Gündem

İddianamedeki ifadeler: Faili meçhul cinayetleri dönemin hükümeti biliyordu!

90’lı yıllarda işlenen 11 faili meçhul cinayetle ilgili iddianamede, soruşturma kapsamında dinlenen isimlerin çarpıcı ifadeleri ortaya çıktı

04 Ocak 2014 09:49

Arzu Yıldız-Ankara

Ankara TMK. 10. Maddesiyle Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından hazırlanan ve aralarında eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Emekli Yarbay Korkut Eken, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin ile özel harekatçı polislerin de bulunduğu sanıklar hakkında 90’lı yıllarda işlenen 11 faili meçhul cinayetle ilgili iddianamede, soruşturma kapsamında dinlenen isimlerin çarpıcı ifadeleri ortaya çıktı. "Aliço" lakaplı Ali Fevzi Bir, ifadesinde faili meçhul cinayetler ve o dönemde yaşananlara ilişkin olarak 0layların “MİT’in içindeki yapı içinde Mehmet Eymür, emniyetin içindeki yapıda Mehmet Ağar, askerin içindeki yapıda Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'e kadar gittiğini düşündüğünü” öne sürdü.

İddianamede kısa özetler halinde yer alan ifadeler şöyle:

 

'Üst yapı Doğan Güreş’e kadar gider'

 

“Şüpheli Ali Fevzi BİR 09.01.2012 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığın'da (CMK 250.Md.Y.G.) alınan ifadesinde: 'Behçet CANTÜRK’ün öldürülmesi olayı ile ilgili olarak, kendisinin söz konusu faili meçhul cinayetleri işleyen kişilerle bir ilgisinin olmadığını, bu cinayetlerden İstanbul’ da işlenen Behçet CANTÜRK, Savaş BULDAN ve arkadaşlarına ilişkin cinayetleri duyduğunu, kendi tahminine göre bu cinayetlerin sadece özel harekat polislerinin gerçekleştireceği cinayetler olmadığını, bunun içinde daha üst bir yapı olduğunu, gördüğü kadarı ile MİT'in içindeki yapı içinde Mehmet EYMÜR, emniyetin içindeki yapıda Mehmet AĞAR, askerin içindeki yapıda Genelkurmay Başkanı Doğan GÜREŞ’e kadar gittiğini düşündüğünü' belirtmektedir.”

 

'Tarık Ümit’in ofisine asker ve MİT'çiler geldi'

 

“Tanık Doğan ÖZKAN 05.01.2012 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nda alınan ifadesinde; 'Tarık ÜMİT ile ortak dostları olan Av. Şirin BERK aracılığı ile tanıştığını, Tarık ÜMİT'in devlet için çalıştığını belirterek kendisine de devlet için çalışabilirsin, zaten aranıyorsun, bu sayede rahatça gezersin dediğini, bunun üzerine kendisi de Burhaniye’de işlenen bir cinayetten dolayı arandığı için teklifini kabul ettiğini, bunun üzerine Korkut EKEN tarafından özel harekat polislerine eğitim verilen İzmir ili Menteş köyüne gittiğini, burada bir müddet eğitim aldığını ve Tarık ÜMİT’ in yanına gönderildiğini, İstanbul ilinde Tarık ÜMİT’in kendisine Cavit GÜLLEP sahte kimliği ile bir silah verdiğini, silah için belgesi olmadığını ancak kontrollerde yakalandığı zaman Tarık ÜMİT’in işlerini hallettiğini, bu göreve başladıktan sonra PKK ile ilgili PKK’ya yardım eden, teröre destek veren işadamı ve örgütün kasası olan ya da para toplayan kişileri tespit edip Tarık ÜMİT’e bildirdiğini, kendisine okunan Ergenekon soruşturmasında yakalanan Hikmet ÇİÇEK isimli şahsın ikametinde elde dilen 19 sayfalık el yazılı 14.01.1994 tarihli dokümanı kendisinin yazdığını, bu belgeyi Hikmet ÇİÇEK isimli MİT’çi olduğunu bildiği gezeteciye verdiğini çünkü o dönemde özellikle Tarık ÜMİT’ in kaybolmasından sonra hem PKK tarafından, hem de Tarık ÜMİT’i kaçıranlar tarafından tehdit edildiğini, başlarına bir iş gelmesin diye bu mektubu MİT’çi olarak bildiği Hikmet ÇİÇEK’e verdiğini ve kendisini tehdit eden grupları bununla tehdit ettiğini, söz konusu mektupta da belirttiği üzere Behçet CANTÜRK’ ün kaçırılma işini Tarık ÜMİT’in organize ettiğini, tam yerini bilmemekle beraber Behçet CANTÜRK’ü, Tarık ÜMİT'in ekibinin Bağdat Caddesi'nde bir yerden aldıklarını bildiğini, bu bilgiyi Tarık ÜMİT’in İstanbul Cihangir'deki yazıhanesinde Tarık ÜMİT, Nurettin GÜVEN, Muhsin KORMAN, Ömür ÖZÇELİK, Ziya BANDIRMALIOĞLU, Ayhan AKÇA ve Semih isimli şahısların bulunduğu bir ortamda konuştuklarını, kendisi Behçet CANTÜRK’ ün öldürüldüğünü Tarık ÜMİT’in ertesi gün Uzi silahla yazıhaneye gelmesinden anladığını, Behçet CANTÜRK’ü yukarıda isimlerini belirttiği kişilerin Tarık ÜMİT’in yazıhanesinden Behçet CANTÜRK’ü alacaklarını konuştuklarını, Behçet CANTÜRK’ün öldürüldüğünü ertesi gün gazetelerden öğrendiğini, bu haberi ve Tarık ÜMİT’in UZİ silahla geldiğini gördüğü için Behçet CANTÜRK’ü onların öldürdüğünü anladığını, kendisi Behçet CANTÜRK cinayetini Tarık ÜMİT, Nurettin GÜVEN, Muhsin KORMAN, Ömür ÖZÇELİK, Ziya BANDIRMALIOĞLU, Ayhan AKÇA ve Semih isimli şahısların yaptığını bildiğini, ayrıca Tarık ÜMİT’in yazıhanesine bazı sivil giyimli asker ve MİT görevlilerinin de geldiğini, ancak bu şahısların Behçet CANTÜRK cinayetine katılıp katılmadığını bilmediğini' belirtmiştir.”

