Gündem

İçişleri, Milli Eğitim ve Aile Bakanlıkları ile Diyanet arasında kadına yönelik şiddetle mücadelede iş birliği protokolü

23 Mart 2022 15:38

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ile Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede 2022 Yılı Faaliyet Planı İş birliği Protokolü'nü imzaladı. 3 bakan ile Erbaş, şiddetle mücadele vurgusu yaptı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ile Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 75'inci Yıl Huzurevi'nde düzenlenen 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Yılı Faaliyet Planı Tanıtım Toplantısı'na katıldı. Bakan Yanık, bir ülkenin en temel ihtiyacının huzur ve adaletin tesisi olduğunu, bunu sağlamak için bir arada çalışmayı sürdürdüklerini söyledi.

Bakanlık olarak sosyal adalet ve refahı sağlama noktasında sorumluluk aldıklarını belirten Yanık, "Şiddetle mücadele, bugün tüm dünyanın çalışması gereken en önemli sorunlardan birisidir. Fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet türlerinin yanında artık 'sanal şiddet' diye bir gerçeğimiz var ve sanal şiddet üzerinde de çalışmamız gerekiyor. Bu şiddet türlerinin tümünün yöneldiği en belirgin gruplardan biri; şüphesiz kadınlar. Genel şiddet başlığından ayırdığımız kadına yönelik şiddetle mücadele, değişik yöntemleri ve mücadele biçimlerini gerekli kılıyor. Nitekim, hukuki düzenlemelerden farkındalık çalışmalarına, mağdurun güçlendirilmesinden failin rehabilite edilmesine kadar çok yönlü mücadele biçimleri üzerinde sürekli çalışıyor, stratejilerimizi belirliyoruz" dedi.

"Esas olan kadının değil, mağdurun esası"

Bakan Yanık, 2022 yılı faaliyet planı ile öncelikle mağdurların adalete erişimlerinin güçlenmesi için Adalet Bakanlığı'yla birlikte mağdurların hukuki süreçlerde daha etkin bir şekilde bilgilendirilmelerini sağlayacaklarını söyleyerek, "6284 sayılı kanun kapsamında verilen gizlilik kararlarının etkin uygulanması için gerekli önlemleri alacağız. Yine sağlık tedbirlerinin ve danışmanlık tedbirlerinin de etkin bir şekilde uygulanması için çalışacağız. Biliyorsunuz, 6284 sayılı kanunla mağdur olan kişinin beyanı esas alınmıştır ve sadece tedbir kararlarında mağdurun beyanına göre, tedbir kararı tesisi söz konusudur. Böylelikle şiddet mağdurunun kadın, erkek, genç, yaşlı, engelli ve etnik kimliğinin ne olduğuna bakmadan, şiddet gördüğü failden uzaklaşmasını sağlayarak, can güvenliği riskini en aza indirmiş oluyoruz. En aza indirmenin gayretini göstermiş oluyoruz.

Bu uygulama ile birçok can kaybının yaşanmasının önüne geçtik. Bunu uzaklaştırma kararıyla ilgili verilere baktığımızda görüyoruz. Cinayete kurban giden kadınların son 5 yılın ortalamasında yüzde 81'inin ne yazık ki herhangi bir tedbir kararı olmadığını görüyoruz. 2021 yılında ise bu oran yüzde 88. Bazı kesimlerin iddia ettiği gibi şiddet failinin mağdurdan uzaklaştırılması, tedbir kararının uygulanması şiddeti artırmıyor. Son zamanlarda kamuoyunda böyle bir tartışma var; efendim işte tedbir kararları olmasa insanları evinden, eşinden uzaklaştırmasanız; öfkelenip şiddete başvurmayacak. 2021'de yüzde 88'inde tedbir kararı yok ama cinayet var. Demek ki tedbir kararlarıyla ilgili iddia edilen efsanelerin de çok bir karşılığı yok. Bizim için tek bir can bile çok kıymetli. Buradan tekrar altını çizmek istiyorum; kadının değil; mağdurun beyanı esas olan. Mağdur erkek, genç, yaşlı, engelli herkes olabilir. Böylelikle adaletin sağlanması sürecinde hiç kimsenin hak kaybına uğramadığı bir işleyiş belirledik" diye konuştu.

