Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş'ın bir toplantıda sadece dört kişinin anayasa değişikliği teklifi metnini okuduğunu gördüğünü ileri sürdü. Yılmaz, "Sanırım 'endişeli muhafazakârların' sayısını arttıracak şey de esasen AKP seçmeninin, değişikliklerle ne yapılmak istenildiğini tam olarak anlamaları olur" görüşünü dile getirdi.
Mehmet Yakup Yılmaz'ın "Genel başkanı öyle derse" başlığıyla yayımlanan (17 Şubat 2017) yazısı şöyle:
AKP Manisa İl Başkan Yardımcısı Ozan Erdem’in, “Eğer referandumda yüzde 50’yi geçemezsek iç savaşa hazırlanın” sözleri, partisinde tepki görmüş.
AKP Teşkilat Başkanı Mustafa Ataş, “Olayı öğrenir öğrenmez Manisa İl Başkanımızı aradım ve bu il başkan yardımcısının istifasını almasını istedim” diye anlatıyor.
Manisa İl Başkan Yardımcısı’nın neden istifa ettirildiğini doğrusunu isterseniz anlayamadım.
Bu partinin hükümetinin başbakan yardımcısı değil miydi, “Allah’ın izniyle referandumdan büyük ölçüde evet çıktıktan sonra terör örgütleri hiçbir şekilde sesi soluğu çıkamayacak noktaya gelirler” diyen?
Partinin genel başkanı “Hayır diyenler teröristlerle birlikte hareket ediyor”dememiş miydi? “Evet” kampanyasının en önemli destekçisi, ülkenin en tepe yöneticisi, Cumhurbaşkanı, sürekli “yeni bir İstiklal Savaşı verildiğinden” söz etmiyor mu?
Siz “hayır” oyu verecekleri teröristin amaçlarına hizmet etmekle suçlarsanız, partinin daha küçük yöneticileri de işte böyle abuk sabuk konuşmaya başlar.
Yarın, böyle nutuklarla gaza gelmeye teşne “meczuplar” daha da ileriye gidebilirler.
Ülkeyi bölecek, vatandaşlar arasına böyle düşmanlık tohumları atacak nutuklardan, sözlerden kaçınmak her şeyden önce ülkeyi yönetenlerin sorumluluğu olmalıdır.
Endişeli muhafazakârlar
Hürriyet’in Parlamento Bürosu Şefi Nuray Babacan’ın aktardığına göre AKP’nin yaptırdığı son üç araştırmada “kafası karışıkların” oranı yüzde 20’yi buluyor.
Parti yönetiminin tespitlerine göre bunun yarısına yakını “klasik AKP seçmeni” imiş.
Parti yöneticileri bu durumdaki seçmenleri “endişeli muhafazakârlar” olarak tanımlıyormuş. Böylece siyasi sözlüğümüze “endişeli modernler”den sonra endişeli bir grup daha eklenmiş oluyor.
Parti yöneticileri, parti teşkilatının da motivasyonunun düşüklüğünden yakınıyormuş.
Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ataş, bir toplantıda 500 kişiye sormuş, sadece dördünün Anayasa değişikliği metnini okuduğunu görmüş.
Bunda şaşılacak bir taraf yok. Oy veren milletvekilleri arasında bir araştırma yapacak olursa, orada da tablonun bundan farklı olmadığını görecektir diye düşünüyorum.
Ve sanırım “endişeli muhafazakârların” sayısını arttıracak şey de esasen AKP seçmeninin, değişikliklerle ne yapılmak istenildiğini tam olarak anlamaları olur.
Endişelerinin artması için sadece şunu düşünmeleri bile yetecektir: Bu yetkiler günün birinde hiç beklenmeyen birinin eline geçerse ne olur?
Bu yetkilerle mesela Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı olduğunu düşünmeleri bile soğuk terler dökmelerine neden olacaktır.
Çünkü, iki turlu bir cumhurbaşkanı seçiminde kimin kimi alt edeceğini kestiremezsiniz.
Eğer Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli, Erdoğan’ın seçildiği cumhurbaşkanı seçiminde ortak aday çıkararak, seçimi baştan tek turlu hale getirmeselerdi ne olurdu, bunu kimse bilmiyor.
Sınırsız yetkilerle donatılmış, ülkeyi her anlamda tek başına yönetecek bir kişinin seçilmesi bu endişeyi yaratan şey.
AKP’nin endişeli seçmenlerinin endişeleri haksız değil.
Partinin 15 yıllık iktidarı süresince edindikleri kazanımları, tek bir seçimde kaybetmeleri söz konusu olabilir çünkü.