Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili olarak konuşan AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, "Özellikle PKK'lı militanlarla kucaklaşan 10 BDP milletvekiline mahsus bir uygulama söz konusu olmayacaktır. İlkeler, prensipler çerçevesinde mesele ele alınacaktır" dedi.
Çelik, AKP Merkez Karar ve Yürütme Kurulu (MKYK) toplantısının ardından gazetecilere açıklamalarda bulunarak, soruları yanıtladı.
Bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunun toplantıda özel bir gündem maddesiyle ele alınmadığını, ancak bazı MKYK üyelerinin bu konudaki görüşlerini aktardığını ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
"Dokunulmazlıkların kaldırılması veyahut bazı milletvekillerinin atılı suçlardan dolayı yargılama yolunun açılmasıyla ilgili olarak kişiye özel, partiye özel, kişiye ve partiye mahsus bir düzenleme yapmak ve böyle bir hareket tarzı içerisinde olmak gibi bir niyetimiz yoktur.
Özellikle PKK'lı militanlarla kucaklaşan 10 BDP milletvekiline mahsus bir uygulama söz konusu olmayacaktır. İlkeler, prensipler çerçevesinde mesele ele alınacaktır. Oransal olarak hakkında en az dosya bulunan parti AK Parti'dir. Bizim 326 milletvekilimiz var ama yanılmıyorsam 60 kadar dosya var. CHP'nin 135 milletvekili var ama hakkında 135 dosyası var. MHP toplam 50 küsur milletvekili var, neredeyse AK Parti'ye yakın onların da dosyası var.
Oransal olarak baktığınız zaman en az dosyası olan milletvekilleri AK Parti milletvekilleridir. Kişiye veya kişilere mahsus, parti veya partilere mahsus değil, belli ilkeler, kıstaslar çerçevesinde çalışma yapılacak. Bu çalışma çerçevesinde bu 800 küsur dosya ele alınacaktır. Tabi TBMM'de Karma Komisyon bunun üzerinde çalışacaktır. Bu mesele henüz sonuçlandırılmış, son söz söylenmiş mesele değilir, süreç devam ediyor."
'TBMM Karma Komisyonu yargılayıcı olmayacak'
Çelik, hangi suçların dokunulmazlık kaldırılmasının kapsamına gireceğinin tespit edilmesinin teferruat olacağını ifade ederek, TBMM Karma Komisyonu'nun yargılayıcı olmayacağını, yargılayıp yargılanmaması gerektiğine, TBMM Genel Kurulu'na indirilip, indirilmemesi gerektiğine karar vereceğini vurguladı.
TBMM'nin "Şu şahıs yargılanabilir" dedikten sonra o milletvekiliyle ilgili kararı yargının vereceğine işaret eden Çelik, yargılama süreçlerinin mahkemelerde uzayabileceğini, ancak komisyonlarda ve TBMM Genel Kurulu'nda dosyaların incelenmesinin uzun bir zaman alacağı kanaatinde olmadığını söyledi.
Çelik, "Akşam karanlık çöktükten sonra propaganda yapmış, trafik ihlali yapmış. Çoğunluğu Kabahatler Kanunu'nun kapsamına giren bazı fiillerden dolayı milletvekillerinin yargılamasının yolunu açalım herhalde kimse demez. Ağır cezalık olan, terör suçu gibi yüz kızartıcı suçlar gibi suçlarla ilgili bir eleme, tasnif yaparsanız, çerçeveyi ve prensipleri belirlerseniz inceleme uzun sürmez, zor da olmaz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'na sert eleştiri
Çelik, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na Irak Başbakanı Maliki'den davet geldiğini ve Kılıçdaroğlu'nun da Irak'a gideceğini açıkladığını anımsatarak, bu durumu nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine şu yanıtı verdi:
"Türkiye'nin aleyhinde olanlar veya Türkiye'ye karşı zaman zaman hasmane tutum içinde olanlar Sayın Kılıçdaroğlu'na çok büyük yakınlık duyuyorlar. Beşşar Esed, Türkiye'yi düşman ilan etmiştir ama Sayın Kılıçdaroğlu'na mahsus selamlarını göndermeyi ihmal etmiyor. CHP'li milletvekilleri Esed'in sağına, soluna geçerek arzı endam etmeyi kendileri açısından şeref kabul ediyorlar. Beşşar Esed'in CHP'lilere ve Sayın Kılıçdaroğlu'na gönderdiği selam da onlara bir 6 ay yeter.
Sayın Maliki ile olan durum üç aşağı, beş yukarı buna benzerdir. Böyle bir zamanda Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Hükümeti ile zıtlaşma içerisinde olan ya da en azından iyi niyetli olmayan fiil ve davranışlar içerisinde bulunanların Sayın Kılıçdaroğlu'na sempati duyması, mahsus davetler göndermesi dikkatten kaçan bir şey değildir. Elbette CHP Genel Başkanı, anamuhalefet lideri dünyanın istediği yerine gidebilir. Keşke daha çok gitse ama gittiği zaman Türkiye'yi şikayet eden, Türkiye'yi Suriyelilere silah temin eden bir ülke diye taktim eden tavır içerisinde olmasa da bir anamuhalefet partisi genel başkanı sorumluluğu içerisinde hareket etse. Biz o zaman Sayın Kılıçdaroğlu'nu ayakta alkışlarız.
Kendi ülkesini suçlayan, şikayet eden, gammazlayan bir tutum içerisinde olduğu zaman bu bizi üzüyor. Sayın Kılıçdaroğlu böyle bir tavrı kendisine yakıştırabilir, ama biz Türkiye'nin anamuhalefet partisi liderine yakıştırmayız"