"Kadın cinayetlerinde yüzde 29 azalış"

Bakan Soylu ise kadına şiddetle mücadelede temel mantığın 'sıfır tolerans' ve 'sıfır şiddet' olduğunu belirterek, "Sadece aile içi ve kadına şiddetle mücadele yapıyor değiliz. Türkiye'de aile ve kadın konusunda bir zihniyet değişimi gerçekleştirdik. Bu konuda kimsenin cesaret edemediği adımlar attık. Kadın Destek Uygulaması (KADES) şu ana kadar 3 milyon 499 bin kadın tarafından indirildi. KADES uygulamamızı bu yıl 5 milyon kadının kullanımına ulaştırmayı hedefliyoruz. Özellikle gizlilik kararlarının mağdurun kamusal hizmetlerden yararlanmasına engel olmamasını sağlayarak, ilgili kurumlar arasında gerekli entegrasyonun hemen sağlanması gerekiyor. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünde bu sabah itibarıyla ilk adım atılmış oldu. Verilen randevular da baş harflerinden ilk iki, soyadlarından ilk iki harfin yer aldığı süreç başlamış oldu. Belediyelerdeki konukevi sayılarının artırılması gerekli. Eğitim verilen personel sayısını 500 bin olarak hedefliyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadelede ortaya koyduğumuz seferberlikte az da olsa mesafe alıyoruz. Az dememin sebebi; sıfır olmadıktan sonra bizim için az. 22 Mart itibarıyla geçen yılın aynı dönemine göre kadın cinayetleri sayısı 70'ten 50'ye, yüzde 29 bir azalışa geldi" ifadelerini kullandı.

"Kadınların istihdamda daha güçlü olması için katkıda bulunuyoruz"

Bakan Özer de eğitimde son 19 yılda devrimsel bir dönüşüm gerçekleştiğini, geçmişte başörtüsü engelinden dolayı eğitime erişemeyen kadınların, kız çocuklarının olduğunu söyledi. Bu konunun hiçbir zaman kadına şiddet bağlamında değerlendirilmediğini söyleyen Özer, şöyle konuştu:

"Anayasal bir suç olarak eğitime erişim engellendiği gibi aynı zamanda kadına yönelik de bir şiddet gerçekleşti. Bu bağlamda kadına yönelik şiddette konuşan insanların içtenlik ve samimiyetinin önemli olduğuna inanıyorum.

Milli Eğitim Bakanlığı olarak bir taraftan kadınlarımızın, kız çocuklarımızın eğitimiyle ilgili her türlü imkanı seferber ederken, diğer taraftan vatandaşlarımızın da kadın ve erkek özellikle kadınların istihdamda daha güçlü olması için her türlü katkıda bulunuyoruz. Bu sene Bakanlık olarak farklı bir yaklaşıma doğru gidiyoruz. Tüm çalışmalarımızı okulla ilişkilendirmeye başladık. Bizim eğitim sistemimizde 57 bin 108 okulumuz var. Okullardaki iklimi değiştirme, okuldaki yönetici, öğretmen idari personelin çok uyumlu ilişkilerinin sağlıklı bir zeminde ilerlediği bir okul iklimini tesis etme yönünde yeni çalışmalar başlattık. İnşallah bu çalışmalarda şiddetle mücadele faaliyet kapsamında olmamasına rağmen buraya dahil edeceğiz. Okullarımızda şiddete sıfır toleransın olduğu akran zorbalığının mümkün olduğu kadar engellendiği ve önlendiği her türlü etkinliği okullarımızda yaygınlaştıracağız ve destekleyeceğiz."

"Farkındalık eğitimleri gerçekleştirildi"

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ise şiddetin önlenmesi için toplumu bilinçlendirmek üzere hutbeler okunduğunu, vaazlar verildiğini ve eğitim programlarının düzenlendiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Şiddete uğrayan kadınların başvurabilecekleri, rehberlik ve danışmanlık hizmeti alabilecekleri merkezlerin tanıtımı ile kadına karşı şiddeti önlemeye yönelik eğitim faaliyetleri başkanlığımızın diğer kamu ve kuruluşlarıyla iş birliği halinde yürüttüğü çalışmalar arasındadır. Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında hazırlanan eylem planı çerçevesinde farkındalık oluşturmakla sorumlu paydaş kurumlar arasındadır. Kadına yönelik şiddetle mücadelede farkındalık çalışmalarıyla hizmet içi eğitim dersleri, aile ve dini rehberlik büroları faaliyet ve başvuruları, basılı ve görsel yayınlar şeklide yer almaktadır. Bu bağlamda 2021 yılında illerimizde şiddet insan onuruyla bağdaşmaz konulu panel, cuma vaazı, fabrika ve kahvehane sohbetlerini içeren farkındalık eğitimleri gerçekleştirildi."

Konuşmaların ardından iş birliği protokolü imzalandı.