler, Akaltın'ın 10 gün önce taşındığı apartmanın çevresinde önlem aldı ve Durgun'un eve gelmesini beklemeye başladı. Durgun'un eve gelmesinin ardından yakın noktada bekleyen terör, istihbarat ve özel harekat polisleri operasyon için düğmeye bastı. 9 katlı apartmanın bulunduğu bölgeyi zırhlı araçlarla ablukaya alan polisler, 5'inci kattaki daireye çıktı ve kapıyı çaldı. Ancak, bölgenin sessiz olması ve araç hareketliliğini fark eden Durgun, bulunduğu salondan kapıyı çalan polislere tüfekle ateş açtı. Polislerin de karşılık vermesinin ardından çıkan çatışmada mermisi biten Durgun, bu sırada üzerinde bulunan bombayı infilak ettirdi. Durgun'un parçalandığı patlamada, dairenin kapısının önünde bulunan ve balkonun çökmesi ile apartmanın önünde bekleyen 5 polis memuru yaralandı.
Evde inceleme yapan polis, camları kırılan odada kendini patlatan Halil İbrahim Durgun'un eşi ve 2 yaşındaki kızı ile daha önce gözaltına alınan şüphelilerden Murat Akaltın'ın eşi Hatice Akaltın ve 2 kızını buldu. Evdeki aramada ayrıca, 1 tüfek, 3 tabanca, 7 TNT kalıbı, 7 bilye ile güçlendirilmiş fünye ile patlatmaya hazır TNT kalıbı, 1 bilyeli TNT kalıbı, 2 ateşleme fitili, 12 bölmeli düzeneği hazır canlı bomba yeleği, 7 el bombası, 455 tabanca mermisi, 150 kalaşnikof silah mermisi, 5 kalaşnikof şarjörü, 1 plastik patlayıcı ile düzenlenmiş bomba düzeneği, 2 top haline getirilmiş çok sayıda elektrikli kapsül, 5 tabanca şarjörü, 18 bin 70 lira ve 9 bin 560 dolar ele geçirildi. Polisin evde bulduğu kadınlar gözaltına alınırken, 3 çocuk ise yakınlarına teslim edildi.
© Tüm hakları saklıdır.