Gündem

Hürriyet yazarından Akit yazarına: Laikçilerin tepkisinden bu kadar rahatsız oluyorsan, önce sen ses çıkar!

"Bir kere de 'Böyle bir çirkinliği kabul etmiyoruz!' deyin"

30 Aralık 2017 11:32

Hürriyet yazarı Ayşe Baykal, Konya Ayşe Kemal İnanç Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde görevli felsefe öğretmeni Ercan Harmancı, Twitter'dan beden eğitimi dersinde eşofman giyen kız öğrencilerle ilgili olarak "Ya benim çok sapık duygularım var ya da şeytan onlara uğramıyor. Bir genç kızın vücut hatlarını gördükten sonra şeytan size üflemiyorsa ya erkekliğinizi ya da imanınızı kaybetmişsiniz demektir" sözlerine sahip çıkan Akit Yazarı Ali Karahasanoğlu'na tepki gösterdi.

Baykal, "Ali Bey, bu tablo karşısında 'Sen kim oluyorsun da öğretmenlerimize ve babalarımıza bu şekilde konuşabiliyorsun?' demiyor; aksine bu durumdan da laikçi medyayı ve hükümeti sorumlu tutuyor" diyerek "Madem laikçilerin tepkisinden bu kadar rahatsız oluyorsunuz, önce siz ses çıkarın. Bir kere de 'Böyle bir çirkinliği kabul etmiyoruz!” deyin. Ortalığı öyle birbirine katın ki, kimsenin söyleyecek sözü olmasın" ifadesini kullandı.

Baykal'ın "Ali Bey, masaya yatırmaya nereden başlıyoruz?" başlığıyla (30 Aralık 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

Geçtiğimiz günlerde felsefe öğretmeni olan Ercan Harmancı’nın sosyal medya üzerinden Beden Eğitim derslerinde eşofman giyen kız öğrencilerle ilgili yaptığı  “Ya benim çok sapık duygularım var ya da şeytan onlara uğramıyor. Bir genç kızın vücut hatlarını gördükten sonra şeytan size üflemiyorsa ya erkekliğinizi ya da imanınızı kaybetmişsiniz demektir. Kız öğrencilerin giydiği eşofman onları çıplak yapar. Bugün beden eğitimi adıyla adet görmüş kızlara zorla ve müfredat gerekçeli zina yaptırılıyor bu hiçbir babanın da umurunda değil. Hemi de Müslüman baba. Niyet sorgulamıyorum İslam’ın sınırlarının dışında niyet aranmaz. Beden eğitimi dersi veren, verirken gerçekten rahatsızlık duyan şerefli öğretmenler olduğu gibi şereften yoksun öğretmenlerde var.” şeklindeki çirkin yorumlara ilişkin Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu bir yazı kaleme aldı.

Karahasanoğlu, Harmancı’nın ifadelerine kısmen sahip çıkarak,  Harmancı’ya tepki gösteren laikçi medyaya ve jet hızı ile öğretmeni görevden alan bakanlığa çattı.

Medyaya yansıyan taciz olaylarından Beden Eğitimi ile ilgili olanları eleyerek köşesine taşıyan Karahasanoğlu “… Medyada yer alan, “Okulda cinsel taciz” haberlerini şöyle bir irdeledim. Maalesef tablo, çok vahim. Beden eğitimi derslerindeki öğrencilere cinsel taciz eylemlerinin, diğer derslere oranla, daha yoğun şekilde işlendiği çok net görülüyor. Beden eğitimi dersleri artık masaya yatırılmalı.” dedi.

Okullarda ve yurtlarda yaşanan taciz olaylarının beden eğitimi derslerinde daha yoğun yaşandığını söylemek için ciddi bir “algıda seçicilik” gerekiyor elbette.

Bu arada hazır elimiz değmişken yatılı yurtlardaki erkek çocuklara tecavüz olaylarını da masaya yatıralım. 12 yaşındaki erkek çocuğunun rızasını alarak (!) onunla cinsel ilişkiye giren öğretmenlerin durumunu da konuşalım.

Harmancı’nın hedefinde kız öğrenciler veya İmam Hatip dışındaki okullar yok. Hedefinde sadece, Beden Eğitimi öğretmenleri ile kız çocuklarının babaları var. Ve anladığım kadarıyla Harmancı şöyle bir sınıflandırma yapmış; Beden Eğitimi öğretmenleri fırsatçı, kız babaları  sorumsuz, kendisi ise yüksek sorumluluk sahibi bir Müslüman (!)

O öğretmenlerin, o babaların hiç mi onuru yok yahu? Bir kendini bilmez çıkıp –sözde- din adına koskoca bir camiaya bir kara leke çalacak ama suçlu olmayacak.

Ve Ali Bey, bu tablo karşısında “Sen kim oluyorsun da öğretmenlerimize ve babalarımıza bu şekilde konuşabiliyorsun?” demiyor; aksine bu durumdan da laikçi medyayı ve hükümeti sorumlu tutuyor. 

Bir de anlamadığım madem laikçilerin tepkisinden bu kadar rahatsız oluyorsunuz, önce siz ses çıkarın. Bir kere de “Böyle bir çirkinliği kabul etmiyoruz!” deyin. Ortalığı öyle birbirine katın ki, kimsenin söyleyecek sözü olmasın.

Dünyanın her yerinde taciz - tecavüz suçu yaşanıyor ama sadece bizde suçluya karşı ayrıştırma var. Taciz veya tecavüzcülere kimliğine göre davranmaktan vazgeçelim artık.

Ülkemizde tecavüz sorunu yok, tecavüzlerin yeterli cezayı alamama sorunu var.

Tecavüzcüyü değil, tecavüze uğrayanı suçlama sorunu var.

Tecavüz gerçekleşmediğinde ise tacizcinin elini kolunu sallayarak dolaşması sorunu var.

Tecavüz edildikten sonra öldürülen bir genç kız için “Mini etek giymeseydi!” yorumu yapmasına rağmen çıkıp televizyonlarda hâlâ konuşabilen kişileri kabullenebilme sorunu var. 

Tahrik olmayı, karşı tarafın ırzına geçmek için yeterli gören zihniyet sorunu var.

Tecavüzün mazereti olmayacağını anlamamakta ısrar eden beyinsiz insan sorunu var.

Yeni yıla yeniliklerle girelim.

Yeni yıldan yenilikler bekleyelim ama biz de bazı şeyleri eski yılda bırakalım. Hayatımıza yeni bir sayfa açmak bizim elimizde, unutmayalım.

Umarım 2018 yılı; ülkemiz için, dünya için, özellikle de insanlık için güzellikler yaşayacağımız bir yıl olur.

Sevgiler…