 

Mecit Baskın cinayetinin nedenini anlattı

 

“Gizli Tanık AYIŞIĞI 02.01.2012 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nda alınan ifadesinde; 'kendisinin Şüpheli Ercan ESOY’u tanıdığını, kendisi ile birlikte oturduğu bir ortamda Altındağ Nüfus Müdürü Mecit BASKIN’ı o dönemde DEP Milletvekili Yaşar KAYA'ya sahte kimlik verdiği için kendisi Oğuz YORULMAZ ve ismini bilmediği üçüncü bir özel harekat polisi tarafından öldürdüklerini anlattığını, ayrıca söz konusu cinayetlerden devletin haberinin olduğunu, kendilerine bir liste verildiğini, ancak isim belirtmemekle birlikte kendi üstlerinin bu cinayetlerden haberinin olduğunu, Behçet CANTÜRK, Tarık ÜMİT ve diğer cinayetleri bildiğini ancak bu olaylar ile ilgili kendisine net bilgi vermediğini 'belirtmektedir.”

 

Cantürk’ü Kocadağ çağırdı

 

“Tanık Atilla YILDIRIM 02.12.2011 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nda alınan ifadesinde; 'kendisinin 1990’lı yıllarda iş takipçiliği yapan bir ofisinin olduğunu, şu anda emekli olduğunu, kendisinin bulunduğu bir ortamda, 1995-1996’lı yıllarda kendisinin samimi olduğu ortamlarda muhabbetler yapıldığını, bu muhabbetlerin birisinde Behçet CANTÜRK’ün evinden ya da işyerinden (Susurluk kazasında ölen Emniyet Müdürü-T24) Hüseyin KOCADAĞ tarafından çağrıldığı, bunun üzerine infaz edildiğini duyduğunu, Hüseyin KOCADAĞ’ın Behçet CANTÜRK ile Diyarbakır’dan tanıştıklarını bildiğini' beyan etmiştir.”

 

'Cinayetlerden hükümet haberdardı'

 

“Tanık Erhan ÖZEN 11.10.2011 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nda alınan ifadesinde; 'kendisinin İstanbul ilinde işlediği yağma suçundan dolayı halen Çorum L tipi cezaevinde hükümlü olduğunu, JİTEM'de  çalıştığını bildiği Yusuf kod isimli şahıs ile tanıştığını, bu şahsın kendisini JİTEM'e aldırdığını, 1997 tarihinden itibaren İstanbul’da JİTEM adına çalışmaya başladığını, 7-8 yıl burada çalıştığını, Yusuf isimli şahısın gerçek ismini tespit edemediğini, çalıştığı bu dönemde Ergenekon soruşturması kapsamındaki sanıklardan Muzaffer TEKİN, Turhan ÇÖMEZ, Veli KÜÇÜK, Levent ERSÖZ gibi şahıslarla tanıştığını, Yusuf isimli şahısın Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN ile çok rahat ve sık ilişki kurabildiğini, talimatlar aldığını, bazı yasadışı işler yaptıkları sırada Yusuf kod isimli şahsın 'eskiden de bu işlerin olduğunu, devletin kendilerini desteklediğini, kendilerinin devlet içinde devlet olduğunu' söylediğini, örnek olarak 1993-1994 tarihleri arasında gerçekleştirilen faili meçhul cinayetlerden kendilerinin bilgisi olduğunu, özellikle İbrahim ŞAHİN, Mehmet AĞAR, Korkut EKEN, Veli KÜÇÜK, yine isimlerini duyduğu özel harekat polisi Ayhan ÇARKIN, Ayhan AKÇA, Oğuz YORULMAZ isimli polislerin cinayetlerin gerçekleşmesine vesile olduklarını, JİTEM ve polislerin bazı faili meçhul cinayetlerde ortak hareket ettiklerini, özellikle Behçet CANTÜRK, Savaş BULDAN gibi Sapanca bölgesinde gerçekleştirilen cinayetlerin özel harekatçılar tarafından yapıldığını, o dönemde gerçekleştirilen cinayetlerden hükümetin haberdar olduğunu söylediğini' beyan etmiştir.”

 

İlgili Haberler